• hastaların doktor seçebilme hakları yanında yanlış teşhis ve tedavi için dava açma hakları da vardır. bu nedenle gereksiz bir uygulama önerisidir.

    ayrıca insan bedeni kişiden kişiye değişen etkileşimler alanıdır ve bu nedenle tıp, sürekli bilgilerin yenilenmesini gerektiren, kesin kuralları olmayan bir bilim ve meslek dalıdır. türkiye gibi gelişmişlikle ilkellik arasına sıkışmış toplumlardaysa daha zor icra edilir. çünkü herkesin her hastalıkla ilgili bir bilgisi ve buna bağlı ilacı vardır. üstelik bunları gerek kendi, gerekse başkaları üzerinde uygulamaya can atar. son aşamaya gelmiş hastalıklar yüzünden masada kalanlar, kocakarı ilaçlarıyla dönülmez sağlık kayıpları yaşayanlar, 75 yaşındaki kadının hiç ölmeyeceğini düşünenler ve daha bir sürü tip "hastaneye getirdik, parasını verdik, iyileştirecen lan!!!" deyip doktora şiddeti hak görüyor bu ülkede. katkı payı vermek istemeyen çaçaronlar, grip olan çocukları için acili ayağa kaldırıyorlar. bayıla bayıla oy verdikleri iktidar sağlık politikasının içine sıçarken, onlar doktorları sorumlu görüyor. her ile üniversite kurduk, tıp fakültelerinin sayısını arttırdık demekle olmuyor bu işler. sıkışınca doktor ithal etmeye kalkmak ise budalalıktan başka bir şey değil.

    biz bunu hakediyoruz çünkü.
  • mükemmel bir sistemde, optimal koşullarda olması gerekendir. ama türkiye gibi sistemin bok çukuru olduğu bir ülkede böyle bir durumda suçu direk doktora atmak işin kolayına kaçmaktır, kendini rahatlatmaktır. teorik olarak bir hastaya en az 15 dakika ayrılması gereken yerde hasta yükü nedeniyle 1 dakikada tanı koymanı devlet zorunlu kılıyorsa burda suçu doktora atmak ego tatminidir. bir defa öksürünce direk acile koşan, bildiğin sosyalleşmek için hastaneye giden insanların suçu yok, yeterli laboratuvar ve görüntüleme imkanı sunmayan, gerekli ilaçları eczanesinde bulundurmayan hastanenin, bakanlığın suçu yok; tek suçlu doktor. he anam he.
  • haklı bulduğum önerme. başkasının başına gelince hehe ne olacak yeaaa diyenlerin kendi başına böyle bir olay geldiğinde nasıl davranacaklarını merak ediyorum. yanlış teşhis yüzünden bir uzvunu yada atıyorum görme yetisini kaybetse olur böyle yeaaa trilyon hücre var mı diyecek ? bu adamlar doğru teşhis koyup tedavi edilsin diye eğitilmiyorlar mı ? yanlış teşhis koymak olur öyle yeaaaa diye düşünülüyorsa bende bir klinik açayım oh ne güzel nası olsa yanlış teşhis koymak sorun olmuyormuş amına koyayım. bazı meslekler hata kaldırmaz doktorluk bunların başında gelir. aynen söylendiği gibi bir mühendis bir inşaat planında hata yapsa yeaa milyon tane hesaplanacak şey var mı diyecek ? insanlık hali mi diyecek ?

    edit: meslekten men falan yeterli mi sizce ? bir insanın 8 sene okul okuması o insanın başka insan veya insanların hayatlarıyla oynayıp sadece meslekten men ile yırtmasını haklı gösterir mi ?
  • heyecanlı bir cahil beyanı.

    şu anda zaten malpraktis yasaklarıyla doktorlar yanlış uygulamalardan dolayi ceza almaktalar.

    "yanlış teşhis koydu hapse atalım" anlayışı bana antik çağlardaki yanlış tedaviden dolayı uzvu kesilen doktorları hatırlattı. eğer ortada yanlış bir uygulama varsa her mesleki alanda olduğu gibi tıpta da hukuki tahkikatı yapılmaktadır.

    ayrıca her alanda olduğu gibi tıp alanında da doktorların istemsiz hata yapma ihtimali olabilir. zaten hastalar da bunu göze alarak, gerekli hukuki sözleşmeleri yaptıktan sonra operasyona alınır.

    tüm bunlara rağmen doktorun bariz bir ihmali, görevini kötüye kullanması, keyfi müdahalesi olursa zaten hali hazirda tüm yasal süreçler mağdurun fazlasiyla emrindedir.

    bu yüzdendir ki son yıllardaki yasal süreçlerle beraber en ağır riski alan olan operatör doktorların uzmanliklari tercih edilmemeye başlandı. doktor-hasta ilişkisindeki hukuki denge saglanmazsa 10-15 yıl sonra iyi doktoru geç, risk alıp senin hayati ameliyatını yapacak herhangi bir doktor bile bulamayacaksın.

