• uykusuz'da en çok zaman harcatan adam.

    oyunununa gittiğimden beri onun sesini ve konuşma tarzını kafamdan atamıyorum. köşesini kendi anlatışını hayal etmeden okuyamaz oldum. o tonlamaları ve vurgularını yakalayamadan konunun amacı sapıyor ve ne anlatmak istediğini anlayamıyorum sanki.
  • 26 ocak 2013 tarihinde eskişehir drunk beer bar'da ücretsiz stand-up'ına katıldığım kişi. hatta programında sonra imzası da vardı, akşamüstü bir imza etkinliği düzenlemiş olmasına rağmen, kitabını alıp imzalattım falan.

    stand-up'ını hep merak etmeme rağmen, üstelik teee l-manyak zamanında beri kendisini takip etmeme rağmen, bir türlü gidip görme fırsatım olmamıştı. tabi etkinlik ücretsiz olduğu için biraz yavan geçti ama, başarılı buldum ben açıkçası. ama köşesini okurken güldüğüm kadar hayvanca gülmedim, ne yalan söyleyeyim.

    yalnız ses tonu ve el hareketleri çok acayip adamın. sanki böyle içinde dizginlemeye çalıştığı çok hızlı anlatan çok hızlı hareket eden bir alpay daha varmış da, kendisi onu zorla kontrol ediyormuş gibi, gayet robotik hareketler ve gayet vurgulu yavaş bir konuşma. tabi tek bir gösteriyle yorum yapılmaz belki o gün kendisini etkileyen bir durum meydana gelmiş olabilir. bu yüzden yakın zamanda old city'deki gösterisine gitmeyi düşünüyorum. hem belki o zaman bilmediğimiz hikayelerini de anlatır*.

    hayalimdeki rakı masasının kahramanlarındandır bu arada. alpay erdem, emrah ablak ve umut sarıkaya'yı bir rakı masasında içirtip, birbiriyle muhabbetini tek kelime etmeden dinlemek gibi sapıkça bir hayalim var. hepsi de farklı tarzlarda, ve o tarzları başarıyla temsil ediyorlar. gerçi emrah ablak son dönemde eski performansından uzakta galiba, gidip bi motor turu daha yapsa gelse kendine gelir o, çok takmamak lazım.
  • egosu sahne performansından daha hızlı büyüyen komedyen.
  • stand-up'ını izlerken en başta herkesten farklı çalışan bir kafası olduğuna, köşe yazılarında rol kesmediğine ikna oluyorsunuz. ayrı bir keyif tavsiye ederim.
  • değişik anlatım tarzı ile gösterisi daha ilginç bir hal alıyor.
    ayrıca hepsi olmasa da anlattığı çoğu hikaye eğlenceli ve komik.
  • gösterisini bir buçuk kere izledim. daha önce gördüğüm bütün stand-up komedyenleri genellikle hızlı bir ritmde sabitlenip yükselme anlarında daha da hızlanırken, alpay erdem'in yavaş bir tempo benimseyip kreşendo sırasında daha da yavaşladığını gözledim. sahnede uzun esler bırakarak güzel sololar atan bir gitarcı gibi davranıyor.
    hipnotize olarak gülme deneyimine açıksanız kendisini her perşembe old city'de izlemek mümkün.
  • -stand up gösterisini yapmalı mı? diye düşündüğüm lakin yolda görsem " çok güzeldi gösteri, emeğine sağlık" diyeceğim,

    -"yaz sen bence, yazsan yani. çünkü yazı dili ve üslubun, konuşma tonlarınınkinden çok daha etkili" düşüncemi asla yüzüne karşı söyleyemeyeceğim,

    -"ekşi'de yazar olmuşsun. aferim puanım 4" saçmalığını asla yapamayacağım ve sonra biraz daha düşünüp "neden herkesin haberi var yazar olduğundan?" sorusunu içimde biriktireceğim,

    "cem yılmaz'ı örnek verme bana alpaycığım ama karikatüristler sence de biraz da gizemli kalmalı mı" diye haykırmak isteyip istememe arasında hep bocalayacağım,

    -"toplum senden ne ister" kanunu hala yürürlükte ise hiç uyguluyor musun? diye sadece kendime saklayacağım soruyu, belki bir gün başkası sorar umudu ile karşısında sürekli düşündükleri ile söylediklerinin farklı olduğu kişi olarak kalacağım yetenekli bulduğum stand up'çı, yazar.
  • korktuğumu başıma getiren yazar. dedim acaba köşesinde yazdıklarını buraya taşır mı? dakikasında babanın düşmanını sikeyim entrysini girdi.
    bilgisayarının başında nesquikli sütünden pipetle yudum yudum içerek eski klasörleri karıştıran sinsi gibi alpay erdem dünyadaki en korkunç şeylerden biri lan.

    bir de abi sen niye kendi adınla girdin ki buraya? başka isimle girseydin yemin ederim daha keyif alırdın. burdaki yazarlar artık ne yazdığına değil yazarın kim olduğuna bakıyorlar zaten. sen şimdi alpay erdem olarak monitöre doğru osursan ertesi gün kendini en beğenilenlerde görürsün. başka bir nickle bu platformda gene ünlü olabilirdin. tıpkı kizil sakal, diazepam, kirlikedi, jun misugi vs gibi. ama şimdi hep şikayet ettiğin gibi az ünlü olarak yoluna devam edeceksin.
  • karı koca kendisinin hastası olduğumuz yazar ve çizer. geçen sene gösterisini kahkahalar atarak izlediğimiz komedyen. yalnız hayatımda alpay erdemin beni bu kadar hayal kırıklığına uğratmayı başarabileceği hiç aklıma gelmezdi. perşembe günü işten zor bela çıkıp yaklaşık 7 vasıta değiştirerek koşa koşa gittiğimiz old city comedy club'ın yerinin değiştiğini görmek bizim için ilk şok oldu ama ucunda alpay erdem gösterisi olduğu için ve geçen seneki gibi eğleneceğimizi düşündüğümüz için ilk şoku çabuk atlatıp doğru yere tekrar depar ata ata gittik. neyse bulduk ettik çok güzel. saati geldi çıktı süper. gözlerimiz parladı fakaaaat dakika bir gol bir ilk cümlesi bize çok tanıdık geldi. 2. cümlesi de ve hatta 3. cümlesi de... nasıl yani der gibi birbirimize baktık ve hatta cümlelerinin sonunu beraber getirmeye başladık o derece. 1 senede hiç mi değişik anı yaşamadın be alpayım ya. çocukluk anısı tamam aynı da yani biraz değiştireydin ne biliyim üzerine bir şeyler kataydın bari ya. araya kadar belki değişik bir şeylere başlar umuduyla bekledik bekledik bekledik fakat maalesef. ara verdiğinde de yaşadığımız hayal kırıklığıyla ufaktan eve dönelim bari dedik. 1 sene boşu boşuna beklediğimizi anlamak baya acı verdi yalnız. velhasıl kelam tek kullanımlık gösteri olduğunu bileydik bir sene hiç beklemezdik yani. not: top canavarını kendisinden ısrarla tekrar bekliyoruz.
  • geçen bir programa konuktu. tipini acayip değiştirmiş. kellik ve sol kulağındaki o uzun mor küpe hiç yakışmamıştı. okuyorsan buraları sayın ben lütfen saçlı haline dön ve o mor küpeyi , bul beni, bana yolla.
hesabın var mı? giriş yap