• adam 1.5 saat adada çocuk avlamış, yani silahlı saldırısı o kadar sürmüş. 90 kişiyi zamana yayarak öldürmüş. nasıl bir manyaklıktır bu. tabi yaptığı tüm hristiyanları temsil etmiyor.
  • hava alanlarında sarışın-mavi gözlü norveçli avına başlanmasına neden olmayacaktır.
  • sol görüşe olan takıntılı nefreti; sözlükteki, daha doğrusu ülkedeki muhafazoşako'ların söylemlerini anımsatmakta olan psikopat muhafazakar.

    tweet'lerini daha derinlemesine inceleme şansı bulabilirsek kendisinin liberal görüşlü olduğunu iddia ettiği tweet'leri de bulabilme ihtimalimiz son derece yüksek olabilir. hani psikopatlar tutarsız olur ya, o hesap...
  • internette dolanan bir dosyada görülebilen 1500 küsür sayfalık avrupa özgürlük doktrinini kaleme almış radikal hristiyan terörist. dokümanda bomba yapımı bile anlatılıyor. hatta wow takıntısı bile bilinçli olarak seçilmiş, ortadan kaybolduğunda 'wow oynuyorum' diyebilmek vs için. yani ortada sıradan bir kana susamış,canı sıkılmış manyak yok. planlı bir terörist örgütlenmenin kurucularından biri var gibi duruyor.
  • "everyone was encouraged but at the end, it was their own decision how they decided to manifest their resistance. a special emphasis was put on the long term nature of the struggle (50-100 years). our task was to contribute to a long term approach and not to act prematurely. if there was a large scale attack the next 10 years it was said, we should avoid any immediate follow up attacks as it would negate the shock effect of the subsequent attacks. a large successful attack every 5-12 years was optimal depending on available forces.

    this was not a stereotypical “right wing” meeting full of underprivileged racist skinheads with a short temper, but quite the opposite. most of them were successful entrepreneurs, business or political leaders, some with families, most of them christian conservatives but also some agnostics and even atheists. "

    umuyorum bu bahsettiği topluluk şizofren bir beynin hezeyanları olarak kalmıştır. manifesto, normal ve sıradan bir avrupalıyı, 1583 sayfayı anlayarak okuduğu süre zarfında müslüman karşıtı yapabilecek kadar güçlü.

    ben 1518 sayfalık manifestoyu ve ona göre nispeden daha kısa günlüğün bir kısmını okuduktan sonra, bu adamın ilk eylemini bizzat kendisi yapma salaklığına düşmesini çok çok büyük şans olarak gördüğümü belirtmeliyim. bu adam, bu hataya düşmeyip, tutuklanmayıp arkaplanda kalsaydı, eylemleri de yeni adamlarına yaptırsaydı, sanıyorum son yılların en "elit" örgütlenmesiyle karşı karşıya olurdu avrupa'daki azınlıklar.

    manifesto, kelimenin tam manasıyla korkunç. başında, daha fazla kişiye nasıl ulaştırılacağına dair bir kısım bile bulunmakta, hatta "word yoksa pc'nde aha bak bu word viewer indirebileceğin adres"e kadar düşünmüş, eklemiş. avrupa'lı sağcıların mail adreslerini facebook üzerinden toplayıp onları örgütlemekten, bomba üretimi için kullandığı kimyasal maddeyi alırken kullandığı ödeme yöntemine kadar her şey çok detaylı bir biçimde anlatılmış. yazımı esnasında 3 yıldan fazla zaman ve tam 300000 euro harcamış bu abimiz ve ilk dağıtımı facebook'tan bulduğu insanlardan oluşturduğu 5000 elit kişiye yapmış ücretsiz olarak.

    http://i.imgur.com/gjyig.jpg - örgüt logosu

    http://publicintelligence.net/…ion-of-independence/ - manifesto linki

    nasıl daha fazla kişiye ulaşabileceğini anlatan birkaç on sayfa ile başlıyor.

