*

  • ege yoresinde oynanan bir halkoyunu
  • ait olduğu yer için;
    (bkz: teke yöresi)
  • teke'nin özellikle eşleşme zamanın da yaptığı sıçramalar ve haraketler bu türün oyunlarına yansımıştır. ancak bazı araştırmacılar bu adın, yörenin adından da geldiğini söylemektedir. türün en belirgin ögeleri usül, bağlamadaki çalış tavrı ve oyunlara eşlik olarak okunmasıdır. 9/8'lik usülün sanat müziğindeki aksak ve raks aksağı olarak bilinen şeklinin 9/16 'lık türevi teke zortlatmasının en belirgin unsurudur. muzaffer sarısözen teke yöresinde özellikle ısparta cevresinde kullanılan 9/16'lık usüle gakgili havası dendini belirmiştir. hamit çine de köy kadınlarının, tepsi, tencere kapağı, leğen çalarak teke oyunlarını oynamasına dımıdım denildiğini söylemektedir.
  • eşeği siken osuruğuna katlanır atasözümüz tekeyi zortlatmanın metodunu ortaya koyması bakımından ayrıca dikkat çekicidir.
  • zortlatma, sicrama, hoplama anlamina gelir..
    teke zortlatmasinin dogus yeri, yoruklerin yasadigi daglik yorelerdir.. sonbahar mevsimi tekelerin ciftlesme zamanidir.. bu mevsimde erkek tekeler hoplayip ziplayarak disilere kur yaparlar.. gunun birinde cobanin biri tekelerin bu halini gorunce dayanamaz ve hoplayip ziplama hareketlerine kendini kaptirir.. sekerek taslarda sesler cikarir.. sonralari bu hoplayip ziplamalara, taslarda sekerken olusan ritme benzer bir muzik de uydurulur.. boylece teke zortlatmasi denen halk oyunu ortaya cikar..
    teke zortlatmalarinin en unluleri; yayla yollari ve ak koyunum yuz olsadir..
  • şeytan çağırma ayinine ait alternatif bir ritüel olsa gerek
    (bkz: invocation)
  • antalya dugunlerinde, orkestranin bir anonsu ile, pist bosaltilir ve davetlilerden guzel teke zortlatmasi oynamasi ile nam salmis kisi, ekolu mikrofon ile piste davet edilir. piste cikan kisi yavas yavas basladigi oyuna giderek hizlanarak, kosarak ve hatta tunguyerek (bkz: tungumek) devam eder. diger yorelerimizin oyunlarindan farkli olarak; misal bir halay gibi grup halinde oynanmaya musait degildir, nebleyim miskette oldugu gibi iki kisi karsilikli senkronize parmak siklatip gerdan kirmaz. tamamen sahsi bir oyundur, kisinin bireysel sovudur. piste davet edilip oynayan kisiye katilmaya calisanlar olursa tepki toplar, pistten inmesi kibarca istenir, daha da olmadi, alasagi edilir bu kisiler..
  • anadolu yarımadasının güney batısında akdeniz’e doğru uzanan kara parçasının adı teke yarımadasıdır. bu yarımada üzerinde burdur, muğla ve antalya illeri yeralmaktadır. bu yarımada üzerinde yer alan batı toroslar'da oldukça sarp kayalıklar bulunmakta ve bu kayalıklarda da ala geyik ve dağ keçisi bulunmaktadır. bu dağ keçisinin yayılış alanı anadoluda oldukça geniş bir alanda olmasına rağmen, kendisini doğaya uydurma, gizleme ve beslenme ortamı olarak en uygun alanlar olarak bugün, niğde demir kazık dağları, bolkar dağları, antalya giden gelmez, beydağları, burdur maşta dağı ve ballık deresi kanyonu ile muğla sandraz dağıdır. ayrıca bu yöreye yakın olan denizli honaz ve karcı dağları da yaban keçisi'nin yayılış alanıdır.

    yaban keçileri gruplar halinde yaşarlar. yaşlı erkektekeler ise genelde tek yaşar ve eylül ekim aylarında haremlerini kurmaya başlarlar. bu zamanda yaşlı tekeler haremlerini kurmak için diğer yaşlı teke ve genç erkekler arasında kıyasıya döğüşler olur ve bu döğüşler kafa kafaya vurma şeklindedir. kayalar üzerinde olan bu döğüş sırasında, tekeler ayaklarını yere vurarak çıkardıklar ayak sesleri ve bu seslere karışan boynuz şakırtısından oluşan bu harmoniye teke zortlatması olarak ifade edilmektedir ki, bu harmoniye uygun olarak özellikle burdur ilinin dirmil yöresinde oynanan kıvrak ve hareketli bu folklora teke zortlatması denilir. bu oyunlara örnek olarak, yayla yolları, goca çam gibi çok sayıda oyun vardır.

    cemilem ve şu dirmilin çalgısı teke zeybeği ile adlandırılan türkülerdir.

    zortlama,bu şekide ifade edilirsede,halk arasında”iki de bir zortlama! “ diye ifade edilen deyim deyerini bulmaktadır. bu deyimden anlaşılacağı gibi, durup dururken hareketlenme, ayağa kalkma ve zıplama şeklinde ifade edilebilir.
  • sabah sabah hele ki ergün şenlendiricinin trompetinden dinlendiğinde neşe katan, uyku açan, batna cila bir eserdir.
hesabın var mı? giriş yap