• bunu yapabilen insan her şeyi yapar, ateşte de yürür, kırık camlarda da yuvarlanır. birkaç hafta önce babamla köydeki 80 senelik kerpiç evin tavan tahtalarına dolgu yaparken o dolgu malzemesi koluma akmış ve orada donmuş. iş bitip elimizi yüzümüzü yıkamaya başlayınca farkettik ibne malzemeyi, yıkamakla falan da çıkmıyor, yapışmış kolumdaki kıllara sallanıyor. peder "hastaneye gidelim", ben "belki ameliyatla kurtarabiliriz kolumu" falan derken valide hatun geldi, "caarrrtt" diye söktü aldı malzemeyi kolumdan, hem de kıllarımla birlikte. gözlerimden ateş çıktı, bağıramadım bile, babamın yüreği dayanmadı o sahneyi izlemeye, ağlayarak içeri kaçtı. o günden beri acayip saygı duyuyorum kadın milletine, ağda yaptırabilen herkese saygı duyuyorum. ağda yaptırmış ayı getirin ona da saygı duyarım, elini öper ablamsın derim. kaç hafta geçti hala cillop gibi sol kolumdaki o bölge. savaş yarası olsa bu kadar ilgi göstermezdim yeminle. şimdi ne zaman bir kadına sinirlensem kolumdaki o ağdalı yere bakıyorum sonra korku ve saygıyla eğiliyorum kadının önünde. o acıyı bir ömür çekebilen her yaratık saygıyı hakeder arkadaş.
  • sir unvanı verilmis bişi. cok muhim valla.
  • bugün, bu zımbırtıyla tanışana kadar, biraz su ve biraz ekmekle kendini mağaralara kapatan dervişlere özenirdim. insanın kendine çektireceği en büyük çile buydu gerçekten benim için. ama bugün... off yüce rabbim!!!

    henüz evrimini tamamlayıp da insan olamamış bir maymun olduğumdan haftaya gideceğim fethiye gezisinde denize girerken madara olmayayım diye omuzlarımdaki tüyleri alayım dedim. daha önce tüy dökücü falan kullanıyordum ama bu sefer güzellik bilmem neyi eğitimi alan bir dostumun tavsiyesine uyup ağda yaptırmaya kadar verdim. kız, "hem sir ağda azaltır" falan deyince cazip de geldi.

    neyse... bugün aldık ağdaları, yattık bu arkadaşın önüne. heyecan ve korkudan sıçmak üzereyim ama, öyle böyle değil. böyle roll on tarzında bir şey, kolay sürülüyor yani. fakat benim gıllar uzun olduğundan daha sürerken bile çekmeye başladı. bir de sıcak... dedim "bu iş zor olacak!"

    yapıştırdı sonra bezi. heyecan dorukta! üç buçuk atıyorum. ama eğer acımazsa tüm kadınların ağzına sıçmak gibi bir planım da var hala. "o kadar konuştuğunuz şey bu muydu lan?" başlıklı bir konuşma bile hazırladım kendimce. sonra "çekiyorum" dedi arkadaşım. ben daha "çek hadi" diyemeden de abandı sağolsun. bir süre nefessiz kalmışım o an. bu süre bana biraz uzun geldi ama bir salise bile değil aslında. daha ne olduğunu anlayamadan götümü yırtarcasına büyük bir çığlık patlattım. annemin dediğine göre karşı binadaki kadın cama çıkmış. amk yok böyle bir acı. yastığı kapatıyorum ağzıma, elimi ısırıyorum falan, yok anasını satayım. kendimi avutacak bir şey yok!

    derimle beraber birkaç damarımın da koptuğuna yemin edebilirdim o an, öyle bir acı. sonra it kafalı arkadaşım devam etti direk. ağda donarsa bir boka yaramazmış. bu böyle cart cart çektikçe ben de kendimden geçiyorum tabi. sonralara doğru yatağa yığılmıştım. acıdan uyuşmak, hatta bayılmak ne demek o zaman anladım. bir de erkek olduğumdan mütevellit kıl köklerimin de daha guvvatlı olması sebebiyle çektiğim acı da büyük tabi. yemin ederim kendime zor geldim.

    iş biteli 2-3 saat oldu, hala sızlıyor sırtım ve ben artık dervişlere bile özenmiyorum. hatta peşlerinden gidip "aç hacı şu bacağını bi" dedikten sonra ağda bandını yapıştırasım var. çektikten sonra lafım da hazır; "çile öyle değil böyle çekilir!"
  • alt tarafı göğsüne yaptırıp, şimdiye kadar hiç böyle bir acı çekmediğini söyleyen hanım evlatları; bir de kadınlar gibi bikini bölgesine yaptırma imkanları olsa kalp krizinden gidecekler demek ki.
  • bu kadınların birkaç meşhur ağrısı sızısı var. doğum sancısı, adet sancısı, bir de bu; ağda.

