• seyhan barajı beton gövdesinin hemen önüne ve seyhan'ın doğal yatağının içine inşa edilmiştir. allah korusun bir deprem veya yıkıntı ile bütün hastane su altında kalabilir. böyle bir yerleşim nasıl çed raporu alabilmiş? o da bir türkiye gerçeği herhalde.
  • adana'daki diğer tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından sağlık personeli alınıp, buraya gönderiliyor.

    diğer tüm sağlık kurumlarının işleyişi hiç önemli değil. önemli olan burası. önemli olan buranın ve sahiplerinin para kazanması.

    madem öyle kendi sağlık personellerini de alsalardı. bişey planlanırken, yapılırken hiç mi düşünülmez arkadaş???
  • adana şehir hastanesinde 1 haftadır refakatçi olarak kalıyorum. ben sağlam girdim ama hasta çıkacağım bence buradan. 10’ar katlı birbirine bağlanan 4 blokla çevrili olan, ortasını önce yeşil alan olarak bırakıp sonradan projede yapılan bir revizyonla oraya da daha alçak katlı bir bina daha ekleyerek inşa ettikleri, bir beton yığını burası. blokların arasını da yarı kapalı koridorlara çevirmişler ve bütün havalandırma gürültüsünün toplandığı bu koridorlara da “sağlık sokağı” demişler. “sağlık sokağı”nda migros, gratis, kahveci, pijamacı gibi dükkanlar var ve şehirdekilere göre çok daha pahalıya satıyorlar tüm ürünleri (migrosta yarım litrelik su 1.25 tl mesela). bir tane seyyar simitçi var, çay alana poğaça bedava yazmış, herkes oradan alışveriş yapıyor. odaların tamamı klima sistemi ile havalandırılıyor, gerçek hava almak için tüm havalandırmaların gürültüsünün birleştiği “sağlık sokağı”na inmek zorundasın. doğu, batı çıkışı diye yönlendirdikleri bina çıkış kapıları var, dakikalarca yürüyüp oraları bulabilirsen açık havaya çıkabilirsin bir ihtimal. ama herkes blokların içinde kayboluyor o nedenle kimse bulunduğu mıntıkadan pek uzaklaşmıyor, ayrıca çıktığın yer de yol ve otopark zaten. hastalar koridorlarda yürüyüş yapıyor koridorların sonunda uzun pencereler var ve manzara bu (bina teraslarına ikişer gram yeşillik serpiştirmişler sağ olsunlar). bizim odanın penceresi otopark tarafına ve çok ilerilerde kalan çukurova üniversitesinin yeşil alanlarına baktığı için mutluyuz. bense adana şehir hastanesinde beden, akıl ve ruh sağlığımı korumaya çalışıyor ve hasta, hasta yakını, çalışan herkesin buradan kurtulmasının yollarını düşünüyorum. imam hatipler kapatılsın diye bağlayayım meseleyi
  • hastane içinde caddeler var ve caddelere isimler verilmiş. sağlık caddesi gibi.
  • yapıldığında türkiye'nin en büyük hastanesi ünvanını almıştı.
    içi çok karışıktı ama bir süre sonra alışılıyor o ortama.
    çok büyük olmasına rağmen yine de çok yoğun gözüken bir hastane.
    yani hastanenin büyüklüğü insan sirkülasyonu etkilememiş.

    bu arada zemin katındaki kiralık alanlarda migros, toyzz shop, gratis, kare fırın, giyim mağazaları, çiçekçi, telefon kılıfçısı varmış.

    her şeyi düşünmüş adamlar.
  • bu hastaneyi tasarlayan mimar'ın adana'ya bir garezi olduğunu düşünüyorum. bu şehir hastanesinin için kaybolabilirsiniz, içeriden dışarıya çıkışı bulmak için bol bol yürürsünüz. ama merak etmeyin her köşe başında size yardımcı olabilecek bir görevli bulunmaktadır.

    olası bir zombi saldırısında bu hastane içinde olmak istemezsiniz. çıkışı bulamazsınız çünkü.
  • çok çok çok rica ediyorum burada çalışan herhangi bir arkadaşımız bana ulaşabilir mi?
    öldü haberini aldığımız bir tanıdığımızın burada olduğu söyleniyor, teyit etmeye çok ihtiyacımız var.
    ayşe yücel
    tülay yücel
    bebek leyla
    antakya rönesans sitesindeydiler.
    lütfen ulaşın.
  • içeridekilere hastane dışına çıkmaları için anons yapıldığı duyumunu aldık az önce. umarım korkulan olmuyordur.
  • ppp sistemiyle rönesans inşaattarafından yapılmış devasa hastanedir. adeta bir avm edasıyla diğer tüm küçük esnaf ı bitirecekmiş gibi bir havası vardır.
    yolları bile değiştirmiş, otoyola yeni çıkış ve giriş yapılmasına vesile olmuştur.
    umarım gövdesi gibi kente faydası da büyük olur.
  • sağlıkçı bir ailede yetişip bu kültüre aşina ve çocukluğunu hastaneler içinde geçiren birisi olarak birkaç saat önce bir doktorla ilk defa aramda fiziksel münakaşa yaşadığım hastanemsi, insanı islamofobik yapan işletme. !?!

    işlemlerim daha bitmeden odada ki görevli doktorumun ayrıca görmek istediği daha önceden baktırmış olduğum tetkikleri, e-nabız sistemine girip göstermeye çalışırken, ortamla alakasız bir adet doktor bey paşa hazretlerinin, dışarıdaki hastaların beklediği alanda sırasını beklemeden lönk diye içeri türbanlı bir hanımefendiyle dalmasına mı şaşayım?,
    beni ayakta telefonda rapor ararken gördüğü için işim yok sanıp öfkeli şekilde “hadi birader işin yok senin” dediğine mi tav olayım? cevabını alınca, hacı sakalını kabartıp üzerime gelse de geri vites yine kendisinden geldi. kedi canını senin.

    benimle ilgilenen doktorumun söylediğine göre beyfendinin kendisi de doktormuş.. iyi de bu beni ne ilgilendirir güzellik? ben senle bir ömür geçirmenin hayalini kurarken sen neden dış kapının mandalı yaptın ki şimdi beni:/ sonuçta orda herkes hasta statüsünde değerlendiriliyor, sadece durumun aciliyetine göre sıralama değişiyor ki ortada öyle bir durum da yok..

    hacı doktorumuz daha sonra raporum yazılırken yanımıza gelip yardım eder gibi ilgilenince şaşırdım tabi..
    insan üzülüyor hani gerek var mıydı bunca şeye diyerek.. ne bana ne sana yakıştı bu davranışlar.
    hem sıranı beklemiyorsun, hem olaya durduk yere müdahil oluyorsun hem de yanında ki hastaya sanki kromozomlarımdan 23’ünü vermeye çalışıyormuşum gibi negatif şartlanıp odadan çıkmamı bekliyorsun.
    neyse.. ismail küçükkaya pozitifliğimi sarsmayayım.

    bu yazılarımı okuyorsan ulaş bana. yarın yine ordayım ister gel kahve içelim istersen başka dilden konuşalım.
hesabın var mı? giriş yap