aynı isimde "andropoz" başlığı da var
  • kara komediyi anlamayan, cem yılmaz'ın (bkz: karakomik filmler)'ini de yeren recep ivedikçi tayfanın beğenmediği dizi.

    arkadaşlar bir dizide daha önce komik bir karakter oynamış bir oyuncu var diye, o oyuncunun yazdığı oynadığı her işte salyalar saçarak gülmeniz gerekmiyor.

    tekrar izler miyim? muhtemelen izlemem. ama izlerken keyifli bir 5-6 saat geçirdiğim dizidir.
  • zekice serpiştirilmiş gayrimenkul göndermeleri çok yerinde olan dizi. gencinden yaşlısına herkese gerektiği kadar geçirmiş.

    --- spoiler ---

    adaköy sahil evinin olaylı şekilde satılık olması, ilk ok orada atıldı,

    söğüt dağ evinin satılık olması, cinayet orada işlendi,

    selimiye'de tarla olmadan genç kız sevgilisiyle çay bile içmedi,

    milletin hacizlik malına çöken "duayen" emlakçının öldükten sonra yol yol gezmesi, onu "toprağın bile kabul etmemesi",

    siteler'deki deniz manzaralı dairenin (ki şehrin en pahalı dairesidir) dizinin sonunda bedelsiz hediye edilmesi...

    --- spoiler ---

    mal için ruhunu satanları bir bir fişlemiş aslında...
  • --- spoiler ---

    "parmağımı götüne sokturuyon ama!"

    --- spoiler ---
  • diziyi senaryo olarak ele alırsak, bence engin günaydin konu üzerine yazılabilecek en iyi senaryolardan birini yazmış. spoiler vermeden önce taylan biraderlerinde mekanları harika kullandıklarına değinelim. birçok yaz dizisi, yaz filmi çekiliyor ama çekildikleri mekanı bu kadar güzel göstermiyorlar. her sahne için ayarlanan mekanlar harika. bir başka nokta ışık kullanımı. gün batımında harika planlar yakalanmış. sahne devamlılığı ise ışık kullanımı noktasında şahane.

    --- spoiler ---

    meryem ve yusuf’un hamit’i hastanede ziyaret ettikleri kısımda, sahne günlük güneşlik başlayıp devam ederken birden güneş gidiyor. aha dedim ışığı kaçırmışlar, şanssız bağlanmış sahneler derken hop bir gök gürültüsü efekti ardından hortumla ver suyu yukarıdan, anında iki farklı tonu olan kompozisyonu şak diye birleştirmişler. bu sahne baya baya montaja bırakmadan yönetmenlerin çekim esnasında çözüp bitirdiği, “bence” ders niteliğinde olan bir sahneydi.

    ayrıca; yusuf ve halit’in rakı masası ve sonrasında ki bar sahnesi. yine yusuf ve halit’in mezar başında içip kadir abiyi mezardan çıkarmaya çalışmaları, kadir abiyi arka koltukta görmemiz. yusuf’un asu’nun evinde basılması akabinde svetlana ve mahmut’un arabada ki sahneleri işin komedi kısmında şampanya gibi olmuş. her bir sahneyi kendi içinde şampanya gibi sallayıp sallayıp finalde patlatmışlar. bunlar gibi iki üç sahneden fazlası vardı.

    halit karakteri tamer karadağlı için yazılmış. bu adam oynasın denmiş, o oynamış. karakter için tamer karadağlı’dan başka deneme çekimi yapılan oyuncu yoktur büyük ihtimalle :/ halit karakteri çok iyi yazılmış, çok iyi yönetilmiş, çok iyi oynanmış bir karakter diyebilirim. misal halit’in ilk göründüğü sahne yatakta elinde sigara, dünyadan bir haber kıro bir tiplemeyken, dizinin finalinde bambaşka bir halit vardı. hatta dizinin ana konusu olan değişimi bütünüyle tamamlayabilen iki karakterden biri. bir diğeri ise ana hikayeye çok dokunmayan fadime.

