• zamanında harçlığımla beyazıt meydanında zenith et modelini aldığım, daha sonra hayyam pasajından canon ae1'e dönüştürdüğüm analog fotoğraf çekimi. sadece deklanjöre basınca çıkan ses bile insanı hayran bırakır. bu makineler bir isviçre saati kadar mükemmel mekaniğe sahiptir ve enstantane, diyafram açıklığı, asa-iso, filtreyi hakikaten öğrenilebilecek makinelerdir. 2000'li yıllarda çıkan analog slr'ler ile bu makineler karıştırmamalıdır. zira aslında son çıkan analoglar yapı olarak, film kullanımı dışında dijitale geçiş özellikleri içerir. mekanik aksamların yerini prosesörler almıştır.

    basitçe özellikle elektro gitarda ses efektlerini veren (taklit eden) prosesörler ile gerçekten elektronik devreli pedaller ile alınan ses farkı gibi benzetme yapılabilir.

    maalesef günümüzde kullanılması hem pahalı hem de pratik değildir. ancak leica m6 gibi bir makineniz varsa ölümüne, ne olursa olsun, çekmeye devam edin dijitale hiç bulaşmayın derim. zira kristal netliğinde portreleri karşınızda görünce fotoğraf budur dersiniz.
  • hastasıyım.dijital kamerayla önüne geleni çektiğin ve herhangi bir kısıtlaman olmadığı için ne çektiğine nasıl çektiğine bakmadan çekip geçiyorsun. ama analog kamerayla öyle değil. 36 hakkın var ve harcadığın para da kayda değer. bu durumda çok daha özenli ve dikkatli oluyorsun bu da seni teorik olarak gözünü de sanatsal anlamda gerçekten iyi eğitiyor. digital kameramla fotoğraf çekmek için yeterince zamanım olmadığı dönemde kullanmaya başladım ve bir daha bırakamadım.
    öncelikle fotoğrafın temel bilgisi olan pozlama, analog kameralar sayesinde sağlıklı olarak öğreniliyor. otomatik göstergesi yoksa hele ıso, diyafram ve enstantane değerlerini girmek senin fotoğraf bilgine kalıyor. başlarda karanlık ya da patlamış fotoğraf elde etsen de sonraları edindiğin deneyimle güzel pozlanmış fotoğraflar çekmeye başlıyor ve fotoğraf konusunda gerçekten "olmuş" oluyorsun. çıkan fotoğrafları izlemekse bambaşka bir keyif.
  • ilkokuldayken 2 sene kadar uğraşmıştım, analogun bittiği senelerdi. sonra 10 yıl kadar elime hiç analog makine geçmedi derken 3 sene önce italya'nın güneyinde bir köyde absürd bir şekilde bir zenit-e bulup aldım, industar 50 mm lensi vardı üstünde onunla çekimler yaptım,4-5 film bitirdim öyle, sonra 2 yıl içinde 5-6 kamera daha aldım öyle 2 sene epey uğraştım, evde alternatif (bkz: caffenol)ve normal banyo ve baskı da yaptım. son 2 senedir vakit dar olduğundan fazla ilgilenmiyorum ama her bir yere gittiğimde çantama koyduğum ilk şey analog kameram oluyor, ben çok keyif alıyorum, kimisi hiç sevmiyor, artık telefonu çıkarıp çekiyorsun diyor; ben de telefonu çıkarıp çekmeyi sevmiyorum.
  • ...
  • fotoğrafı çekerken fotoğraf nasıl çıkacağı görünmediği için aperture shutter speed gibi kavramları kafada canlandırması zor olabiliyor. bunun için birkaç tane filmi kontrollü deneye tabi tutmayı düşünüyordum ki şu site karşıma çıktı.
    dslr camera simulator diye geçiyor, lightning, distance, focal length, ıso, aperture, shutter speed ile oynayıp rüzgar gülü tutan kızın fotoğrafının nasıl çıkacağını görebiliyorsunuz. analog fotoğrafçılık için bazı temel kavramların kafada canlandırılmasına faydası olur.
  • yapılması ekonomik açıdan giderek zorlaşmaktadır. adam akıllı renkli bir film alayım desen 12 lira, banyo ettirip taratayım ama güzel de olsun desen en az 15 lira. 36 tane kare çekeyim diyorsun ve ederi oluyor sana 30 lira. bu fiyatlar ankara'da geçerli ve siyah beyaz çekeyim dedin mi 45 lirayı bulabiliyor. elindeki taranmış filmin çözünürlüğü ise en fazla 5-6 mp.

    ulan bir hobimiz var, o da döviz kurları yüzünden belimizi büküyor. hof be kardeşim.

    edit: ha ben bunları karanlık odada kağıda basayım falan diyorsan olay astronomik bir boyuta fırlıyor.
  • son zamanlarda benim için hobi olmaktan çıkıp zaman yolculuğu niyetiyle yapılan iş.

    bazı anlar vardır, hayatınızda büyük değişiklikler meydana gelir, kıyıda durup sessiz sedasız izlemekle yetinirsiniz. koca bir buzdağı bir kaç dakika içinde parçalanır mesela ya da küçük bir kar tanesi büyük ve sıcak bir avuçta eriyiverir. yapılacak şeyler sınırlıdır böyle durumlarda; buzdağı parçalarını veya kar tanesinin avuçta bıraktığı ıslaklığı fotoğraflayabilirsiniz mesela. sanatsal herhangi bir değer taşımayan bu fotoğraf size o an hissettiklerinize yıllar sonra bile ilk tazeliğiyle kavuşma lüksü tanır.

    son zamanlarda makinemi yalnızca, yıllar sonra hatırlamak isteyeceğim anları fotoğraflamak için kullanıyorum. bugün bir kar tanesi eridi, ben bu saatte o kar tanesinin ıslaklığını fotoğrafladım.
  • analog fotoğrafçılığın en zevkli yanı filmi banyo etmektir, agrandisördür, karanlık odadır.

    fakat şu dönemde bu iş biraz para istiyor. fotoğraf kağıdı, sıvıları, bilmem neyi... maalesef fotoğraflar çekildikten sonra film fotoğrafçıya veriliyor ve onlar yıkıyor+usb belleğe tarıyorlar.
  • donanımhaber ölücülerinin bile şaşıp kalacağı fiyatlara makine bulunabilen fakat 1-2 sene süre içinde haftada bir film bitirilmesi durumunda bile güzel bir dijital makine + bir iki lens parasını film rulolarına ve çeşitli kimyasallara verilmesini sağlayan fotoğrafçılık türü. fakat dijital fotoğraflar bunun verdiği hissiyatı vermiyor tabi. ayrıca paranızı boşu boşuna etrafa saçmak istemediğiniz için diyaframdır(aperture) enstantane(shutterspeed)dir, efenime söylim, film hızıdır(iso) falan bunları ister istemez fotoğraflar düzgün çıksın diye öğreniyorsunuz. bunlar hep analog işte.
  • yaklaşık 8 senedir vazgeçemedim. biraz klişe olacak ama biz ne dijitaller gördük içinde film yok ne filmler gördük içinde dijital yok... şaka şaka

    asla dijital makinelerin çıkaramayacağı kadar güzel fotoğraflar çıkarır. en önemlisi hakkını verenin, görsel estetik algısı kuvvetli olanın itemi.
hesabın var mı? giriş yap