    şimdi normal bir erkeğin bu ağrıları tecrübe etmesi mümkün değil elbette. yani benim şu dakikadan sonra adet sancısı nasıl oluyo la acaba demem hem garip hem de tövbe tövbe lan. sakallı bıyıklı adamım yani. doğum sancısını da bilemeyeceğim haliyle. ona da savunmamız kadın 1, erkek 9 doğurur diye götümüzden uydurmak. öyle çocuğumun doğmasını beklemiş değilim ama babamdan biliyorum, yalan o erkek 9 doğurur lafı. anam beni doğuruyorken babama sen git, kalmana gerek yok demiş. kadın kaç yaşında olursa olsun naz yapıyor yani. babam da ok deyip eve gitmiş. ben doğarken uyuyormuş herif. doğum sancısını da bilemiyorum yani. normalde ağda acısını macısını da bilemezdim. ağda yaptıran erkekler de vardır ama pek tarzım değil benim. yalnız insanın başına ne geleceği belli olmuyor tabii.

    berberlerde bir sir ağda modası başlamış. birkaç yerde gördüm ama dediğim gibi işim olmaz benim. normalde sinek kaydı tıraş olan da bi adam değilimdir ama bir durum var, sike sike tıraş olmam lazım. üşengeç de adam olduğumdan kendim olmadım tıraşı, kalktım gittim bi berbere. bilmediğim bir yer, berberi de tanımıyorum. gerçi tanısam ne, neredeyse 30 yaşındayım hala saçımın nasıl kestirmek istediğimi tarif edemiyorum amına koyim. hoşgeldin, hoşgördük. oturdum koltuğa. dedim sakal. oğlan tıraş ederken berber dayaması ve geyiğinden nefret ettiğimden kollarımı sandalyeye dayamadan, gözlerimi kapayarak bekliyorum tıraşın bitmesini. berber oğlan geyik yapsa da anlamam zaten. oğlan ağzının içinden konuşuyor amına koyim. eleman tıraşı bitirdi;

    -abi, sjds skjfs sdklds?
    +ne?
    -dskl saş fısır fısır mı?
    +kardeş duymuyorum.

    herif konuşuyor ama anlamıyorum ki. adam işler güçler onur. ikinci kez de anlamayınca herif sinirlenerek üçüncü kez tekrarladı. yine anlamadım. bi şey soruyor, bi de sanırım yanak dedi. ama öyle bi söyledi ki tırstım amına koyim. tekrar ettikçe sinirleniyor herif. herife üçüncüyü sorsam döve döve siktiredecek beni berberden. olur dedim. kapadım gözleri yine, yanak dedi, herhalde yanakları da tıraş edeyim mi demiştir. herif yanakları ya yakar, ya ipler, ya tıraş eder. ki hiç farketmez benim için. lan birkaç dakika sonra yanağımda bir sıcaklık hissettim ve fırladım koltuktan anasını sikerim, nasıl tezgah lan bu diye. herif sıcak sıcak öpüyor mudur nedir amına koyim. adam bana yanakları sir ağdayla mı alalım abi demiş. ya kardeş anlamadım ki ben seni ağzının içinden mıyır mıyır filan dedim ama da sürdü yani ağdayı yanağıma. fırlarken üstüm başıma da geldi siktiğimin şeyi.

    lan o siktiğimin şeyi ne kadar çabuk hazırlanıyor uygulamaya. sike sike çektirmem lazım. lan vicdansız pezevenk bir çekti o siktiğimin şekerli şeyini "hıı" diye bir ses çıkarabildim sadece. o ne tuhaf bir acıdır lan? herif ağdayı çekince heidi gibi oldum amına koyim, gürbüz çocuklar gibi yanak kıpkırmızı. bi yanak kırmızı diğeri olmaz diye diğeri de aynı metodla tıraş ettiler. sonra düşününce burası bana da biraz karışık geldi. hep içten içe yanağıma ağda yaptırayım diyormuşum da bahane arıyormuşum amına koyim. birader ilkinden tecrübeliyim ya, hayvan gibi sıktım kendimi. pezevenk yine çekti... içimden küfürler gırla gidiyor ve sıkıyorum kendimi. çünkü başkalarının yanında ağlamaktan hazetmem. lan insanın gözleri dolar mı lan? öyle tuhaf bi acı ki sanırsın adamın tırnağını çekiyorlar.

    arada kafam atınca derim keşke anam beni kız doğursaymış, işte dünya kadar malım olacağına fındık kadar öhm filan diye ama şu tecrübeden sonra yok aga, ben böyle iyiyim.
  • "bayanlarin agda yapmalarina ragmen kücücük böceklerden cigliklar atarak korkmalarina gercekten sasiyorum"
    (bkz: seinfeld)
  • biz kadınlar çok enteresanız. yemin ediyorum öyleyiz.

