• 8 aralık'ta, mustafa kemal üniversitesi muhsin yazıcı konservatuvarında* oynanacak oyunun afişinde rutkay aziz ve taner barlas var.

    iskenderun'da okuyan bir öğrenci olarak ben, o tarihte burada olmayacağım için kaçırıyorum lanet olsun!
    buradan duyurayım dedim. illa ki birilerinin ilgisini çeker...

    düzeltme: afişe tekrar baktım ve arada virgül olduğunu gördüm.
  • biletix'ten: "aysa prodüksiyon tiyatrosu’nun tek perdelik yeni oyunu “adalet, sizsiniz”; yargının siyasallaştığı üç tarihi olayı, usta oyuncular rutkay aziz ve taner barlas’ın muhteşem yorumlarıyla tiyatroya aktarıyor. m.ö. 5. yüzyılda atina’da, beş yüzler meclisi’nin ölüme mahkûm ettiği düşünür sokrates, 1633 yılında roma’da, engizisyon’un müebbet hapse mahkûm ettiği bilim adamı galileo ve 1927 yılında boston’da, adaletin ölüme mahkûm ettiği iki italyan göçmen işçi sacco ile vanzetti’nin hikayeleri, “adalet, sizsiniz” ile tiyatro severlere ulaşıyor."

    oyun, 5 ocak'ta bursa'daki tayyare kültür merkezi'nde de sahnelenecek. bütün beklentilerimin (rutkay aziz ve taner barlas gibi iki muhteşem oyuncunun performansını canlı izleyecek olmak; oyunda adı geçen tarihi karakterlerin işlenişi, günümüzle bağlantısı vs.) yanında, oyunun "sacco ve vanzetti" kısmında şu şarkının çalınmasını deli gibi istiyorum. çalınmasa da muhteşem bir oyun izleyeceğimize şüphem yok. ama çalınırsa, hayatımda izlediğim en iyi oyun diyebileceğime emin gibiyim.
  • bu aralar cidden güzel oyunlara denk geliyorum, bugün odtü kkm salonunda bu oyun bittiğinde bunu bir kez daha anladım.
    o kadar güzel düşünülmüş ki her detay..
    rutkay aziz ve taner barlas'ın usta oyunculuklarıyla da birleşince...
    sonunda ister istemez gözlerimden düştü bir kaç damla
    onların da gözleri doluydu oyunun sonunda..
    hele odtü'de yaşanan son olayların üstüne öyle bir geldi ki...
    gece sonunda çıkardığım ders ise zaman kavramıyla insan kafasının bağımsız olduğu..
    hangi yüzyılda olursak olalım, teknoloji bilim ne kadar ilerlemiş olursa olsun, başa geçildiğinde kafalar hep aynı..
    hep aynı

    --- spoiler ---
    bir kaç detay var ki
    gerçekten vurucu.
    oyunun sonunda masum insanlar üzerine kapanan parmaklıkların hükümeti, mahkemeleri, kiliseyi temsil eden bir grubun üzerine çekilip; masum insanları simgeleyen (ayrıca özgürlük sembolüdür de ) güvercinlerin hür ve kırmızı karanfillerle bırakılması tüylerimi diken diken etmiştir.
    adil olan erdemdir.
    fakat siz
    adalet/sizsiniz.

    --- spoiler ---

    adalet sizsiniz/adaletsizsiniz...
    sizin doğrularınızda saklı adalet,
    çıkar ve hesaplarınızın satır aralarında
    erdemlik ve bilgelikte değil.
    ama değişmeyen bir şey var ki
    yüzyıllar sonra isimleri hala ağızlarda dolaşan insanlar hep bu gazaba ve kıyıma uğramış insanlar oluyor.

    sokrates'i duymayanımız?

    evet yok biliyorum.
  • bu haftasonu izmir'de idi, sabancı kültür merkezi'nde. zaten bildiğin bir şeyi izledikten sonra neden moralin bozulur? insanın doğası böyle sanırım. 2500 yıl önce sokrates'e, 500 yıl önce galileo'ya, 90 yıl önce de göçmen italyanlara. sahnede 66 yaşında iki insan, adaletin olmadığını anlatmak zorunda iken, tepemizde dallamanın biri, mutemelen ışıkçının oralarda, sigara içiyordu. sahneye baktım, sonra balkondaki o göremediğim dallamaya. arkadaş, 2500 yıldır hiç mi bir şey değişmez şu insan denilen yaratığın gelişiminde?
    yok adalet, hak, hukuk. gidin, moralinizi bir kez daha bozun, ülkenize, dünyanıza ve cinsdaşlarınıza olan sevginiz perçinlensin.

