• sloganın ekşi sözlükte başlığı açılmış ama ne tanımı, ne de tam açıklaması var.

    nobrain diye bir site vardı. sitede birkaç tane dedenin cima eyleme görüntüleri vardı. bu görüntüleri aynı anda yüzlerce sekmeye yayan bir link yayılmıştı inci sözlükte. açtığınız zaman hiçbir sekme kapanmak bilmezdi. yani nedense o sekmenin yanındaki çarpı işareti işlevini yitiriyordu. çok kişinin başını yaktı o dedeler. paniğe kaptırıp saçma sapan hareketler yaptırırdı bilgisayar başında. hele o müziği yerlere yatırır adamı...

    yıllar içinde açılan başlıklarda verilen her korkunçlu karı, alakasız linkler için altta yüzlerce entri açmayın dedeler olarak girilir oldu.

    en yaran örneği bence şudur:

    @1: beyler orucumu açıyorum siz de açabilirsiniz
    @2 açmayın dedeler

    aylarca güldürmüştür. gece gece en olmadık yerde aklıma gelince gülmekten kırar geçirir...
  • uyulması durumunda, karamazov kardeşler’de (bkz: bratya karamazovı) anlatılan bir ailenin öyküsü’nün (birinci kitap) kaçırılabileceği uyarı. bir ailenin öyküsü’nün beşinci olan “dedeler”i açarsanız, daha bismillah, şu satırlar karşılar sizi: “gerçekçiyi dine yaklaştıran mucizeler değildir. tanrıtanımaz gerçek bir gerçekçi, mucizeye inanması için gereken gücü, yeteneği her zaman bulur içinde; mucize açık seçik olursa gerçeği kabul etmektense, duygularına inanmaz. mucizeyi kabul etse bile, o zamana kadar habersiz olduğu bir gerçek olarak kabul eder onu. gerçekçide mucize inancı doğurmaz; inanç mucizeyi doğurur. gerçekçi bir kez inandıktan sonra, gerçekçi olduğu için, mucizeyi de kesinlikle kabul etmek zorunda kalır. havari thomas görmeden inanmayacağını söylemiş, görünce de ‘tanrım benim, rabbim!’ demişti. onu inanmak zorunda bırakan mucize miydi? bu sorunun en akla yakın yanıtı ‘hayır’dır. inanmak istediği için inanmıştır.”

    peki dede(ler) nerede? açıp bakalım: “nedir bu dede, diyeceksiniz. dede, sizin ruhunuzu, idarenizi alıp, kendi ruhuna, idaresine bağlayan insandır. kendinize bir dede seçtiniz mi, iradenizi bırakmış, onun buyruğuna girmiş oluyorsunuz. kendilerini bu çileye, bu korkunç yaşam okuluna gönüllü olarak bağlayanların, ömür boyu sürecek bir boyun eğmeyle benliklerini yok ederek gerçek ruh özgürlüğüne kavuşma umutları vardır. böylece yaşamlarının sonuna dek kendi benliklerini bulamayan insanların sonundan kurtulacaklarına inanırlar. bu buluş, yani dedelik, öyle havadan bir şey değildir. bin yıldan beri denenmektedir doğuda. dedelere karşı görev bizim rus manastırlarındaki bildiğimiz ‘müritlik’ değildir. burada dedeye bağlı olanlar ona ruhlarının en gizli, en karanlık köşelerini de açmışlardır.”

    hâsılı, “bağlanmayın, dedeler!”
  • (bkz: nobrain.dk)
  • kırmızı oda dizisindeki boncuk karakterinin yanındaki ermişleri gördükçe aklıma gelen slogandır.izledikçe içimden söyleyip söyleyip gülmeme sebep oluyor.
hesabın var mı? giriş yap