• aldatılsanız ne yaparsınız diye sorduklarında "asarım, keserim, gebertirim!!!" geyikleri yaparsınız aslında hiç de öyle olmaz tam o anda öylece donup kalırsınız, eliniz kolunuz kalkmaz, ağzınız açılmaz, ağlayamazsınız hatta günlerce beyniniz bunu kabullenmez, hayal gördüm sanırsınız, sanki başkası yaşamış da size anlatmış bütün acılarını, "iyiki onun yerinde değilim" dersiniz ama bir gün hiç beklemediğiniz bir anda hiç ummadığınız bir yerde birden balyoz gibi iner tepeden o anda anlarsınız ki yaşadıklarınız gerçek ve siz yaşadınız işte o andan itibaren olur olmaz her an içinizde bir yer sızlar aynaya baktığınızda ağlarsınız ve durmaksızın korkarsınız anlamsız, işte bu acı o acıdır.
  • daima taze kalan aci.unuttugunu sandigin anda bir baskasinin hikayesinde yeniden dogan.
  • geçicidir...

    edilgensindir çünkü, sen orda balık balık yaşayıp giderken veya pencerenin önünde fotosentezini yaparken birileri gelip kopartıvermiştir çiçeklerini. acıdır, çok acıtır. sanırsın ki tekrar duramazsın tomurcuğa bir daha, kıymet vermediğin yaprakların bile küsüp dökülecekler tekrar çıkmamacasına... yeni filizlerinde tekrar ışıldarsın. geçer, ve üstelik akıllanırsın...
    kalıcı olan aldanma acısıdır, her ne halt ise senin becerdiğin ve hatta bi numara fazlası vardır "tekrar aldanma acısı", bir kez daha... kendinden başka kimse yoktur kanırtan içini, birşey söyleyemezsin. sen aldanmışındır, sen güvenmişsindir, sen açmışsındır kapılarını ve yıkmışsındır milyonuncu kez o sağlam duvarını. enkaz onunmuşcasına kendininkini bırakır, onunkini temizlemeye uğraşırsın. sen yıkmışcasına canını yakmamaya çabalarsın. bir gün gelir gözüne sokar... iyide yapar, sayısız aldanışın asıl adı ahmaklıktır!...
  • çekip de gidenlerden arta kalan çekip de vurulası bir acı.

    hayattakilerin bazı söylemleri vardır: "ölümden daha büyük acı yok" gibi *... oysa aldatılmak çok daha büyük bir acıdır ölenin ardından yaşanan/çekilen acıdan. acı; ona ulaşmak artık mümkün olmadığı içinse, hayatta olduğu halde ulaşılması mümkün olmayan birinin ardından tutulan bir yasa benzer. ve evet, asıl öldürülüp de gömülmeyen, cesedi ortada kalan, hayaleti kime sataşacağını şaşıran o sen, aldatılmış olanın acısıdır. acınasıdır.
    neyi çekip de kimi vuracaksın, şaşırtır insana aldatılma acısı. usulca siner içine, çöreklenir sinsi bir yılan gibi ve aldatmaya yetişir.
  • gote giren semsiyedir. acilmis acilmamis fark yapmaz.
  • sevdiğinizi kaybettiğiniz gerçeğinden bile öte "enayi yerine konmuş olmanın" adama koyduğu acı..
  • yas gibidir. önce donakalırsın algılayana kadar olan biteni. sonra kalbini biri sıkıyormuş göğsüne bir ağırlı oturmuş gibi hissedersin. bir türlü geçmez o ağırlık. karşıdakine dünyayı sayarsın içinden dışından. yüzüne söylersin dostlarınla konuşursun ki hafiflesin. sonra bir gün bakarsın ki kendini suçlamaya başlamışsın, ben ne yaptım ki aldattı, benim eksiğim neydi? oysa ki sadece yatmış olmak için yabancı bir tenle aldatmıştır seni. sonrasını murathan mungan söylemiş

    ...bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki
    hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
    kolay değildir elbet.
    kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
    zaman alır.
    zaman alır sizden bunların yükünü
    o boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe
    çöker.
    hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
    bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
    o boşluk doldu sanırsınız
    oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

    gün gelir bir gün
    başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
    o eski ağrı
    ansızın geri teper.
    dilerim geri teper.
    yoksa gerçekten bitmissinizdir...
  • soyle avuca sigan oturakli bir tasin deva olabilecegi bir acidir. o tasnan aldatanin kafasini ezdiniz mi aci sizi bi si kalmaz pamuk gibi olur insan...
  • yoktur oyle bir aci.bir bosluk hissiyle dolar iciniz ne aci ne de baska bir sey hissedemezsiniz.
  • herdaim hissedilen unutulmayan insanın içinde yer eden acı.
hesabın var mı? giriş yap