toy
-
"toy günü durdu da dolu günü bezendi." atasözü içinde karşılaşınca içgüdüsel olarak anlamını sezdiğim, karslı yakınıma sorunca düğün, şölen, ziyafet anlamına geldiğini öğrendiğim eski türkçe sözcük. kaşgarlı mahmut'un divanü lugati't-türk'ünde bulunmasına kesin gözüyle bakıyorum. (ordu kurağı, ilaç yapılan bir ot, toy kuşu, çanak yapılan çamur anlamları kayıtlıymış. hayret, yetersiz.) hem aktaran, hem bilen ve öğreten çok suser olması gözlerimi yaşarttı, bağrımı kabarttı. doy/doymak kökünden toyu da çok önemsedim. acaba kürtçesi dilan'dır desek biraz tutturur muyuz?
"benim başıma gelenler toyda osuranın başına gelmedi." kars atasözü
"sanıyorum mektubun bu yerinde sana karşı tamamen açık olmak ve şimdiye kadar aslında hiç kimseyle paylaşılmamış bir şeyi söylemek zorundayım. sanatoryumda bir kıza aşık oldum, bir çocuk, 18 yaşlarında, isviçreli fakat italya'da, cenova yakınlarında yaşıyor, yani soy olarak olabildiğince yabancı, tamamıyla toy, fakat halleri bir hoş, hastalıklı haline rağmen çok kıymetli ve deyim yerindeyse derin mi derin." franz kafka - briefe an felice
(bkz: toygun/@ibisile)
(bkz: toygar)
(bkz: şölen), ziyafet
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap