• ne üzücü bir durum ya.

    belgesel izliyorum şimdi. bakıyorsun tam adını bilmediğim yabani bir ördeği kurt yakalıyor ve yiyor. çok üzülüyorsun ördeğe. kurda da çok kızıyorsun ama bir sahne sonra o garibanın da gidip kendi yavrucuklarını beslediğini görünce haydee bu sefer de kurda saygı duyuyorsun. minik minik fiti fiti şeyler dönüyor analarının etrafında. yemiyor yediriyor hayvancağız.

    anne maymunu kartal kaçırıyor götürüyor yavrularına. bakıyorsun aciz aciz varlıklar. beslenmeleri lazım diyorsun. hoop bu sefer de yine ismini bilmediğim tilki türünde bir hayvan onlara saldırıyor. tilkiye kızıyorsun ama onun sevimli yavrularını görünce arada kalıyorsun.

    besin zincirinin bir üstündeki hayvana kızarken onun da "ne yapalım abi ekmağamız, biz ister miyiz böyle olsun?" deyişini hissediyor; bir şey de diyemiyorsun. canlıların yavruları da çok sevimli oluyor malum. istiyorsun ki kimsenin yavrusuna bir şey olmasın ama öyle de olmuyor ki. birinin yavrusunun yaşaması için diğerininki ölmek zorunda.

    ben de düdüklüde kuzu paçası haşlıyorum şu an.

    tarifsiz duygular içerisindeyim.
  • e insan sanki başka bi şey yapıyor. canlılar aleminin gerekliliği bu, veganizm falan hikaye
  • veganlara göre bu canlı türü dolaylı olarak insandır
  • (bkz: doğa)
  • kimine göre büyük kaos, kimine göre muhteşem düzen.

    bakış açısına ve inanca göre yorumu değişen durum.

    varlık, onu yaratan tanınmadan tanımlanamaz.
  • (bkz: gen bencildir)
  • gençliğinde aslan kral'ı izleyenleri olumsuz anlamda etkilemez. bir gün mufasa simba'ya hayatın gerçeklerini anlatıyor:

    - bak simba kral da olsan karıncadan antiloba herkese saygı duymalısın.
    - ama baba biz onları yemiyor muyuz?
    - yiyoruz ama onlar da bizi yiyor.
    - nassı yani?
    - biz ölünce çayır çimene dönüşüyoruz. antilop da çayır çimenle besleniyor. biz de antilopla besleniyoruz. işte hayatın döngüsü bu şekilde işliyor.

    ne zaman belgesel izlesem mufasa'nın bu basit ama etkili anlatımını hep hatırlarım.
  • denklemin içine insan canlısı girince durum acımasızlaşıyor. doğa bunu bir döngüde hallediyor da insan bu döngünün tüm dinamiklerini bozuyor.
  • öyle bir düzen yaratılmış ki o tarz belgeselleri izlerken bunu daha iyi anlıyorum cidden. biz insanlar olmasak bu düzeni bozmasak diye düşünüyorum bazen. cidden. ne günahı var bu hayvanların bu ormanların bu okyanusların. bırakalım hepsi bir doğal denge içerisinde yaşasın. onlar olduğu gibi yaşıyor biz ise dış faktör.
hesabın var mı? giriş yap