woolhouse

• yazar olup beni bahtiyar etmis bir euro turk. aman da aman, hosgelmis su guzel ortama.
• londra e1de bulunan bir apartmanin adi olan nickim.. 100 kusur daireli bu apartman geceleri 100 kusur odali bir eve doner.. zamaninda cok eglenmisligin, cok sasirmisligin, bir baska algilayisin kendimce ifadesidir.. kimi zaman icim de 100 odali bir eve benzer.. kimi zaman herkes kapisini kapatir, koridorlarim bos kalir.. boyle gider bu..
• karabatak. bir dalar, kayboldu gitti sanırsın. sonra hop!!! çıkar bir yerden karşına. şaşırırsın. sevinirsin ama.
• artık ufaktan yaşını başını almış olsa da gerek ufak ufak dans edişiyle olsun (vallahi ufak ufak dans ediyor böyle muppet show gibi), her gece gezmesinde elzem kafa masajı teknikleri olsun, gerek beni rezil rüsva etmeye yarayan dans teknikleri olsun pek teknik bir insan. erozyonif, anşante, fırkateyn. bir de beni bile topukluyla görmeye ilgisiz kaldığına göre hayata küsmüş sanki biraz.
  
  londra'nın şaşı hanımablası.
  
  tekzip: fotoğrafta şaşı şeyetmiş kendini, şaşı değilim bilinsin diyor. hakikaten bu kadar paralel bakan insan az bulunur, kayıtlar doğru olsun.
• an itibariyle foolhouse.. kendi de sasirdi..
• bu kadar sasiydi, degildi polemigine artik bir aciklama getirmek durumunda kalmis insan.. hayir sasiysam da sasiyim olabilirim de pekala lakin inatla benim sasi oldugumu iddia eden arkadaslarin bakip da gormedikleri sudur.. bir gozumde kayma var, oteki gayet duz bakiyor.. hatta su ara biraz sinirli bakiyor.. asabi mi ne!?? (harfleri tek tek secebildigim surece suclamalari asla kabul etmeyecegim, bilinsin..)
• ortaokulda tanisan annelerimizin dostluk meyveleriyiz biz.
  
  genclik yillarimizda farkli sehirlerde oldugumuz icin sik gorusememis olsak da ilk arkadaslarimdan birisidir kendisi. yillar ilerledikce mesafenin aramiza girmemesini umit ettigim, son osmanli ve turkler konulu sohbetini saatlerce dinleyebilecegim cin arkadasim.
  
  hampsteadde beni misler gibi de agirlamistir.
• telkolik.
• (bkz: baskan)
• tatsiz, tuzsuz, huysuz bisii..