• genc osmanlılar ve jön türkler olarakda adi gecer.avrupada egitim görmüs aydın kisiler olarak bilinirler,ve ii. meşrutiyet'in ilanını gerceklestirmislerdir ve mecliste fransız ihtilanın getirdigi milliyetçilik akımının etkisiyle osmanlı'da gerceklesen azınlık isyanlarını engelleyebilmek icin mecliste azınlıklarında temsilini saglamislardir.ancak basarisiz bir girisim olmustur ve meclis cok kısa bir süre sonra dagitilmisir.
  • osmanlı devleti'nde hükümdar yetkilerini anayasa ile sınırlandırmak isteyen namık kemal, ziya paşa, ali suavi ve agah efendi gibi türk aydınlarının baskı görmeleri sonrasında paris'e giderek kurdukları cemiyetin adı "yeni osmanlılar"dır. avrupa'da bu kişilere monerşiye karşı mücadele eden herkese olduğu gibi " jön" (jöntürk) denilmişse de onlar osmanlı devleti'nde dinsizlikle eşdeğer tutulan bu kelimeyi kullanmak yerine kendilerini "yeni osmanlılar" şeklinde tanımlamışlardır. ali suavi, din ve devlet işlerinin ayrılmasını öneren osmanlı aydınıdır.
  • bu kadar az girdi girilen başlık şaşırttı doğrusu. daha ileri seviye bişeyler yazmaktan da vazgeçirdi. bunun yerine temel bigiler için hakkında yazılmış literatüre de yönlendirme yapan sürgünde muhalefet: namık kemal'in hürriyet gazetesi giriş bölümü okunmalıdır.
  • türkiye cumhuriyeti'nin entelektüel atalarıdır. bilhassa namık kemal'in atatürk'ün entelektüel kılavuzu olduğu söylenebilir. şerif mardin haklarında şöyle der:

    "günümüz türkiye'sindeki, yeni osmanlıların türkiye cumhuriyeti'nin doğrudan entelektüel ataları olduğu yönündeki hâkim izlenim, bu yüzden kısmen doğru temellere dayanır ve namık kemal'i atatürk'ün entelektüel kılavuzu olarak zikretmek, bütünüyle yanlış olmayan bir görüştür. ancak, yeni osmanlıların teorilerinin kısmen islami kaynaklı oldukları çoğunlukla unutulur. genç türklerin fikirlerindeki bu kaynak, atatürk'te daha zayıf ve tamamiyle görülmez durumdadır. şu hâlde, yeni osmanlılar, jön türkler ve atatürk arasındaki bağı kurmada takip edilecek önemli çizgi, islami muhtevanın zayıflığıdır."
  • tanzimat dönemi gücün padişahtan çıkıp bürokrasiye akmaya başladığı bir dönemdi. birinci meşrutiyet’e giderken bu bürokrasi içinden çıkan muhalif gruba yeni osmanlılar diyoruz.

    bu grubun üyeleri, sivil bir bürokrasi neslinden sonra geliyordu. hepsinin yolu, aynı zamanlarda olmasa da bab-ı ali’deki tercüme kaleminden geçmişti.

    şinasi, ziya paşa, namık kemal, ali suavi gibi önemli üyeleri vardı. bu grubun üyelerin fikirleri her konuda aynı değildi, hatta zıt bile olabiliyordu ama osmanlı bürokrasisinde yeni bir ideolojinin oluşmasında kritik bir rol oynamışlardır.

    yeni osmanlıların gazetecilik ile özel bir bağından da bahsedilebilir. batıyı bilen, liberalizm ve milliyetçilik konusunda fikirleri olan bu insanlar dil de bildikleri için gazeteciliğin üzerine eğilmiş, fikirlerini buradan insanlara ulaştırmaya çalışmıştır. buna örnek olarak şinasi’nin tasvir-i efkâr adlı gazetesi verilebilir.

    yeni osmanlılar tanzimata olduğu şekliyle karşılardı. onlara göre tanzimat bürokratik bir despotizm ürünüydü, güçler ayrılığını bitirmiş ve bütün gücü bürokraside toplamıştı. tanzimat paşalarını yüzeysel batılılaşma ve islami köklerden kopmakla suçluyorlardı.

    onlara göre liberalizm islam ile sentezlenmeliydi. fransız ihtilalinin değerlerini islami biçimde tekrar oluşturma gayretine düşmüşlerdi. islamiyet medreseden çıktı. matbaa ile dünyaya karışarak modern bir ideoloji olmaya başladı. yeni osmanlıların kafasındaki ideal çözüm her şeyden önce bir anayasa ve parlamenter yönetimden geçiyordu. zaten anayasa fikrinin toplumumuzda oturmasında katkıları büyüktür.

    halkın yurttaşlık bağı ile bağlanması gerektiğini, yine halkın egemenliğinde şeriatın geri gelmesi gerektiğini düşünüyorlardı.

    üyelerinin çoğu talihsiz hayatlar geçiren bu grup fikirlerini uygulayabilecek ortamı bulamamıştır. doğu ve batı sentezi ile oluşturulmuş bir anayasa istemişler ama istediklerine ulaşamamışlardır.

    not: bir sınav sorusu cevabı.
hesabın var mı? giriş yap