    manifesto tam 3 bölümden oluşuyor, tamamını bu adam yazmamış. genel bir derleme olduğu söylenebilir. ilk kitapta öncelikle marksizm ve politik doğruculuk/zararları anlatılmış. ardından islam 101 başlıyor ki bu kısımlar cidden çok "acı gerçekler" tadında yazılmış. "siz, tüm müslümanların savaşçı, cihat'çı olmadığına inanıyorsunuz ama, eğer bir müslüman cihad'a katılmıyorsa, zaten müslüman değildir" tadında "doğru" yorumlar var. bunun ardından, detaylı bir islam tarihi başlıyor araplarla birlikte. araplar birkaç yüzyıl etkin olduktan sonra sazı türkler eline alıyor ki alış o alış, bir daha bırakmıyorlar. yüzlerce sayfa türk tarihi anlatılıyor kitapta, ama öyle böyle değil, en derin ayrıntılarına kadar. ve kitap çok ciddi avrupa özeleştirileri de içeriyor, ermeni soykırımında almanların rolü gibi, ya da "türkiye ile ticari ilişkileri bozulmasın diye kıbrıs'takilere göz yummaları" gibi ya da kosova veya bosna'daki nufus artışının osmanlı önces/sonrası istatistiklerinin analizi gibi. bu yönden yazılan çoğu şey yanlı olsa da siyasetle ve tarihle ilgilenenlerin okuması gereken bir eser olmuş. osmanlı tarihi kısmı o kadar detaylı ki, istanbul'un fethi sırasında aya sofya'ya giren müezzinden, asurlular soykırımını başlatan kürtlerin adlarına kadar yüzlerce enteresan noktaya değinmişler. ilk kitabın genel özeti şu: "geldiler, aldılar, müslüman yaptılar. türkleri viyana'da durdurduk, askeri olarak daha ileri gidemeyeceklerini anladılar, farklı yollardan çoğunluğu sağlamaya çalışıyorlar. aha rakamlar ortada, her şey net".

    ikinci kitapta eurabia başlıyor. bu kısımda avrupalı devletlere çok ciddi suçlamalar yöneltilmiş, avrupa birliği'nin varolmasının yarattığı handikaplardan bahsetmiş ki, cidden mantıklı argümanlar büyük oranda. diyor ki, "avrupa birliği sesimizin daha çok çıkmasını sağlamadı, aksine farklı sesler büyüklerin altında ezildi, çok homojen ve ılımlı bir yorum çıktı ortaya"...

    devamını henüz okumadım, bu kısma kadar da atlaya atlaya geldim. son kısımlara doğru nükleer santrallere saldırıdan, 3. dünya savaşı senaryolarına kadar çok daha çılgın şeyler var, örneğin bir yerde "avrupa rusya ile işbirliği yapmalı, türkiye-pakistan bağlantısı kesilmeli ki nuke'lar türkiye'nin eline geçmesin, ayrıca özellikle doğu türkiye'de yaşayan azınlıklar gücü bölmek için silahlandırılmalı/ayaklandırılmalı" denilmiş. ergenekon'un yönetim şebekesi bile detaylı olarak yer alıyor!

    herif, son bölümlerde ciddi ciddi bir "örgüt" tüzüğü yayınlamış ki, madalyaların tasarımına kadar her şey hazır. son detaya kadar. son kısımda, aylık olarak tuttuğu safha ilerleme raporları da var, herif yıllarca kasmış yani, çok ciddi bir plan var arkasında.

    muhtemelen kalan kısmı da önümüzdeki günlerde okuyacağım. açıkçası son yılların en enteresan olayı. umuyorum "deli saçması bir neo-nazi kitabı" olarak kenara atılır bu avrupa'da, umuyorum nazizm avrupa'da yine yandaş bulamaz.

    ama adam sandığımız "paradan kafayı yemiş basit bi norveçli" değil yani. ve yine umuyorum, adam bu işi tamamen yalnız yapmıştır..

    son ek: hazırlanma safhasını anlattığı "aylık" günlüklerin ilk girişi nisan 2002'de başlıyor. 9 yıl...

