• orijinal adı the girl on the train olan, paula hawkins tarafından yazılan, new york times bestseller listesinde uzunca bir süre bir numaralara oynamış heyecanlı ve gerilimli bir roman (imiş). ithaki yayınları'ndan çıkmış, çevirmen aslıhan kuzucan.

    http://www.idefix.com/…asp?sid=eolzmxeulk3kno4jlmuh

    orijinal versiyonun kapağı daha iyi gibi ama...

    http://www.amazon.com/…-train-a-novel/dp/1594633665
  • 30 yıldır yazabilen fakat yarım yıldır okuyan bir okur-yazar olarak, 360 sayfayı boşuna okudum fikrini zihnimin dibine çakabilen nadir kitaplardan biri. azraile borcu tek bir osuruk kalan yaşı ilerlemiş amcalarıma teyzelerime kesinlikle tavsiye etmiyorum. gidin torununuzla renkli istop filan oynayın. valla değmez. ama ille de zaman kaybının ne demek olduğunu yaşayarak deneyerek öğrenicem diyosanız orasını siz bilirsiniz.

    kendi kendime divanın üzerine oturup çocukken başımdan geçen gerilimli anlarımı hatırlasaydım daha iyi gerilirdim heralde. ne gerdi, ne sürükledi ne de öğretti. elime ne geçti diye açıp avcumun içine baktım. herşey aynıydı. latin harfleriyle allah yazıyordu.sonra içimden her zamanki cümle yükseldi. hadi bunu da açıklayın ateyisler..
  • kitabın üzerindeki tess gerritsen'e ait "nefes kesici" şeklindeki yoruma aldanarak okuduğum kitap. 360 sayfa boyunca değil nefes kesecek bölüm, tek bir sahne bile bulmak çok zor. gerilime ait bir şeyler bulmak da oldukça güç. kitabı normal bir roman havasıyla okursanız sorun teşkil etmeyecektir ancak gerilim romanı diye okursanız çok büyük bir hayal kırıklığı yaratacaktır.
  • okuyan hangi insanın gerildiğini, bu gerginliğin veya gerilimin neden kaynaklandığını çok merak ettiğim kitap. zira benim gözümde bridget jones'ların günlüğü statüsündedir. fikir orijinal olarak güzeldir, trenden bakınca gördüğümüz insanların hayatlarının aslında hiç de öyle düşündüğümüz gibi olmadığı fikir olarak güzel olsa da dönüştüğü roman hayal kırıklığıdır.
  • kapağındaki şişirme yorumlara aldanıp aldım. şöyle çok satmış, böyle beğenilmiş filan....
    az once okuyup bitirdim ve "benim morali sıfır sıfır sıfır"... ne gerilimi, ne psikolojisi. dümdüz pembe seri. fena değil ama kapağında yazanlar ile aynı kitap değil.
  • valla rezalet bi kitap. hele ki gone girl'den sonra hiç çekilmiyo. boşa okumayın
  • kitabın arka kapak yazısını (rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi.) okur okumaz delicesine okuma isteği yarattı. hemen de alıp okudum.
    ben adamakıllı bir polisiye olacak sanıyordum, değilmiş.
    öyle çok hafife alınacak bir kitap da değil aslında.
    bana daha çok kadınlara hitap etsin diye yazılmış gibi geldi. bestseller olmasında bunun da etkisi olabilir.
    beni çok etkilemedi.
  • bu yazın popüler kitabı. d&r sağ olsun.. herkesin elinde bundan var. bütün sahil bunu okuyor. zaten ancak güneşin altında yapılacak iş bulunamayınca okunacak kitaplardan.
    sürükleyici değil. öyle basit gidiyor ki bizim klasik türk dizileri. insan ne olacağını biliyor ama okuyor.
    almayın boşa para, zaman kaybetmeyin.
  • apple virali.
    şaka şaka ne çok kötü ne de çok iyi diyebileceğim bir kitap. karakter yaratımı konusunda fena değildi ama yine de polisiye tadını alamadım kitaptan nedense. bir de rachel karakterini bir türlü kafamda canlandıramadım. neden bilmiyorum ama fiziksel özellikleri tam olarak bir türlü kafamda canlanmadı.
    ayrıca bu kitabın bestseller olmayı hak edip etmediği de tartışılır bence.
  • bana kalırsa aslında heyecanlı bir kitap, bir de okurken ben çok korktum geceleri uyurken - gerçi ben hep korkuyorum-. tess gerritsen'in yorumuna kanıp aldım evet ve beklediğimi de bulamadım, çok esrarengiz bir kitap değildi. cinayeti işleyenin olaylarda bağlantısı ipucu filan ne bileyim o kısım sanki bir dizinin artık finalini ne yapıcağını bilmez de saçmalar ya yönetmen, bu kitap da öyle olmuş.
hesabın var mı? giriş yap