    kuaföre gidiyoruz, ağda odası denen bir yere giriyoruz, anadan üryan soyunup sedye gibi bir şeyin üstüne yatıyoruz ve kendimizi birine yolduruyoruz.

    yani böyle yazınca durumun vehameti pek anlaşılmıyor ve insanın üzerine durup düşünesi gelmiyor belki ama 1 saat 10 dakika süren bir ağda seansından sonra, sahip olduğum tek kıl kütlesi saçlarım, kirpiklerim ve kaşlarımken, ve cüzdanım 70 lira hafiflemişken, ağda bana hayatı sorgulatan bir şey haline dönüşüyor.
    cama çıkıp "neden" diye bağırasım geliyor.. neden yapıyoruz bunu, hepimiz bir kerede bıraksak olmaz mı, toplu bir eylem yapsak, tüm ağdacıları başka memlekete sürsek, kuaförleri mühürlesek olmaz mı..

    sonsuza uzanan bir ivmesinin oluşu, sonunun olmayışı, her ay tekrar gidilmesinin gerekmesi, insanı acıdan gebertmesi ve işin utanç verici boyutunun hangi kısmından tutsam, hadise elimde kalıyor..
    ben artık kıllarımı uzatıp ucuna boncuk takıp gezmek istiyorum arkadaşım, öyle bir isyan içerisindeyim bu müesseseye karşı.
    ya da lost adasına düşeyim, orda kıl tüy içinde gezeyim diyorum ama o adada bile saklanmış bir ağdacı var muhtemelen ki, ordaki hatunlar da "istenmeyen tüy" kavramından habersizler. halen cillop gibi geziyorlar.
    neyse, konumuz bu değildi.

    ağda diyorduk.
    bir de ağda odası muhabbetleri diye bir kavram var biliyor musunuz dostlar?

    orda bacakları açmış yatar haldeyken, aşk-ı memnu'daki behlül bu bölüm kimi bafileyecek diye konuşmak var işin ucunda.
    ağdacı kızın vücudunuzda görmediği yerin toplamı iki avcun içi kadarken, o halde kaynana çekiştirme merasimi var.
    "geçenlerde bi kız geldi, 6 aydır almamış herhalde, kılları nah bu kadardı" diye başka birinin dedikodusunu dinlemek var..
    "o hatunu bana anlatıyorsa, benim bişeyimi de başkasına anlatıyo mudur lan" diye paranoya yapmak var.
    bi saat boyunca acı çekip üste para ödemek var.

    velhasıl, normal koşullar altında, aklı olanın yaptıracağı iş değil ağda.
    ama hatun kişisi bir kez alıştı mı buna, başka türlü bir kıldan kurtulma merasimi de tercih edilmez olur işte.
    gider, acını çeker, paranı öder, hatuna söver, "ağdaya hayır" eylemleri düzenleme hayalleri kurar, oturursun kıçının üstüne.
    sonra üç beş saat geçer, kızarıklar hafifler, koluna bacağına bakıp "negzel oldu len" moduna girer, bir ay sonra döneceğin kürkçü dükkanını düşünmemeye çalışarak bebek poposu kıvamındaki ağda mağduru vücudunla avunmaya çalışırsın.
  • miniktim, ufaciktim, bir akraba evindeydim..evimizin pek bir killi tuylu o zamanlarin genc kizi mutfakta bir seyler yaparken merak ettik sorduk tezgahin ustundeki akide sekeri gibi gozuken seyin sirrini..agda dediler, sekeri otu pusuru kaynatip yapiyor, kil tuy aliyorlarmis..genc kizimiz aman cok sicak sogumasi lazim dokunma dedi, beni ufacik halimle birakti gitti, bense icindeki seker lafini duyunca akli gitmis gariban, tadi nasil diye soktum basparmagi tabi icine..sonuc bir cocugun yaklasik uc saat aci icinde canhiras ciglik cigliga aglamasi, bir saat soguk su dolu kurna tasinda bekletilen el ve basparmagin kendi kutlesi kadar buyuklukte olusan su toplamasi ve bunun patlayarak yasattigi daha nice elem, keder, huzun..o gun ogrendim ki agda can yakiyor..
  • periyodik araliklarla insani kadin olmaktan nefret ettiren ve yaptiran ki$inin icinde issiz bir adada* tek ba$ina, killariyla bari$ik ve huzurlu olarak ya$ama istegi kabartan allahin cezasi hadise.
  • genital bölgeye uygulandığında insanı ağlatan, olduğu yerde zıpzıp zıplatan işlem. bacaklara, koltukaltı bölgesine uygulanması genital bölgeye uygulanmasının yanında sinek ısırığı olarak nitelendirilebilir.
hesabın var mı? giriş yap