• "ilk çember" kitabında gleb nerzhin, eşinin ona hediye ettiği ama gulag kampı idaresi tarafından haksız yere el konulan kitabını alabilmek için onur mücadelesi vermiştir. olay iki taraf arasında inada binmiş ve nihayetinde nerzhin kitabını çok zekice bir savunma ile binbaşının elinden geri almıştır. soljenitsin'in anlatımına göre bu basit bir kazanım değil, baskıya, kötülere, hatta stalin'e karşı elde edilmiş bir zaferdir. ancak soljenitsin, kitapta değil gerçek hayatta kazandığı zafer olan 1970 nobel edebiyat ödülünü almaya belirli siyasal korkuları yüzünden gidememiştir. ona yakışan, kitaplarında yansıttığı anlamlı mücadelenin, her şeyi göze alarak gerçek hayatta da devam etmesiydi.
  • stalin pisliğinin kirli çamaşırlarını ortaya döktüğü için önemli bir yazardır kendisi.
  • nobel ödüllü rus yazar.
    yaşadığı dönem olan sscb de devletin üst kademelerine sağlam giydirmiştir.
    ona göre:sovyetlerin kamburundan kurtulu,slav asıllı((rusya,beyaz rusya,ukrayna)birliktelik kurulmalıdır.
    ağır slav milliyetçisidir
  • kendisinin herhangi bir romanini okumus biri; komunizmin esitlikci idealinin kisisel yasamin her boyutunu kontrol etmeye calisan tiranliklar olusturdugunu bilecektir.
  • sovyetlerde 60 milyon insanın hapiste öldüğünü söyleyen palavracı halkın yarısı oluyor o dedikleri yalan full. sovyet arşivleri açılınca barış zamanında hiç ölüm olmadığı görüldü.
  • ‘insanlar uzerinde ancak onlarin her seyini almadiginiz surece guc sahibi olabilirsiniz. bir adamin her seyini calarsaniz artik sizin gucunuz altinda degildir, tekrar ozgurdur.’
  • sömürgeci-kapitalist ülkeler tarafından hayatı boyunca destek görmüş yazar. stalin'den nefret etmek için kendisine ihtiyaç duymuyorum.kitabı bende ufacık etki yaratmamıştı. gerici olduğu çok bariz, en basit örnek ispanya'da franco'yu desteklemesi ya da amerika'ya "daha faza atom bombası yapın, daha çok silahlanın. sovyetler'de sizinkilerin 3 hatta 5 katı var." benzeri sözler sarf etmesi.

    edebi olarak da ciddiye alınmamalıdır. gulag'ı yarısına kadar okudum, adamın en iyi kitabı; buna "rusya'nın en önemli yazarlarından" diyen biri ya okumayı yeni söküyordur ya da babasının ülkü ocakları öyküleriyle büyümüştür.
  • "if only there were evil people somewhere insidiously committing evil deeds, and it were necessary only to separate them from the rest of us and destroy them.
    but the line dividing good and evil cuts through the heart of every human being.
    and who is willing to destroy a piece of his own heart?"

    (bkz: the gulag archipelago)
  • “gözden kaçırdığımız ve ancak son zamanlarda farkına vardığımız bir ayrıntı,, sınırsız ‘ilerleme’nin, bizim gezegenimizdeki sınırlı kaynaklarla olamayacağıdır. doğanın fethedilmekten çok desteklenmeye ihtiyaca vardır. biz ise, bize tahsis edilen çevreyi başarıyla yiyip bitirmekten başka bir şey yapmıyoruz…

    “çağdaş ulaşım, dünyayı batı’da yaşayanların önüne açıvermiştir. bu tam olmasa bile , neredeyse kendi benliğinin sınırlarından bir sıçrayışta çıkabilmenin eşiğine gelmiştir; televizyonun gözüyle aynı anda gezegenin her yerinde olabilmektedir. ama görünüşe göre bu teknosantrik ‘ilerleme’nin spazmlı temposu, okyanuslar dolusu gereksiz enformasyon ve ucuz temaşa, insanoğlunun ruhunu hiç büyütmemekte, tersine onu daha sığ hale getirmektedir; manevi hayatımız daralmakta, küçülmektedir. bunun yanı sıra kültürümüz yoksullaşmakta, matlaşmaktadır; bu inişi içi boş yeniliklerle boğmaya çalışsak da sonuç değişmemektedir. canlıların konforu ortalama bir insan için iyileşmeye devam ederken, ruhsal gelişme de durağanlaşmaktadır. aşırı tıkınmak, yanı sıra yüreklere bir hüzün sokmakta, bunca zevkin hiç tatmin getirmediği anlaşılmaktadır, hatta çok geçmeden bunun bizi boğacağı sezilmektedir.

    “hayır, tüm umutların bilime, teknolojiye, ekonomik büyümeye bağlanması mümkün değildir. teknolojik uygarlığın zaferi aynı zamanda içimizde bir manevi güvencesizlik tohumu da ekmiştir. onun armağanları bizi hem zenginleştirmekte hem de kendine köle etmektedir. her şey çıkarlarla ilgilidir –çıkarlarımızı ihmal edemeyiz- her şey maddesel varlıklar uğrunadır; ama içimizden bir ses de bize, saf, yüce, kırılgan bir şeyi kaybettiğimizi fısıldamaktadır. amacı göremez olmuş durumdayız. kabul edelim; yalnız kendimizin duyabileceği küçük bir fısıltıyla bile olsa itiraf edelim: hayatı böyle çılgın bir hızla yaşarken, ne uğruna yaşıyoruz biz?” (a. solzhenitsyn, “yirmibirinci yüzyıl şafağında önceki gecenin düşünceleri”, yüzyılın sonu, ed. n. gardels, 20-1, ist. 1999)
  • kendisi aşırı bir rus milliyetçi sidir.
    ilk mahkumiyet nedeni savaş sırasında stalin'i eleştirip hitler ile barış yapılması gerektiği yönündeki mektuplar yüzündendir.
    sovyetler birliğini eleştirirken sovyetlerde en çok ezilen ve asimile edilmeye çalışılan halkın rus halkı olduğunu söylemiştir. batıda yaptığı konuşmalarda rus milliyetçiliğini ve ortodoks kilisesini düşman olarak görmemelerini salık vermiştir.
    ispanyol faşist diktatör franco'dan övgüyle bahsetmesi ve demokrasiye geçememesi için uyarması avrupa solundan büyük eleştiriler almıştır.
    vietnam savaşını açıkça desteklemiş ve savaş sırasında amerikalı esirlere vietnamlıların kötü muamele ettiğini belirtmiştir.
    portekizdeki karanfil devrimini eleştirmiştir.
    batı dünyası sovyet sistemini eleştirdiği için el üstünde tuttuğu rus yazarın yukarıda bahsettiğim fikirlerini ve konuşmalarını dün ve bugün görmemezlikten gelmiş nobel ödülüne layık görmüştür.
hesabın var mı? giriş yap