• yaşamındaki renklilik bakımından fischer'i dahi geride bırakabilecek eski dünya satranç şampiyonudur.

    dört kez evlenmiş ve vefatına kadar sürecek olan son evliliği dışında, hiçbir evliliği bir yıldan uzun sürmemiştir.
    sovyet devriminden sonra, ortaya çıkan yeni duruma alışamamış ve 1921 yılında fransa'ya iltica etmiştir.
    trenle fransa'ya giderken, polonya sınırında pasaport soran gümrük görevlisine, elindeki ahşap satranç tahtasını sallayarak şöyle yanıt vermiştir: "ben dünya satranç şampiyonu aleksandr alyehin". bu bakımdan, sınırdan pasaport yerine satranç tahtası göstererek geçen bir kişi olarak, bildiğim kadarıyla alanında tektir.
    çok sağlam içicidir. euwe ile yaptığı dünya şampiyonluğu rövanş maçı dönemi hariç, durmak dinlenmek bilmeden içmiştir.
    bir keresinde, çok sevdiği çoğul gösterilerden* birinde, alkolün sonucunda sidik torbasına uygulanan basınç sonucu çıkarıp* birinci masanın önüne işeyince, gösteri iptal edilmiştir.

    yine kendinden hiç beklenmedik şekilde, ikinci dünya savaşı patlak verince, o sırada turnuva oynamakta olduğu buenos-aires'i derhal terkederek fransa'ya dönmüş ve orduya yazılmıştır.
    savaş bittikten sonra, alekhine imzalı, alman gazetelerinde yayınlanmış yahudi karşıtı yazılar bulunmuştur. alekhine bu yazıları kendinin yazdığını yaşamı boyunca inkar etmişse de, ölümünden sonra, son karısı grace wishard'ın eşyaı arasında, söz konusu yazıların, üstadın el yazısıyla yazdığı özgün metinleri bulunmuştur.

    mezarı paris'te, montparnasse mezarlığındadır*.
  • bir dönem bacağını kırdığı için turnuvalara tekerlekli sandalyeyle katıldığı, ama masadan rakiplerinin sedyeyle ayrıldığı söylenir.
  • ayrıca çok çirkef bir oyuncudur. rakiplerini masa başında rahatsız etmeyi görev bellemiştir. yüzlerine sigara dumanı üfler, hamlesini ayakta yapar, durmadan ayağa kalkıp oturur ve rakibin konsantrasyonunu bozar. bu oyuncudan sonra satranca turnuva içi bazı ahlak kurallar getirilmiştir. turnuva salonunda sigara içilememesi, hamlelerin otularak yapılma zorumluluğu gibi.
  • kasparov'un benim ustalarım kitabında bahsettiğine göre satrancı öğrendikten sonra -nasıl bir sihire kapılmışsa artık- bir süre yaşamayı unutan şampiyondur.

    bir gün sınıfta sınav olurkene küçük alekhine birden zıplayıverir,"buldum" diye bağırır.bütün sınıf haliyle şaşırır tabi,herkesin yüzünü "noluyoz lan" ifadesi kaplar. hocası "ne buldun çocuğum soruyu mu çözdün" deyince "yok hocam (misalen) siyah at f3'e gelir ve taş fedasıyla siyahlar kazanır" der. bu duruma da bütün sınıf güler. kasparov hocasının ne yaptığını yazmamış ama türkiyede olsa temiz bir sopa yiyebilirdi kanımca.
  • emanuel lasker ve jose raul capablancadan sonraki satranc sampiyonu... bu iki oyuncunun baslattigi 'super karizma isimli satranc sampiyonlugu' trendini devam ettirmis ve onunla sonlanmistir.

    kendisinden sonra gelen max euwe'nin de ismi fena degil ama nerde hoze raul kapablanka nerde maks oyve abi.
  • trajik mitoloji karakterlerine benzer alekhine.

    alekhine zeki bir adamdı, zihinsel enerjisini boşaltacak bir oyun olarak satrancı buldu.

    yanlış hatırlamıyorsam, akiba rubinstein'ın körleme partisini görüp ben de bunu yapmalıyım demesi ilk kıvılcımı çakmış. 12 yaşında da körleme partiler oynamaya başlamış.

    aslında ilk başladığında pek de efsane oyuncu olacakmış hissiyatı vermiyormuş fakat bu adamdaki barbar enerji, oyunlarını sürekli analiz edip zayıflıklarını kapatmaya yönlendirmiş onu.

    tabii ki, hayatındaki en büyük amaç jose raul capablanca'yı devirmek.

    capablanca hayatın keyfini güzel sürmüştür mesela. güzel bir maaş, krallarla arkadaşlık, prenseslerle flört falan derken. zaten fazla da sallamazmış, muhteşem yeteneğine rağmen.

    alekhine öyle değil. ölümüne ciddiye alır. sanki bir sanatçı gibi. bu işi de sanat ve bilimin karışımı olarak görüyordu zaten.

    aristokrasinin içine doğan alekhine, devrimden sonra herşeyini yitirmiş hatta tutuklanıp hapse atmışlar. soluğu fransa'da alıp hayatına oradan devam etmiş.

    aksi adammış alekhine, hayatın sıkıntısından kaçmak için, alkolü ve satrancı kullanmış. azmi, korkunç inadı da onu ölümsüzler arasına sokmuş oyunun tarihinde.

    otel odasındaki ölümü bile acaiptir, hep yalnız, hep hırçın. yine de mutsuzluğunu bastırabilecek ölçüde karakter gücüne sahip bir adam. bu da ona şöhreti getirdi, incelenecek bir sürü oyun ise onun diyalogları.
  • atak oyunun iki dehası adlı a. mümtaz idil in yazdıgı kitapta oyunları incelenen satrancın oldurucu ustası. satrancın artık oldugune, monotanlastıgına inanılan, beraberliklerin pes pese geldigi bir donemde satranc anlayısıyla satranca yeni bir soluk getirmistir. alekhin aldıgı beraberliklere maglubiyet gibi bakar, oyundaki tek amacı kazanmaktı. hayran bırakan hamleleri ve tas fedaları var. favori ustattır. ayrıca en iyi oyunlarını rusyada cıkarmıstır. atak oyunun iki dehası nda incelenen diger oyuncu ise tal dır.

    edit:imla
  • her turlu cirkefine ve spekulasyonlara ragmen, hucum oyunlarindaki derinlik ve deha, halen tum buyukustalarda ilham ve hayret uyandiran bir adet satranc buyukustasidir.
    zamaninda capablanca ile oldugu kadar fisher ile de inanilmaz oyunlar cikarmi$tir.
  • capablanca'dan sonra gelen, ikinci dünya savaşı öncesi dünya satranç şampiyonu. saldırgan ve aktif oyunuyla bilinir. satranç dahisi capablanca'yı azmiyle yenmiştir. 30dan fazla kişiyle körleme oynamasıyla da ünlüdür. (bkz: dünya satranç şampiyonları) (bkz: alekhine savunması)
  • sorbonne üniversitesinde hukuk doktorası yapmıştır. 28 kişiyle aynı anda körleme oynayarak bu alandaki rekorun da sahibi olmuştur. kedilere olan tutkusu, satranç ismini verdiği kedisinin de en az kendisi kadar ünlü olmasını sağlamıştır. hatta 2006 yılında alekhine ve kedisinin resmi olan hatıra pulları basılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap