• nathanael westin 1930larda "olmek icin" california a giden kayip insanlari anlattigi, horoz dovuslu, tecavuzlu, lincli, bulanik ve yapiskan rahatsiz edici romani. homer simpson isimli bir karaktere hayat vermisligiyle taninir.
  • başrollerini karen blackve donald sutherland'in oynadığı, john schlesinger'in yönettiği, keşfedilmeyi bekleyen, çarpıcı ve sarsıcı film.
  • son on dakikasinin mukemmelligiyle beynime kazinan, hakettigi ilgiyi gorememis kult bir filmdir.
  • bok gibi bir filmdir çok afedersin.
  • bir adet homer simpson barındıran 75 model film. karakteri genelce the undoing 'den bilindiğini düşündüğüm donald sutherland canlandırıyor. hastalıklı derecede saf görünümlü, içine kapanık ve melankolik biri olan homer, bu yönleriyle film boyunca diğer karakterlere zıt koşulmuş. öcülü finalde de bu durum, biraz da ironik biçimde parlatılmaya çalışılmakta.

    filmdeki bir replikte de geçtiği üzere homer, karşısındaki kadın ne kadar çekici olursa olsun içinde ona karşı herhangi bir beklenti beslemiyor. senaryoda olduğu kadar gerçek hayatta da örneklerine rastlanabileceği şekilde bu özelliği faye isimli hanımın ilgisini çekmekte. sonlara doğru sevgiyi yücelten bir söylemi var fakat bundan bahsederken almaktan ziyade vermenin altını çiziyor.

    göze batan tüm anormalliklerine rağmen ondaki olmuşluklar diğerlerinin kendilerinde olan eksiklikeri görmelerini sağlıyor. öyle ki onu bazen etrafına yukarıdan bakan biri gibi görerek bazense ona direkt aşağılar şekilde bağırarak rahatsız oldukları bu konuma karşı tepki göstermekteler. örneğin; tod , öncesinde tecavüz girişiminde bulunduğu kadından homer'ın zaafları bulunan birine nasıl ustaca saygı duyabildiğini öğrendiğinde ilk gördüğü yerde olanca şiddetiyle ona saldırıyor.

    homer üzerinden bir küme karikatürüze edilmiş fakat bu küme dönemin modern amerikan adamı mıdır tam emin olunamıyor. zira yukarıda bahsedilen huyları yanı sıra evinin bahçesinde incil okuyan dinine bağlı biri olması, yemek yapmayı alışkanlık haline getirmesi gibi halleri o kısmı çöpe atıyor. buna rağmen keyifle - şarkı - söylemesi istendiğinde milli marş seslendirecek kadar eğlence borcuna batışı, hayatı bomboş gözlerle izlemesi ve dünya onun bulunduğu evde ikamet etse ve yansa " banane lan " diyecek tavrı yıllarca ekranlarda başka başka insanlardan izlediğimiz bukleler.

    the simpsons mevzuna gelince ben baktım; karakter * ismini, ne münasebetse homeros tan alıyormuş. gelen soru üzerine espriler, şakalar yapılmak istenmiş belli ki.
  • amerikalı modernist nathanael west'in yegâne başyapıtı. şimdiye dek yazılmış en etkili hollywood eleştirisidir. film uyarlaması da harikadır.
hesabın var mı? giriş yap