• (bkz: les revenants)
  • çok başarılı ve değişik bir gerilim filmi (korku değil)

    geleneksel zombi filmlerinden farkı, virüsün bulaşma anını değil de bulaşmasının sonucunu ve bulunan çözümlere odaklanması. oyunculuklar oldukça iyi, özellikle emily hampshire*çok iyi bir iş çıkarmış. imdb'deki 5.8 lik puanını asla haketmeyen film.

    --- dikkat spoiler ---

    o değil de, kate'in son sahnede yıkılmasına benim bile inanılmaz içim gitti be. ayrıca o en yakın arkadaşları ne orospu çocuğuymuş arkadaş, insan bari birkaç tane bırakır hayvanoğlu hayvan ! (bkz: filmin etkisinden kurtulamamak)

    --- dikkat spoiler ---
  • a&e kanalının 10 bölümlük onay verdiği les revenants uyarlaması dizi. yapımcısı, lost'tan hepimizin hatırlayacağı carlton cuse.

    http://tvbythenumbers.zap2it.com/…tm_source=twitter
  • ''virüs'' adıyla sinemalarda gösterime girmiş, bugün berbat bir ispanyolca dublajla, okuma rahatlığı olarak berbat bir altyazıyla arkadaşlarımla sürekli küfrederek izlediğimiz dandik bir zombili dram. mybilet'e şikayet etsem paramı geri alabilir miyim bilmiyorum ama sanmıyorum. sinemaya söylesem kıllarını kıpırdatmazlar büyük ihtimal. ''bize böyle geldi'' falan der geçiştirirler. kısacası ingilizce olduğundan emin olmadan sinemada falan izlemeyin...

    durumu kime şikayet edebileceğim hakkında bir fikri olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun lütfen.

    en kötüsü eve gelince baktım ki torrent, altyazı her şeyi mevcut. filme gitmeden bakmayı akıl edebilsem ve böyle olduğunu bilsem bu aptallığı yapmazdım...

    film hakkında yorumlarım ise cuma buralarda olacak...
  • yarısında çıktığım ikinci filmdir kendisi. sadece ben değil salondakilerin hepsi* yarısında çıktı.

    neden ingilizce filmi türkiye'de ispanyolca dublajlı izledik, dünya sinemasında başka film mi kalmadı bu filme salon ayrılıyor anlamadım. film hakkında konuşmaya gerek bile yok, televizyon filmi bile olamaz.

    ve evet imdb'deki 5.8 puanını kesinlikle haketmiyor çok daha düşüklerine layık.
  • film olanından bahsetmek gerekirse fragmanına aldanıp bir zombi filmi olduğunu veya 28 days later vb. virüslü filmlerden olduğunu düşünmeyin. çok ağır , aksiyonun neredeyse hiç olmadığı durağan bir film. işin psikolojik veya dramatik yönüne mi abanmışlar derseniz o da yok...alacakaranlık dizisinde tek bir bölüm olsa daha çok itibar görür.türünün hastasıyım. zombili , virüslü ne varsa izlerim...çok kötü filmler izlemişimdir lakin bu film gerçekten vasatın çok altında...
  • zombi istilası sonrasına, artık bilinen bir bakış açısıyla çekilmiş bir film. bazı noktalarında eksikllikeri de olsa meraklıları için izlenebilecek bir yapım olmuş.
  • zombi olayına başka bir açıdan yaklaşan film. korkudan çok dram var. dolayısıyla gayet sıkıcı ve durağan bir film. zombi filmleri hastası ben bile yarım saat dayanamadım. sonu da tahmin edilebilir. 5/10
  • zombi metaforu altında bize benzemeyenlere ne yaptığımızı, daha neler yapacağımızı anlatan film.

    bir salgın nedeni ile insanlar zombiye dönüşüyor ve bir protein kullanımı ile ısırılanların zombiye dönüşümü engellenebiliyor. ancak her gün belli bir miktar bu aşıdan almalılar.

    ne olduğunu bilmediğimiz bir nedenden ötürü bu aşının stokları tükeniyor ve kaos başlıyor. aynı zamanda bu aşı ile insanların zombi olmalarının önlenmesine karşı çıkan ve bu insanları (the returned deniyor bu insanlara ve özel bir kimlik taşıyorlar) avlayan insanlar var.

    bu kargaşanın ortasında erkek arkadaşı ısırılmış ve bu aşıları kullanan geri dönen zombileşmemiş insanlar ile ilgilenen bir bilim kadını var.

    bu filmde zombiler işlenmiş ama filmde zombilere duyulan tepki ve dışlamanın, aids hastalarına gösterdiğimiz tepkiden, otobüste kürtçe konuştu diye insanları linç etme girişimimizden, hamile kadınlar sokakta dolaşmasın anlayışından, kadınlar kamusal alanda kahkaha atmasın anlayışından, eşcinsel olduğu için insanları aşağılamamız ve öldürmemizden farkı yok ki filmdeki şu replik bence özetliyor:

    --- spoiler ---

    bilim kadını true blood'taki sentetik kan gibi sentetik protein üretmek için sermaye sahiplerine sunum yapar ve bağış ister. o sırada içlerinden kilolu bir iş adamı kalkar:

    "bu iş çok masraflı ve salgından etkilenmiş bu insanlar ürkütücü ve insan bile değiller artık. görünüşleri bile değişiyor" der.

    bunun üzerine bilim kadını şöyle cevap verir: "obez insanlar da bize çok pahalıya mal oluyorlar ve de gittikçe çoğalıyorlar. üstelik görünüşleri de çirkin. şimdi onları da mı öldürelim." gerçi burada obez insanlara çirkin denmesi hoş değil ama ana fikri veriyor sanırım.
    --- spoiler ---

    daha önce zombiler değil ama uzaylıları kullanarak benzer bir tema işlenmişti district 9

    filmde de gösterildiği gibi bizden olmayan tanımlamasının sınırları yok ve her gün genişleyen bir liste.

    yıllar önce ruanda'da tutsiler ve hutularin birbirine soy kırım yapmasına neden olan ötekileştirmedeki gibi. uzun zaman birlikte yan yana yaşamış insanların ekonomik, emperyal ya da faşist düşünceler ve nedenlerden dolayı bir gecede hutularin burnu daha küçük boyu daha uzun, tutsiler bizden değil ayrımı ile işlenen cinayetler gibi.

    bu film belki dikkat çeksin diye belki de anlamamızı kolaylaştırsın diye zombileri, zombiye aşık olan bir kadını kullanmış ve bu nedenle izlenebilir bir film.
  • imdb puanını hakeden film.*
hesabın var mı? giriş yap