• yaslilarin cocuklarla girdigi komik diyaloglardir.
  • bugün akşama doğru üsküdar'da bir otobüs firmasının şubesinde şahit oldum bi tanesine. şöyle ki;
    (görevli=g, teyze=t)

    t: oğlum ben bu akşam için ankara'ya bilet istiyorum.
    g: tamam teyzecim saat kaça istiyosunuz?
    t: ne bileyim. kaçta var ki?
    g: saat başı var teyzecim. sen hangi saatte istiyosun?
    t: akşam 9 olsun o zaman.
    g: tamam teyzecim. 25 numarayı veriyorum o zaman.
    t: ver ver.
    g: tamamdır. telefonunuzu alayım.
    t: a-aaaa...o niye ki şimdi? veremem ben telefonumu.
    g: neden teyze?
    t: veremem evladım, arayan soran oluyo. ben arıyorum bi yerleri bazen. nası vereyim sana telefonumu?
    g: öyle diil teyze...ahahahah...yanlış anladın ahah...hay allahım...

    içeride ne kadar insan varsa delicesine koptu. teyze ne olduğunu da anlamadı yazık. bakındı durdu millete. sonradan durumu açıkladı görevli çocuk da rahatladı kadıncağız.

    hey allahım ya, bak yazarken yine hatırladım, sinirlerim bozuldu. *
  • - yeni işini seviyon mu?
    - seviyorum dede, hem biliyor musun işyerim bir gökdelende!
    - eyy?
    - yeni işim gökdelende diyorum
    - götverende mi?
  • kuzenlerim arasında annanemlerde kalmak diye bi ritüel vardır..

    kendi evlerimizde bulamadığımız rahatı annanemle dedemin evinde bulduğumuzdan sanırım.. arasıra akran kuzenlerle sözleşip annanemlerde kalırız.. kuzenler arasında hemen hemen herkesin, yaşça bi dengi bulunduğundan bu evde kalan gruplar genelde bellidir..

    ne yazık ki bana kuzenlerden en eğlencesizi, en erken uyuyanı, en geyiğe gelmezi düştü bu akranlık mevzuunda ama olsun.. yine de kuralı bozmam pek.. annanemlerde kalacağım zaman ararım ekürimi.. gideriz birlikte..

    bi seferinde yine aradım kuzenimi.. "annanemlerde kalalım.." dedim.. sabaha kadar içip, geyik yapmayı, gülmeyi planlıyorum.. hastaymış bizim kız, "gelemem.." dedi.. çok sıkılmıştım, annane evini özlemiştim.. kendi kendime gitmeye karar verdim..

    gittim.. annanemle, dedemle yemek yedik, çay içip muhabbet ettik uzun uzun balkonda.. sonra onların yatma saati geldi 9 buçuk gibi..

    ben balkonda otururken annanem elinde bi poşetle geldi.. "sen bıcır bıcır* getirmemişsin" dedi.. "al bunlar serdar abinlerden kaldı.. geçen okan'la geldiklerinde getirmişler, yemeden gitti keratalar" dedi poşeti verirken..

    bi an sıkıntıdan, "herşeyi birbirine karıştırdım herhalde" dedim.. ya da "benim bilmediğim bişeyler oluyo ailemde".. serdar abim'in oğlu orta okula başladı bu sene, evliliğinin bilmem kaçıncı yılını yaşıyo, okan abim'le en son bi bayramda görüşmüştük en büyük kuzenimdir.. "demek bazı şeyler insan kaç yaşında olursa olsun değişmiyomuş, vay be!" diye düşündüm.. kocaman, evli barklı iki adam da bira, çerez, cips alıp annanemlere geliyo içmeye.. hüzünlendim biraz, ne güzel bişey bu ben de yaşım kaç olursa olsun kuzenimi alıp gelicem annanemlere kalmaya diye geçirdim içimden..

    bi süre böyle düşüncelerle uzakları izledim.. sonra poşeti açtım.. içinden çaresizce girdiğim bu zaman tünelindeki hızımı arttıran bişey çıktı.. panço!!!