    oh dünya, o kadar strong bir presence'ın var ki...
    *
  • izlerken günümüzde hapis yatan gazeteci, milletvekili, subay ve bilimum düşünce suçlularının yaşadıkları durumları düşündürten rutkay aziz ve taner barlas ın oyunculuklarıyla göz doldurduğu oyun. son hikayede rutkay aziz "bu bölümde dip not sizsiniz" diyerek seyircinininteraktif olarak oyuna katılacağını düşündüm ama olmadı.
    her üç hikayede de kelimesi kelimesine olmasa da şöyle bir ifade vardı:
    --- spoiler ---
    merak insalığın en yüce duygusudur. meraka dayanmayan bir dünya yaşamaya değmez.
    --- spoiler ---
  • kesinlikle hiçbir ideolojik mesaj aranmaması gereken tamamen insanlığın dünyadaki adaletsizlik timsalleriyle mücadelesini anlatan tek perdelik oyun.
  • 7 aralık 2015 akşamı saat 20'de iskenderun belediye kültür merkezi'nde yerinde takip edilen ve damakta çok güzel bir tat bırakan üç hikayeli tek perdelik tiyatro gösterisi.

    dekor, ışıklandırma çok başarılı idi, usta sanatçılar rollerini çok iyi benimsemişler ve ortaya çok sıcak, samimi bir oyun ortaya çıkmış. -bu cümle ufak bir bilgi içerir- kabul sevgili aziz rutkay galileo'nun yardımcısı canlandırmasında diyaloglarda tonlamalarda falan biraz fazla aristokrat kaçsada sevgili taner barlas ile güzel bir uyum sağlamışlar.

    imkanınız olursa gidin izleyim, beş para etmez şeylere dünya kadar vakit harcarken bir 90 dakika fazla gelmez emin olun.
  • bugün adana'da izlediğim, sonunda üç fidan, ali ismail korkmaz, can dündar gibi ülkemizden adalet skandallarının anılmasıyla can alan oyun. mö 500 den bugüne adalette değişen çok şey yok. zaman zaman aynı yere dönüyor, sonrasında parmaklıklar ardında kalanlar kararlara imza atanlar oluyor, masum canlar acıyor. yargıçları, savcıları hatırlayan yok... unutulmayanlar belli...
  • 21 ocak'ta basın davetlisi olarak izleyeceğim ve oldukça merak ettiğim tiyatro oyunu. iki büyük usta rutkay aziz ve taner barlas'ın muhteşem performans göstereceğine eminim. basın bülteninde de belirttikleri gibi oyunun yazarı ümit denizer bu oyunla ödül almış.
  • dün akşam izlediğim ve çok beğendiğim oyundur. öyle ki oyundan çıktığımda hala etkisi altındaydım.*

    --- spoiler ---

    taner barlas rollerine çok daha özenli hazırlanmış ve resmen oynadığı karakterlerin içine giriyor. fakat aynı şeyi rutkay aziz için söyleyemeyeceğim. yine de rutkay aziz'in karizması yeter, hele de en saygı duyduğum filozof olan sokrates'i oynarken..

    oyun tarihteki 3 farklı döneme ait adil olmayan yargılamaları işliyor. aralardan geçen yüzlerce, binlerce yıla rağmen, haksız yere ölüme mahkum edilen, aydınlık, ilerici ve masum insanların yaşadıklarını anlatıyor.

    --- spoiler ---

    oyun bittiğinde, boğazınızda bir yumru oluşuyor, bir türlü yutkunamıyorsunuz. hukukun, adaletin her devirde yönetici kadrolar tarafından işlevsiz hale getirildiğini, siyasi çıkarları uğruna yöneticilerin, dini kurumların masum insanları nasıl ölüme gönderdiklerini düşünüyorsunuz.

    ama bir gerçek var ki, bugün hiçbirimiz o yöneticileri, beşyüzler meclisi üyelerini, kardinalleri hatırlamıyoruz. bizler sokrates'i, galileo'yu ve diğer bilim sevdalılarını hatırlıyoruz..
hesabın var mı? giriş yap