• saçma sapan iddia.

    "apartman sakinleri çürük raporunu kabul etmedi" ne demek?

    oylama mı lan bu? 10 kişiye sorduk, 6 tanesi yaşanır burada dedi. o yüzden onlar suçlu.

    tekrar ediyorum bu tip olayların hepsinin suçlusu, çürük raporu olan binada yaşama izin verenlerdir. adam kendini de yırtsa, apartmanın tamamı da biz oturacağız dese, oturamaz arkadaş. o bina çökerse sadece içindeki değil, önünden geçen, yanındaki binada oturan da risk altındadır. içinde oturanın kararıdır diye bir şey o-la-maz.

    devletin buna müsaade etmemesi, çürük raporu olan bütün binaların acilen boşaltılması gerekir.

    gelen 20. mesaj sonrası edit: oğlum okuma yazmanız mı yok??? sistem böyle demiyorum. böyle olmadığı için eleştiriyoruz, böyle olmadığı için düzeltilsin diyoruz.

    zorunlu deprem sigortası ödüyor muyum? ödüyorum.
    deprem vergisi diye çıkarılan vergiyi ödüyor muyum? ödüyorum.
    devlete karşı yükümlü olduğum tüm vergileri ödüyor muyum? ödüyorum.
    öyleyse geleceksiniz gerekli testleri benim rızam ya da talebim olmadan periyodik olarak yapacaksınız. engel teşkil eden bir durum var ise benim derdime derman olacaksınız. kıçı kırık asansörün bile periyodik kontrolü mecburi. binanın sağlamlık kontrolünü mü benim keyfime bırakıyorsunuz? ya da dask yaparken neyin riskini, nasıl alıyorsunuz?

    edit 2: mülkiyet hakkıyla ilgili çok fazla mesaj geliyor. burada mülkiyet hakkıyla ilgili bir durum yok. burada cinayete teşebbüs var. sen binanı yıkmak istemiyorsun diye yoldan geçen adamı öldürme lüksüne sahip değilsin. senin binan depremde yan yatıp yıkılacak diye, bitişiğindeki benim binamı yıkma lüksüne sahip değilsin, senin sikindirik binan yüzünden altında park ettiğim arabamı göçük altında bırakma lüksüne sahip değilsin. senin mülkiyet hakkın var da benim mülkiyet hakkıma, yaşama hakkıma tecavüz hakkın nereden geliyor?

    edit 3: yemin ediyorum şu 2 günde okuduklarım sayesinde ülkeye bakış açım değişti. biz zaten ölmüşüz. okumuş insanlar zır cahillerden daha cahil. paranın köpeği olmuş. birileri çıkar "mülkiyet hakkından daha büyük bir hak yok" der, birileri çıkar tavanı insanların başına çökmüş binaya "müteahhit süper yapmış, yıkılmamış ya daha ne istiyorsunuz?" der. ondan sonra gelip bir çizik için sözlükte rezalet başlığı açıp ağlanır. ölen insanlardan bahsediyoruz, çiziğin hesabını soran adam, giden canların hesabını sorunca bık bık yapıyor. kendi başınıza gelen en ufak şeyde kıyameti koparıyorsunuz, başkasının başına gelince "oh olsun" diyorsunuz. maalesef çoğumuz ikiyüzlüyüz.

    edit 4: şimdi de devletin işi değilciler dadandı. ağaoğlu'yla beraber lüks konut yapmak devletin işi, dağ başlarında toki, kiptaş yapıp millete itelemek devletin/belediyenin işi. insanlara mezar olacak binaların yenilenmesi devletin işi değil öyle mi?

    edit 5: hala mesaj atıyor adamlar hukuk bilmiyorsun diye. bu bina yıkılıp senin çocuğunun okul servisinin üstüne çökse aynı şeyleri söyleyebilecek misin? söyleyeceksen haklısın kardeşim. ben bir bok bilmiyorum. senin çocuğunun hayatı binanın içinde yaşayan 10 tane gerizekalının insafına kaldıysa ben bir şey bilmiyorum.

