• hergün yeni dahiler keşfettiğim yer. son bir ayda üç tane daha buldum:
    1.) yurdun beton sahasında futbal oynarken düşüp bacağını yaralayan arkadaş odaya gidip üst ranzada yatan 5. sınıf tıpcı oda arkadaşına
    -abi ben düştüm şuna bi baksana.
    -(eleman 3 dakka yaraya bakmış) sen yaralanmışsın doktora git (!)
    -?!?

    2.) b blok üçüncü katta pisuvarın deliğini peçeterle tıkayıp işini gördükten sonra, kağıttan yaptığı gemileri yüzdüren bilmem kaç aydır kat temizlikcisi tarafından aranan yaratıcılıkta sınır tanımayan eleman

    3.) sabah saat 5, vize zamanı bütün hukukcular ayakta. edüt odasından dönüyorum bi baktım arkaaş lavadoda elde jöle saçıyla uğraşıyo
    - ooo sendemi uyumadın o ne lan ne süsleniyosun gece gece nereye gidecen ?
    -yatmaya
    bunu dedi, geldi önümden geçti uyumaya gitti

    yani küçük bi dünya bu yurt küçük bi ülke burası. eline diken batsa taksi tutup acile gitme potansiyeline sahip 5. sınıf tıp öğrencisi, tahminlerime göre gemi mühendisi olan kendine uygulama alanları arayan yaratıcı bi gemicisi (kendi çapında da olsa) ve hayalle gerçeği karıştırmaya başlamış rüyalarındaki huriye süslenen hukukcu arkadaşımla, ve daha keşfedemediğim onlarca yeteneğiyle ilginç yurdum...
  • dahiler keşfetmeye devam ediyorum bu ilim irfan yan sanayisinde:

    - oda arkadaşım sabaha kadar internete girip 6 da odaya geliyo saati bi saat sonraya, 7ye kuruyo yatıyo sonrada saat 3 de uyanıp önce uyandıramadı diye telefonun alarmına sonra ders çalışmadı diye kendine sövdükten sonra beni yıkan son darbeyide vuruyo:
    "amına koyduğmun çocukları şu saate sınavmı koyulur daha saat öğlenin 4ü"

    bide bu yine böyle bişey yaptıydı sabah 5 de yatıp 6 ya saat kurduydu sonra bütün oda uyandıydık ben gidip yastığının altından telefonu aldıydım söküp geri koyduydum uyanmamışdı.
  • birkac yil önce 2.katindan zemin kata bir demir giysi dolabinin (icinde sahibiyle birlikte!!) firlatildigi yurdumsu ülkücü yuvasi.
  • yurda yeni gelen öğrencilere tabiri caizse çömezlere yapılan şakalarla meşhur bir yurdumuzdur.

    yeni gelen iki öğrenci odalarında oturuyorken aniden içeri polis kıyafeti giymiş birisi girer *:

    polis : arkadaşlar karşı sitede bir kıza tecavüz etmişler. yurttaki bütün öğrencilerden sperm örnekleri alıyoruz şu kutuları doldurur musunuz?
    öğrenci1: ????????
    öğrenci2: !!!!!!!!!!!

    polis öğrencileri alır banyoya götürür. aradan bir 15 20 dakika geçtikten sonra öğrencilerden biri çıkar kutuyu içi dolu bir şekilde uzatır. diğer öğrenci de çıkar dışarı ve der ki:

    - polis abi şimdi hastayım daha sonra versem olmaz mı?
  • kantinin bulaşıkcısının bi elinde kör bıcak, bi elinde bilmem kaç asırlık bi tabak yemekle
    -anasını siktiklerim yeyinsene lan şunu(!)
    diye kedileri kovaladığı müessese...
  • zaman makinesi gibi yurt.

    içeri girip 5 yıl sonra çıkın; yurtta ve sizde hiçbir şey değişmezken, dışarıda çok şey değişmiş olacaktır.
  • yakın zamanda meydana gelen uzun süreçli ve derin etkili bir protesto kampanyasının sonucunda kantininde et ürünü diye satılan plastik hammaddeli ürünler kalkmış yerlerine gerçek et ürünleri gelmiş, izleyebilmek için profesyonel eğitim gerektiren televizyon gitmiş yerine süper bir plazma gelmiş, kantindeki yemeklerin tadında hissedilir bir değişiklik olmuş, artık yemekler yemek gibi kokuyormuş, bütün odalara priz takılmış tüm yurtta wireless internet nimetinden yararlanılıyormuş.