    güncelleme: linki düzelttim. (entrynin yazıldığı tarih: 24.07.2011 02:24 ~ 25.07.2011 23:51)
  • eğer manifestosunun tamamı kendi tarafından yazıldıysa, bu yüzyılda sağın çıkarıp çıkarabileceği en birikimli adam olarak gözüken bir katil... kendisini konumlandırdığı yer itibariyle, direk olarak kendi adından söz ettirmeyi planladığı anlaşılıyor... bakalım bu olayla birlikte avrupa'da atıl vaziyette duruyormuş gözüken aşırı sağın dip dalgaları gelecek mi?... ee bazı demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi bazı "ileri" değerleri dünya avrupa'dan öğrenirse, en sonunda varıp gelinilecek nokta da bu olur!..julian assange'ın da ifade özgürlüğü üzerine söylediği gibi batıda ifade özgürlüğünden söz etmek kolay, çünkü orda fikirlerin batının iş anlaşmaları, krediler, hisse senetleri, banka hesapları gibi araçları içine alan bir ağ üzerinden inşa ettiği ilişkilere etkisi yok denecek kadar az...ama çin gibi ülkelerde ifade iktidara etki edebilecek değerde olduğu için sansür var... dolayısıyla batının demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin savunucusu olduğu savı altı doldurulmuş bir sav değil... daha doğrusu bu değerlerin gerçek anlamda savunucusu olan bir yer yok dünya üzerinde... anders behring breivik gibiler eğer doğru(!) bir strateji izleyip uygun bir ortam yaratırlarsa (ki sonun başlangıcı olur bu) batının (daha doğrusu kapitalizmin) asıl korkunç yüzünü göreceğiz demektir... bakalım ne gibi hesaplar ortaya çıkacak bu süreçte?.. hep söylediğimiz bir şey var: kapitalizm kısa vadeli düşünür... bugünü kazançla kapatmaya bakar kapitalizm... gelecek umrunda bile değildir... (bkz: abd'nin kyoto protokolünü imzalamaması)... dolayısıyla bu tip adamların kahraman olmaları, dünya tarihine damga vurmaları pek uzak bir ihtimal gözükmüyor benim gözümde... dediğim gibi olay bu durumdan ne kadar çok kişinin çıkarı olduğu ile ilgili aslında... bakalım, görelim nasıl bir dünyanın bizi beklediğini...
  • manifesto(!)sundaki çoğu bölüm kendi fikri değil, alıntı bile değil, direk copy-paste olan yavşaktır. örneğin şu adresteki metnin aynısını table of contents e kadar kopyalayıp yapıştırmış.
  • biraz önce eylem hazırlığı günlüğünü okuduğum psikopat.

    https://docs.google.com/…duysimahzvipek6s9-j0&pli=1

    2002 yılında başlamış hazırlığa, 2005 yılında yeterince para biriktiremeyeceğine kanaat getirip b planına geçmiş (a planı yeterli parayla avrupada düşüncelerini yayabileceği legal bir örgüt kurmak) yaklaşık 3 yıl kadar uğraşıp 1500 sayfalık manifestosunu yazmayı tamamladıktan sonra katliam için gerekli malzemeleri toplamaya başlıyor. tüm bunları gerçekleştirebilmek için para kazandıran işini satıp daha az harcayabilmek için annesinin yanına taşınıyor. sırf patlayıcı malzemeleri getirebilmek için tarım şirketi kuruyor, silahları satın alabilmek için avcılık kulübüne giriyor, düzenli olarak atış talimi yapıyor, fiziksel olarak kendini katliama hazırlayabilmek için düzenli aralıklarla steroid kullanıp spor yapıyor, yakalanmamak için belirli aralıklarla harddiskini yok ediyor, getireceği her malzeme için ayrı bir hikaye uyduruyor.

    insan okudukça daha da dehşete düşüyor. hangi motivasyon bir insanın bunları yapmasını sağlayabilir?
  • manifestosunda, yapılacak eylemlerin en büyük amaçlarından birinin manifestolarını pazarlamak olduğunu söyleyen kitle imha silahı.

    'when we blow up a building full of category a and b traitors it is not only for the purpose of killing. an important part of the operation is to force awareness of our movement and our ideology. the ideology we represent is the product we want to sell to the european peoples.''
hesabın var mı? giriş yap