• ortaçağ öncesi hristiyan inancında varlığına inanılan ve dünya üzerinde bir yerlerde olduğu düşünülen bir cennet parçasıdır. yaygın inanış bu cennetin afrika'nın (ki o zamanki adı afrika değil libya idi) iç ve güney kesimlerinde olduğu yönündedir. hatta bazılarına göre nil nehrinin kaynadığı bölgede olmalıdır. colomb ise karayiblere ayak bastığında "yeryüzü cenneti burası olmalı" diye haykırdığında tüm bu kaynakların dışında, cennetin idealleştirilmiş güzelliğiyle o toprakların güzelliklerini özdeşleştirerek efsaneyi, bulduğunu sandığı japonya'ya taşımıştır.
  • komünist ütopyada ulaşılmaya çalışılan yaşam ortamı. insanca bir yaşam sağlanan dünya.
  • bütün insanların nihai hedefte ulaşmaya, kurmaya çalıştığı ama bir türlü ulaşamadığı, kuramadığı bir cennettir.
  • sözleri sevgi sanlı'ya düzenlemesi garo mafyan'a ait erkut taçkın parçası. şuradan dinleyebilirsiniz. son mısralarda ne söylediğini anlıyorsanız bana mesaj atıp düzelttirebilirsiniz.

    söyle, haydi söyle,
    göster göster nerde?
    bırak eziyeti
    hani, hani yeryüzü cenneti
    belki hemen şurda, belki uzaklarda
    dindir şu hasreti, özgür insanların memleketi
    varabilsem ben bir sabah erken
    kavuşabilsem güneş doğarken
    nerde nerde, şu cennet nerde
    belki belki daha ilerde

    ay battı gene
    vay umudunu kaybedene
    say, sen say bizi
    arıyoruz cennetimizi

    edit: düzeltme için kortizon'a teşekkürler.
  • tüm dinlerin, mitolojilerin, inançların, ideolojilerin hedefi.

    aslında insan ruhunun en derin yakarışı bu.

    bu carl sagan’ın soluk mavi nokta’sının üzerindeki milyarların arayışı, bu arayışla
    insanları kurban edenlerin ülküsü. çoklukla da, o ülküye ben de kurban olmak istiyorum diyenlerin öyküsü.

    kimi de der ki**

    “hayat bu işte, ne adil, ne kahpe
    kimi ölür kimi kalır..
    ..
    ama senin istediğin başka bir diyar
    orada kuşlar hep şakır
    o diyarda
    güneş hep ışıldar
    o diyarda
    kimse göçüp gitmez”

    bilen yok ki.
  • neden kimse yazmamış bilemiyorum. cidden underrated erkut taçkın şarkısı. hatta şarkının coverı bile bulunmamakta. gerçekten, nerede bu özgür insanların memleketi? eskiler çok hayalciymiş.

    sözleri:
    söyle, haydi söyle.
    göster, göster nerede
    bırak eziyeti
    hani, hani yeryüzü cenneti
    belki hemen şurda
    belki uzaklarda
    dindir şu hasreti
    özgür insanların memleketi
    varabilsem ben
    bir sabah erken
    kavuşabilsem
    güneş doğarken
    nerede ,nerede
    şu cennet nerede
    belki ,belki daha ilerde
    ay... battı gene
    vay umudu kaybederek
    sar, sen sar bizi
    arıyoruz cennetimizi

    edit: düzelten kullanıcılara çok teşekkür ediyorum.
  • şuan dinlediğim rahmetli erkut taçkın şarkısı.
  • spotify haftalık keşfeti sayesinde keşfettiğim kesinlikle underrated kalmış erkut taçkın şarkısı. ne varsa eskilerde var .

    --- spoiler ---

    ay battı gene
    vay umudu kaybedene
    say sen say bizi
    arıyoruz cennetimizi
    --- spoiler ---
  • adem ve havva'nın yasak meyveyi yedikten sonra kovuldukları yerdir. burada bir kavram karmaşası var, çoğu kişi adem ve havva'nın yaratıldıktan sonra yaşadıkları bahçe ile insanların öldükten sonra mükafatlandırılacakları cenneti aynı yer sanıyor fakat bu doğru değildir.

    (tevrat, tekvin, 2:7 vd.):
    "rab tanrı doğuda, aden’de bir bahçe dikti. yarattığı adem’i oraya koydu. bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı. aden’den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu. ilk ırmağın adı pişon’dur. altın kaynakları olan havila sınırları boyunca akar. orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur. ikinci ırmağın adı gihon’dur, kûş sınırları boyunca akar. üçüncü ırmağın adı dicle’dir, asur’un doğusundan akar. dördüncü ırmak ise fırat’tır."

    bildiğimiz manada cennet ebedi bir yer olduğu, orada yasakların olmadığı ve dolayısıyla da günah işlemenin mümkün olmadığı gerekçesiyle islam'a göre de adem ve havva'nın kovulduğu yer bir yeryüzü cennetidir.

    bence bu çok ilginç bir bilgi, açıkçası bunu yeni öğrenmiş olmak beni şaşırttı. insanın kovulduğu cennet dünyadaysa kovulmasına neden olan ağaç da dünyada demektedir. peki sonra açıkça konumu verilen o bahçeye ne oldu? asıl o ağaca ne oldu, yoksa tüm bunlar bir metafor muydu?
hesabın var mı? giriş yap