• yabancı kitabında daha yeni öğrendiiğim isminin okunuşu

    alber kamü
  • "iyi düşününce söylenecek bir şeyim olmadığını anlamaktaydım. kendi kendimi seyrediyormuş gibi bir hisse kapıldım."

    cümlesiyle yabancılaşmanın en güzel tanımını yapan yazardır.
  • lisede rebelgirl, üniversitede gomünüs takılmış türk kızlarımızın hayatla ilgili her türlü konuşmada alıntılarından sunumlar yaptıkları bir yazar abimizdir.
  • "insan varlığının anlamsız olduğunu bilir fakat buna rağmen mücadele eder" camus özgürlüğü bu şekilde tanımlıyor. hayat eninde sonunda monotonlaşmaya mahkümdur. insan bu gerçeği anladığında bulantı başlar. insan artık bir yabancıdır. bu dünya içinde acı çeken insanlar ve tüm bunlara sessiz tanrı absürdü oluşturur. camus'nün özgür insanı bu gerçeği de kavramış olandır.
  • ciddi anlamda soyadının nasıl okuduğunu çok merak ettiğim yazar/düşünür. o kadar farklı versiyonlarını duydum ki! kamu, kamü, kam, kom, kamüs... böyle uzar gider. doğrusunu bilen var ise "bilgi paylaştıkça çoğalır" arkadaşlar *

    bir de yıllarca simone simons nasıl okunuyor diye hep merak ettim," hep ters okuyorum galiba" diye düşündüm durdum ama bunun konumuzla alakası yok tabi**

    edit büdüt: kamu imiş. superimbenmuthisimaferimbana'ya teşekkürler.
    edit büdüt 2: kamü imiş. yardiranadamm'a düzeltme ve link için teşekkürler. burdan dinleyebilirsiniz.
    edit büdüt 3: zamanında thinkingthing şurada (bkz: albert camus/@thinkingthing) açıklamış fakat ben denk gelememişim.
  • zeki bir insan olduğu kesin ancak hayatta bir çok soruya cevap bulalamasi ilginç. yada bulduğu cevaplar çözüm odakli degil.
  • veba isimli romanında beni en çok etkileyen cümlesi şuydu;
    bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır.
  • türkiye'deki reenkarnesi 5 yaşındaki pek bilgiç kardeşimiz alper kamu olan yazardır.
    zira bilirsiniz, insanlar doğar, ölür ve sonra büyür.
    bir arkadaşının futbolu mu tercih edersin tiyatroyu mu sorusuna hiç tereddütsüz futbolu tercih ederim demesi mizacındaki absürdlükten mi kaynaklanır yoksa gerçek duyguları mıdır bilinmez ama gençliğinde iki yıl kaleci olarak futbol oynamıştır.
  • "prensiplerine bağlı kalmayı, mutluluğa yeğleyenler, kendilerini şartladıkları koşullar dışında mutlu olmayı da reddederler. eğer kazara mutlu olurlarsa, elleri ayakları dolanır, mutsuzluktan mahrum kaldıkları için mutsuz olurlar."
  • yaz'da der ki;
    "umutsuzluk sessizdir. gözler konuşacak olursa sessizlik bile bir anlam saklar. gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. konuşursa, uslamlamaya girişirse, özellikle de yazarsa, hemen kardeşimiz bize elini uzatır, ağaç doğrulanır, aşk doğar. umutsuz bir yazın terimlerde bir çelişkidir."
hesabın var mı? giriş yap