    belki o zaman ülkece meslek erbabı insanlara nefretimiz biter de toplum olarak bu insanlara ihtiyacımız olduğunu anlarız.
  • (bkz: dr house'a hapis şoku)
    mantıktan ve zekadan yoksun önermedir.
  • hapis hiç bir zaman çözüm olmadığı için benim daha iyi bir fikrim var:

    doktorların sicili olmalı, ve bu kendisine gelen hastaların tümünün haberi olacak şekilde duyurulmalı. eğer hasta online randevu alıyorsa ki artık teknoloji oraya gidiyor, o sayfada o doktorun bu tip yaptığı mesleki hataların listesi olmalı. eğer hasta direkt hastanede doktor ile karşılaşacaksa vizedeki görevli doktor sicilini bir şekilde hastaya göstermeli. böylece doktorlar listeyi kabartmamak adına hem daha dikkatli olacaklardır; hem de hastalar doktorun eğer yanlış teşhis vb hataları varsa daha temkinli olacaklardır.
  • şimdi başlığı açan kişinin artniyetli olduğunu sanmıyorum. ancak şöyle bir şey var; mevcut sağlık sisteminin dayattığı kötü koşulların müsebbibi zurnanın son deliği olan doktorlar değildir. sağlık bakanlığı'na bilgi edinme hakkı kapsamında sorduğum şu soruya üzerinden 6 ay geçmesine rağmen hala bir yanıt alamadım : asgari muayene süresi ne kadardır? buyrun siz de sorun bakalım alabiliyor musunuz yanıt. bu ilk husustur.

    ikinci olarak bir mesleği yapmak için o konuda iyi bir eğitim almak gerekir. şu anda tıp fakültelerinde verilen tıp ve uzmanlık eğitimleri kalite bakımından yerlerde sürünmektedir. teorik ve pratik eğitimleri alamayan intern iken kan taşıyan, asistan iken yalnızca hasta bakıp 36 saatlik nöbetler tutan bir hekimin iyi bir eğitim aldığını söyleyemeyiz.

    son olarak işin realistik kısmına geliyorum. sağlık ve eğitim sistemi bu haldeyken görev yapan doktoru hapis ve para cezası ile tehdit ederseniz pratikte siz zararlı çıkarsınız. nasıl mı? örneğin her yağ bezesine usg, o da yetmez biyopsi yapılır. bunun için ekipman ve uzman eksikliği nedeniyle ya devlet hastanesinde 3-6 ay sıranı bekler ya da 2000-3000 tl özele verirsin ve %98 temiz sonucu alırsınız, hatta bunu da ne olur ne olmaz tekrarlarsınız. bu daha klinik kısmı. cerrahide ise kimse sizi ameliyat etmek istemez, herkes sizi sevk eder sürünürsünüz. son basamağa geldiğinizde ise gene 3-6 ay beklersiniz.

    durum bu, doktorlara atıp tutarken dikkatli olun, çünkü bu mesleği eziyete çevirirseniz kimse elini taşın altına sokmaz.

    adettendir: kasıtlı bir hata var ise değil doktor ordinaryüs olsun cezasını çekmeli.

    edit: artniyetli olduğunu sanmıyorum diye yazmıştım, tashih gerekiyor; adam tam bir artniyetle açmış başlığı, adam yerine koyup cevapladım, utanmadan katiller gibi kelimeler kullanmış. beyinsiz işte. ne olacak.
  • zaten hali hazırda bu konuda ciddi tazminatlar, hapis cezaları ve meslekten atmayı kapsayan yasalar yürürlükte iken sanki bunlar hiç yokmuş gibi davranmanın lüzumu yok...

    hatta şunu da açık net söyleyeyim; x hapis yatıyor, doktor niye yatmıyor diye örnek gösterdiğiniz mesleklerden çok daha fazla hüküm giyer ve ceza alır doktorlar...

    bir de inşaat mühendisinden, müteahhitten falan örnek vermişsiniz, gülüyorum sadece.

    17 ağustos depreminden sonra kim hapis yattı allah aşkına?.. veli göçer'in oğlu 8 sene boyunca firar edip zaman aşımı ile yırtmadı mı?..

    soma faciası için, ermenek için gerçek faillere dokunabildiniz mi acaba?..

    hızlı tren kazası olur, anca makinisti tutuklarsınız. gücünüz anca ona yeter çünkü...

    benim meslek hayatım boyunca 24 saatte 1000 (evet yanlış okumuyorsun 1000) hasta baktığım da oldu...

    cuma sabahı hastaneye girip salı akşamı çıktığım da oldu...

    bunlar olurken hiçbiriniz de, "bu doktorlar çok çalışıyor, bunlar bir hata yapmasın sakın" demediniz...

    dövdüğünüz, sövdüğünüz, öldürdüğünüz yetmedi hapse de atın...

    e bundan sonra da benim temennim;

    (bkz: sikmeseler bari)
  • her doktorun günde en fazla 15 hasta bakmasını sağladıktan sonra çıkarılabilecek yasa.

    adama 30 saniyede bir hasta baktırıp sonra da bunu beklersen biraz mallık olur.
hesabın var mı? giriş yap