    şimdi bunları sayarken hasedimden çatlıyorum, teessüflerimi iletiyorum, çok kırgınım lakin. ulan biz 4 yıl boyunca bir watt elektriğe, bir kilobit komşu internetine muhtaç yaşadık, salam diye mukavva kemirdik, ekranı olmayan televizyonda avrupa kupası izledik, çarpılma pahasına florasanlardan kaçak elektrik çektik, helalleşerek uyuduk her gece, çorap kokusundan sızıp kalırız da sabaha uyanamayız diye.

    yine de bu başarıda emeği geçen herkesi kutlamak lazım. bine yakın öğrenciyi organize etmek, kısıtlı imkanlarla günlerce kantini boykot etmek kolay iş değil. gerçi biz de denedik, kendi çapımızda boykotlar, toplanan imzalar falan.. ama uymadı bazı dombililer. rahat battı galiba.

    neyse efenim. okuyan olursa arka bahçedeki kirpilere selamımı iletsin, yanaklarından makas alsın benim için. insanın evi gibisi yok.
  • öyle sanıyorum ki olası bir istanbul depreminde en kısa sürede yıkılan binalardan biri olacaktır. hatta öyle ki son yıllarda duvarlardaki koca koca çatlaklar artık içinden elimi kolumu sokabileceğim kadar büyümüştü. ama geçen sene yazın yurt yönetimi bu gidişata bir el koydu. dış cepheyi ahşapla kapladı. artık çatlaklar yok. bravo!
  • burada kalan öğrenciler akşam yemekleri için marmara üniversitesi haydarpaşa kampüsüne giderler. yemekleri gayet güzeldir ve fiyat olarak da yurt kantininden çok daha ekonomiktir. üniversite yemekhanesinin girişindeki duvar bu yurdun öğrencileri tarafından doldurulmuştur.
    emperyalist ünal bu öğrencileri oldukça yaratıcı kılmıştır.
    buradaki öğrencileri en çok mutlu eden olaysa yurttan çıkar çıkmaz 14c ile karşılaşmaktır.
  • çok şerefsiz bi memura sahip yurttur. adını hatırlayamadığım bu şerefsiz tüm belgelerimiz olmasına rağmen gecenin bi vakti bizi sokakta bırakmıştır kış günü. kyk öğrencilerinin misafir olarak kalma hakları olmasına rağmen bizi almamış dalga geçmiş istediğin yere git şikayet et vs demiştir , onun kadar şerefsizini görmemiştim çünkü adını soyadını istediğimizde güvenlikçi abiye dalaşıp sen bunlara niye izin veriyorsun niye buraya getiriyorsun deyip dışarı attırmaya çalıştırmıştır, itoğluit güvenlikçi mi bana yatak vercek ordan, sen değil misin görevli. neyseki adını dışarı çıkarken bi öğrenci söyledi de şikayet edebildik, güvenlikçileri bile okadar korkutmuşki adamlar adını söylemiyor bu çalışanın.
    gecenin o vakti beşiktaş abdi ipekçi yurdunu aradık ordaki görevli sağolsun gelin gençler olur mu öyle şey dedi, son vapura yetiştik onun yönlendirmesiyle, gittik hep birlikte güvenlikçilerin kulubesinde oturduk çay ikram etti sıcak sıcak, helal olsun dedim abi helal olsun, aynı günde bu kadar farklı iki insan karakterine rastlamış olmak..birini hatırladıkça hala küfrederim, onun gibi şerefsizlerin hiç bi yere memur olmaya hakkı yok, bi de utanmadan ben her hafta sizin gibi gelenler oluyor hiç birini almıyorum deyip övünüyor it. diğerini hatırladıkça hala şükrederim. o gecenin soğuğunda bizimle ilgilenip çayımızı bile kendi doldurup veren sevgili memur.
hesabın var mı? giriş yap