• aslinda annelerin iyi çocuğu olmak kolaydir. soru sorulunca ya da bakkala alışverişe gönderilince başinizi hafif yana yatirip sezercik gibi öne eğerseniz iyi çocuk olursunuz. futbol maçlarinda ben savunmada ya da kalede kalicam derseniz ve yoldan geçen anneler sizi orda görürse yine iyi çocuk olursunuz. bir de merdivenlerden koşarak inmeyecek, trabzanlardan kaymayacak, apartmanda, varsa asansörde gürültü yapmayacaksiniz. ilkokul öğrencileri size söylüyorum. kızlara hülyalı hülyalı bakıp, onlar size bakınca da önünüze bakacaksınız. kendini göstermek için şiir yazmak, komik olmaya çalışmak, italyanca, ingilizce şarkı ezberleyip yolda yürürken kızların yanında söylemeye çalışmak, hatta bir gün okunur ve ne kadar duygusal olduğum anlaşılır beklentisiyle günlük tutmak türü, sözlüğe vs. bir yerlere yazmak türü saçmalıkları zaten yapmadığınızı farzediyorum. 16 yaşina kadar bu temel yöntemlerle kendinizi gizleyebilirsiniz. meselenin temelinde yapmamak var. bir şeyler yapmaya çalışırsanız genelde kötü çocuk ya da gerzek olursunuz.

    kendini gizlemenin ve yapmamanın daha karmaşık ve komplike yöntemleri de var ama onlari da ilerde anlatirim. 28 yaşina gelince mesaj atip sorabilirsin. masamdan aldığın çakmağı da yerine koy giderken, yanmıyor o zaten boş...
  • uğur gürsoy'un fırat'ının mahallesinde var bu çocuktan. zigara içiyo.

    edit: aytok hatırlattı, adı bahattin bu veledin.
  • kesin acayip eglenceli bir adamdir. (erkek oldugunu varsayiyoruz) ileride bir cok seyi kendi basina yapip, insanlarin kaka olarak gordugu seylerden kendine eglence cikartabilecek kisidir. hiperaktif olmasi da olasidir..

    ayrica, arkadaslarinin annelerini:

    -bak cocugunla oynarim haa!

    seklinde tehdit edebilecek kisidir. helaldir, aslandir kaplandir!
  • son zamanlarda herkesin kendini öyle görmeye çalıştığı velet. şu yeni nesile " kötü çocuk olun, karizma yapıp kız sikersiniz " anlayışını yapan adamı bulsam var yea... salak mısınız arkadaşım siz.
  • eger ailesinin duzeni ya da duzensizliği nedeniyle bu duruma maruz kalıyorsa, hayatı boyunca izlerini tasıyacak cocuktur. oynamak istediği arkadasını her cagırdıgında bir bahaneyle atlatılıp sonra onu baskalarıyla oynarken gordugunde olayı anlamamıs gibi yapar her seferinde, sonra "oynamama nedeni" yuzune karsı soylendiğinde kalbi kırılır, kacacak delik arar, yerın dibine geçer... çocuk kalbi hassas olur, kırılır, cocuk beyni az kullanılmıs oldugundan kolay unutmaz hatta belki hiç unutmaz. sonucta "kotu" cocuk olmayı o secmemiştir. ha eglenceli fikirler hep ondan cıkar o ayrı cunku kuralları esnetmenın cazibesini daha cok kucukken kesfetmiştir, aile geleneği olmustur.
  • bir kere ben de bu duruma düştüm.

    8 yaşındayken, istanbulun bir ilçesi kadar bile olmayan bir karadeniz şehrinden istanbula taşınmıştık. doğduğum büyüdüğüm yerden, anneannem, babaannem, dedelerimden, en yakın arkadaşlarımdan ayrılmanın yanısıra bir de o devasa şehir iyice korkutuyordu beni. zaten yeterince kaotikken, küçük bir çocuk üzerindeki etkisi katlanıyordu. (hala o günleri hatıladıkça içim daralır, derin nefes alma ihtiyacı hissederim. ). aylarca hiç arkadaş bulamadım. okulda, taşındığımız sitede, bütün çocuklar alaycı, havalı ve samimiyetsiz gelmişti. uzun çabalar sonucunda, zar zor bir arkadaş bulmuştum kendime yaşıtım bir kız. adı da seda. okul çıkışı beraber evcilik oynuyoruz, parka gidiyoruz falan. bir gün seda geldi ve bana : ''oszm, sana bir şey söyleyeceğim ama neden diye sorma. '' dedi. el mahkum peki dedim ve o vurucu cümleyi duydum: annesi -muhtemelen küçük bir şehirden geldiğim için -, beni çocuğuna layık bulmamış olsa gerek, bir daha o kızla konuşma, arkadaşlık etme demiş. kız bunu söyledi, arkasını dönüp gitti. ben de öylece, donakaldım. bu iğrenç şehirdeki tek arkadaşımı da kaybetmiş bulundum o gün. hayatım boyunca o kadar aşağılandığımı, o kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum. eve gidip anneme ağlayarak anlatmıştım, kadıncağız da sadece teselli edebildi olsun kızım başka arkadaş bulursun diye. ayne öyle oldu. başka arkadaşlar buldum, sonradan okuluma alıştıkça sınıfın en başarılı öğrencilerinden biri oldum, ve sonraki yıllarım bol arkadaşlı ve mutlu geçti. asıl içimin yağlarını eriten şey ise, o kız liseyi bile bitirememişken ben doktor oldum. hala bana yapılan kötülükleri unutamıyorsam, affetmeye çalışsam da, bir şekilde zamanı geldiğinde imayla bile olsa o kişinin yüzüne vuruyorsam, sanırım bu olayın etkisi büyük.
  • bu çocuk benim elime kurşun kalem sokmuştu.elimde hala siyah bir leke vardır yeminlen.ama konuştummu konuştum.
  • cogunlukla sinifin ya da mahallenin en zeki, en komik en eglenceli veletidir. buyuyunce kadinlar kendi aralarinda bu adam icin ayni seyi soyleyeceklerdir. cok can yakacaktir.
  • genellikle en eğlenceli arkadaş tipidir.. en çok onla güler,en çok onun sayesinde kabuğunu kırarsın.. asidir,yaramazdır,kafasına göre takılır ama "arkadaştır"....
  • hiç istemedende olsa sonunda hep annenin haklı olduğu kanısına varılan çocuktur.
hesabın var mı? giriş yap