*

  • konu hakkında varsayım yapmak
  • (bkz: farzetmek)
  • ne güzel bir kelimedir bu. mucize gibi.
    bir şeyi varsaymak, aslında öyle olmadığı halde öyle gibi düşünmek ne güzeldir. topluluk içinde konuşursunuz mesela, "örnek veriyorum" yerine "varsayalım ki" derseniz, kalabalıktaki herkesi katarsınız cümlenin içine. konuşmanız bir hayale dönüşür, ve hep beraber varsayarsınız işte. bir insan varsayarsınız, bir durumun aslında öyle olmadığını, başka türlü olduğunu varsayarsınız.

    örnek vermek durumunun hayale bulanmış halidir varsaymak. güzeldir.
  • matematiksel ispat yöntemlerinden biri olan "olmayana ergi" yöntemi içerisinde sık sık geçen hede.
  • (bkz: assume)
  • diyelim ki boktan bir kış gecesi boktanın boktanı bir diyardayız. saat gecenin dördü, etraf karanlık insanlarsa daha karanlık.

    ama varsayarak o boktan diyarın güzel bir diyar olduğunu günün günlük güneşlik ve insanlarınsa aydınlık olabileceğini varsayarabiliriz.

    nerede okumuştum kim bilir, rus gerçekçiliğinin edebiyatı öldürdüğünü insanların varsaymalarını tükettiğini.

    varsaymak bir yaşam biçimidir. zalimin zarta zurtasına, gururunun çiğnenmesine, sevgisinin kepaze edilmesine kanunların bu kadar yavaş yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine, kötülere kul olmasına iyi insanın, bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken ve ağır bir hayatın altında inleyip terlemek ve hepsinden daha beteri zamanın kırbacına nasıl katlanır insan, varsaymak olmasa?

    varsaymak güzel bir şeydir. cizi kraker yerken usulunce kızarmış bir pirzola yermiş gibi hissetmektir.

    deliler neden mutludur? çünkü onlar varsayıp varsaymalarına inanırlar ve dünyayı olduğu gibi görmek istedikleri görürler.

    gerçeklik gereksiz bir şeydir. hele ki yaşadığımız çağda gerçeklik katlanılmayacak kadar boktansa.

    ne kadar varsayarasak o kadar yaşarız.

    oysa gönül gerçeklerin güzel olmasını isterdi. ama olmadı.

    elde var varsaymak.

    hiç yoktan iyi...
  • cagimizin vebasi.
  • bir olgunun sonuçlarından yararlanabilmek, bu sonuçlar üzerine düşünce üretebilmek için onu olmuş veya olacak kabul etmek.
  • reddedildiğini zannettiğinde affetmiyor. reddedildiğini anlamamışsa affediyor. kimse? affetmemesi cehennemdir. cehennemi istemişse etkin olarak uğraşabilir. cennet cehennem arafında tutar, kendi de arafta kalır. aslında kadın orada, o anda* değil, her zaman kendindedir. sadece kendi olduğu yerde cennet varsaymakla görevlidir.

    (ilk giri tarihi: 10.10.2016)

    (bkz: var saymak), var
    (bkz: varsayım/@ibisile)
    (bkz: varsayalım)
    (bkz: ibisile/@ibisile)
  • bir olgunun sonuçları üstünde akıl yürütmek veya bu sonuçlardan yararlanmak için o olguyu olmuş gibi kabul etmek.
hesabın var mı? giriş yap