    seneler önce adı değişen yeşil paketli cips.. "allaamm noluyo yaa??!!" diye elimde cips poşetiyle etrafa baktım bi süre.. o sırada pijamalarını giymiş şekilde dedem geldi balkona.. elimdeki poşeti görünce, elimden alıp açtı hızlıca, cips yemesi yasaktır.. içinden 1-2 tanesini ağzına attı.. "bu çip de çok güzel oluyo yav.. hadi allah rahatlık versin.." diyip gitti..

    alacakaranlık kuşağının ortasında elimde bi paket pançoyla kalakalmıştım.. elimi paketin içine soktum.. ıslak ve yumuşak cipslerden bi tane aldım.. ağzıma atamadan, kokudan ölücek gibi oldum..

    arkasından koştum dedemin, elimdeki cipsi fırlatıp..

    __dedeeee yoğurt yiyelim gel.. rahat uyuruz..
  • b: 70 kusür yaşındaki, kulakları az işiten ve tabi uyduran babaannem
    a: babaannemden daha yasli fakat dimağı onu 3 e katlayacak kadar yerinde, her şeyi sağlam bir teyze

    a kisisi secmeler halinde "bir dinazorun anıları" ni yazmaktadır adeta, o kadar akıcı konusur. b kisisi ise bu yetenek karşısında yaya kalmaktadır..

    a: efendim o zamanlar ben 17 yaşındayım, beni istemeye geliyorlar. ilk gelen: doktormuş kendisi... bık bık bık...
    b: kaçıncı eşiniz pardon kaçırdım da ben..
    a: eşim değil yahu. istemeye gelenleri anlatıyorum şu an!
    b: hmmm
    a: ben de çok hamaratdır. o zamanlar yogurt da caliyordum *. gelenlere de ikram ediyoruz... bık bık bık...
    b: ut mu çalardınız... ne kadar güzel bize de çalsaniz..
    a: kadın sen de uyduruyosun hee. iyice gitmis kafa... ne utu yahu!! yogurt yogurt.
    ...
  • babaanne babaya dogum gununde yurtdisindaki torunuyla konusmak istedigini soyler. ancak babaannenin telefonu yurtdisini aramadigindan torunun kendisini aramasi gerekmektedir. baba babaanneye siki siki tembih eder "cok uzun konusma, cok yazmasin cocuga" diye. torunun babaanneyi aramasi uzerine yasanan diyalog:

    - alo babaanne, nasilsin?
    - iyiyim yavrum, seni cok ozledim...sen nasilsin?
    - ben de iyiyim.
    - tamam oldu o zaman, hadi cok opuyorum gozlerinden.
    - (dumur bi sekilde) babaanne bugun benim dogum gunum...?
    - haaaa dogru yaaa ben ondan konusmak istemistim seninle, cok yazmasin diye panik oldum birden, unuttum. makina eskidi tabi artik...dogum gunun kutlu olsun, hadi opuyorum gozlerinden [cat!]

    artik baba nasil tembih ettiyse toplam 45 saniyelik bir gorusme yasadik kendisiyle.
  • favori torun amerika'ya gidecektir, dolayısıyla son günler haşır neşir geçirilmekte, diyaloglar hızına yetişilemeyecek düzeydedir. bunlardan bir tanesi:

    babanne: toruun, bana bak.
    isobel: efendim babane?
    babanne: sakın bana ordan kabuklu bir adam getiregoma! **
    isobel: babanne?!