    son bir not kadir abi için bırakalım. olmaz ya işte hani olursa bir spin-off kadir abi için yapılabilir
    --- spoiler ---.
  • tamer karadağlı detayı beni de diziden soğuttu. 1 bölüm izleyip kapattım.
  • tomor korodoğlo dotoyo beni soğotto, sen senin gibiler varya bilader siz olmazsanız olmaz kralsınız. bende soğudum diziden şimdi izlemicem neden tamer karadağlı var diye yoksa ısınırdım diziye yani sobayı yaktım doğalgaz yine kurtarmadı hani öyle soğudum tamer karadağlıdan ama sonuçta adam orda tamer karadağlı değilde başka bi karakter olduğu aklıma gelir gibi oldu ama soğuktan unutmuşum at siki neydi ya.

    edit : her edit için dipnot yazmak istemiyorum
  • dizi akıp gidiyor, sıkılmıyorsun.
    ama tüm karakterler bana mı aşırı abartı geldi?
  • senaryosu sevgili engin günaydın'a ait, netflix'de 45 dakikadan 6 bölüm yayınlanan mini dizi. eğlenceli.

    sanatçının kaleminden çıkan bir senaryo olduğu için, dünyayı nasıl görmek istediği konusunda güzel incelikler sergilemiş aslında.

    bundan sonrakiler spoiler içerir:

    örneğin türkiye'de hiçbir aile 15 yaşındaki girişimcilik ruhu fazlasıyla var olan bir çocuğu dikkate almaz; tam tersine nefes almamacasına tüm dünyasını gireceği sınavlara endeksli -artık hangi isimle anılıyorsa, o kadar zırt pırt değişiyor ki- hale getirme kaygısı taşır. bu dizide ise velihan alışılmışın dışında bir çizgide; demek ki engin günaydın'a göre fırsat tanınması gereken gençler olmalı türkiye'de küçücük yaşlarında.

    abla deseniz, keza aklı fikri sırf maddiyat üzerine kurulu çıkarcı ve duygusuz bir genç kız tiplemesi ile karşımızda. erkek arkadaş seçme kriteri de ekonomik güce dayalı haliyle. sanırım şu meşhur z kuşağının bir yansımasını yapmış sanatçı akya karakterinde. anne baba son derece sıradan, orta halli, kendi yağlarında kavrulan kişiler; dolayısıyla bu abla kardeş biraz standart türk toplumunun dışında yaratılmış figürler.

    en çok takıldığım*, ikizlerin babası mahmut timuçin'in pisi pisine ölmesi. adamda kalıp var ama sadece o kadar, tabii bir de para*. o iki rus genci cep telefonundan şahende'nin svetlana'yı güya kocasının nasıl öldürdüğü hikayesini anlatırken gıkı çıkmadı. oysa cesedin bırakıldığı yeri biliyor, ruslara polise gidelim dese; olay inceleme kızı bulduğunda parmak izi alınacak en basitinden ve kendisinin masumiyeti büyük ihtimal ortaya çıkacak ama tamamen kaderine boyun eğen bir pasiflikte susuyor; belki yaşayıp da kabus gibi tepesine çöken karısı ile hayatını zehir edeceğine, svetlana'nın psikopat karısının kurbanı olarak ölmesi karşısında, ona bir vefa borcu ödeme biçiminde ölümü kabullendirmiş engin günaydın.

    tamer karadağlı'nın her an ''çocuklar duymasın''daki eşi meltemle (pınar altuğ) burun buruna gelip, gözlerini devirerek '' ba ba baaaaa'' demesini beklemedim değil, yine engin günaydın da tuhafiyeci yusuf karakterinde zaman zaman burhan altıntop gülüşü ve bakışı yapmaktan kaçamamış. ama genelde her ikisinin de rolleri, takım elbise gibi cuk oturmuş üzerlerine.

    ikizler olmalı mıydı? bilemedim. netflix'e yakışan bir görsellik katmak adına* özellikle ahu ön plana çıkartılmış.

    totalde 10 üzerinden 7.5/8 diyeyim.

    keyifli izlemeler henüz seyretmeyenlere de.
  • merak ettirdiniz yahu
  • engin günaydın iyi bir oyuncu olabilir fakat zeki bir adam değil. zeki biri olmadığı için de yazdığı şeyler de ancak "sıradan" kalıyor.

    kendisi de bunun farkında olacak ki sıradanlığını atmak için kullandığı yazınsal enstrümanlar, belki de ortalama üstü olabilecek bir fikri yerin dibine sokmuş.

    son olarak; herhangi bir senaryoda bu dizide olan karikatür karakterlerden görmediğim gün dişimi kıracağım sanırım sevincimden. gına geldi artık. yeter.
hesabın var mı? giriş yap