    ..gülüşmeler
  • x: akli dengesi pek yerinde olmayan amca
    y: pink zeppelin

    x: saat kaç?
    y: 12 yi 20 geçiyor amca..
    x: bayram ne güne geliyor bayram?
    y: önümüzdeki cuma..
    (sesizlik)
    x: ramazanda fakirlere kıyma aldın mı sen?
    y: `:????`aldım amca aldım..
    x: aferin aferin, sakal tıraşı ol ama..
    y: peki amca olurum..
    x: gücenme ama söylediğime..
  • hastanedeyiz. kız arkadaşımın annesi saçma sapan, fizik kurallarına aykırı bir kaza geçirdi. sol köprücük kemiği ve sol diz kapağı kırık. odanın dışında bekleme bölümündeki koltuklarda oturuyoruz. kara çarşaflı (aslında normal bir teyzeden farkı yok benim için ama önce bir entry'yi oku sonra eksiye bas, tezcanlı tepkimatik suser) bir teyze geldi. bombalar da bu sırada başladı.

    baldız: gel otur teyzecim (der kalkar yer verir)
    teyze: otur kızım otur, rahatsız olma. otur kızım otur kızım otur otur (der ve diyerek oturur. bu sırada bir şenliğin başlayacağının farkında olan ben gülmemek için dudaklarımı kemiririm)
    teyze: selamın aleyküm.
    biz(ben, kız arkadaş, baldız ve kız arkadaşımın arkadaşı): aleyküm selam teyzecim.
    teyze: nerelisiniz siz? (yan yana oturan bize doğru bakarak)
    ben: istanbulluyum.
    kız ark: sivaslıyım. sen nerelisin teyzem?
    teyze: (ankara'nın bir köyünü söyler.)
    teyze: sen mi hastasın? (turp gibi olan kız arkadaşımın arkadaşına dönerek)

    [ayrıntı: evet teyze soruları dan dun sormaktadır. diyaloglarda tek kelime atlanmamaktadır.]

    kız ark: yok teyzecim. benim annem. içerde yatıyor. (odayı göstererek)
    teyze: hee sen neyi oluyorsun? (bana der)
    ben: nişanlısıyım.(kız arkı göstererek, teyzenin kız erkek ark kavramını algılayabileceğinden şüphe ederek)
    teyze: geçmiş olsun(g), annenin(g) nesi var? (bkz: şive yaparken -ing eki kullanmak)
    kız ark: kaza geçirdi, bacağı kırık.
    teyze: hee grip mi? biz eskiden grip olunca böyle bir baş sarımsağı alır böyle dövüp ezdikten sonra zeytinyağında bir çevirir öyle yutardık, geçerdi.?!?!
    (teyzenin kırık kelimesini grip olarak anlamasına kıs kıs gülünür ama abartılmaz. neticede biz de yaşlanacaz. hevesi kırılmasın diye teyzenin uzun grip ilacı tarifini sabırla dinleriz)
    kız ark: yanlış anladın teyzecim. grip değil bacağı kırık, kırık.
    teyze: ha öyle miiii. çok geçmiş olsun.

    [ayrıntı: bu diyaloglar sırasında önce baldız arkasından kız arkadaşımın arkadaşı götüm götüm olay mahallini terketmiştir.]

    kız ark: ben bir anneme bakayım (der ve beni satar gider)

    teyze, kız ark köşeyi döner dönmez öne doğru eğilir ve kısık sesle, fısır fısır, o kendine has şivesiyle konuşmaya başlar:
    teyze: oğlum; sivaslılardan(g) alevi çıkar, gözün(g)ü aç. tikkat et! aman ha! bizim bir tanıdık varıdı. sevişerek evlendiler amma şimdi heç anlaşamıyorlar. tövbe estafirullah.

    [ayrıntı: teyze otur beş. kız arkım alevi, evet.]

    ben: peki teyze. (gülmemek için kendimi tutarak)
    ben: bir bakayım bir şey lazım mı? (gülmemek için dudaklarımı kemirerek, hızlı adımlarla uzarım)

    odaya girdim ve başımdan geçenleri içeride anlattım. hasta sağlam ayırmadan koptuk, dağıldık. bir hastanede bu kadar yüksek sesle kopan bir gruba daha tanık olunmamıştır. hastamızın az daha dikişleri patlayacaktı

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
hesabın var mı? giriş yap