    edit 6: muayeneden geçmeyen araca bineceğim diyebiliyor musun? ölümü göze alıyorum, bırakın kullanacağım ben diyebiliyor musun? diyemiyorsun. bunda niye binada oturana tercih hakkı veriliyor?
  • kentsel dönüşüm bölgesi bağdat caddesi oralarda bir kaç malik adına müteahhit ile toplantılara katılan, özellikle alt kattaki dükkan sahiplerinin ben bu binayı yıktırıp ayda bilmem kaç bin lira kiradan olmam yahut m2 ‘ mi azaltmam ; avukatlar tutar hocalardan teknik görüş alır yıkım kararlarına karşı mahkemede dava açarım diyen mal sahiplerini gören bir avukat olarak diyebilirim ki;
    tümüyle gerçek yahut gerçeğe yakın bir olay olduğuna dair bahse girebilirim.
  • evet sürekli mütahitlere ve denetimsizliğe laf ediyoruz tabi ama bide bu var.
  • “devletin suçu, ev sahiplerinin inisiyatifine bırakmamak lazım, mühürlenecek o bina” diyen anıştaynlara söyleyeyim zaten öyle sistem. tabii sonuç belediyeye bildirilirse belediye mühürlüyor. apartman sakinleri el altından bir yapı denetim firmasıyla anlaşıp da gayriresmi olarak da test yaptırabiliyor. sonuç bina sağlam çıkarsa test tarihini ileri alıp belediyeye bildiriyorlar. mesele çıkmazsa...

    şimdi niye böyle yapıyorlar onu anlatayayım. sonuç resmi olarak belediyeye gidince belediye binayı mühürlüyor ve boşalttırıyor. bu durumda da apartman sakinleri müteahhitlerin müşvik kollarında mutlu anlar geç.. yani adamlar mecbur olduğu için hiçbir pazarlık şansları kalmıyor ve insaflarıyla meşhur müteahhitlerin vicdanına kalıyorlar. haliyle de hiçbir mülk sahibi testi resmi yaptırmak istemiyor.

    şimdi sonuç çıktı, çürük. çoğu yerde belediye fazladan kata izin vermiyor. yani herkesin al benim 5 katlı apartmanı, 10 kat çık deme şansı yok. müteahhit mecburen 3+1 evleri 2+1’e çevirmek zorunda kalıyor. bu durum da çoğu kat sakininin işine gelmiyor haliyle. dert burada da bitmiyor. hadi herkesi 1 odadan feragat etmeye ikna ettin, evin konumu çok ama çok iyi değilse hiçbir müteahhit fazladan elde edeceği daireyle yetinmiyor. adamlar da haklı çünkü bir karı olmuyor. elde edeceği o daireleri şu ekonomide satıp satamayacağı da meçhul zaten. e haliyle daire başı en az 120 bin tl de fark istiyorlar. işte burası sıkıntı. herkesi bir odadan feragat etmeye ikna etsen de parayı vermeye ikna edemiyorsun. zaten adamın parası yok. ya emekli ya asgari ücretin bi tık fazlasına çalışıyor. zar zor geçinen bu insanlar nerden bulsun o parayı? kaldı ki bir de oturduğu evden çıkacak ve kira vermeye başlayacak. bugün istanbul’da 2.500 liradan aşağı ailenin oturacağı eli yüzü düzgün ev yok. müteahhitin sözünde durup da dediği tarihte evi tamamlayıp teslim edeceği de hepten muamma. her yer yarıda bırakılmış inşaatla dolu.

    herkes canını seviyor, kimse çürük binada yaşamak istemiyor ama insanlar m-e-c-b-u-r adam sağına bakıyor, soluna bakıyor, kendi binasına bakıyor hepsi aynı. bu kadar insan yaşıyorsa ben de yaşarım deyip kaderini bekliyor işte.

    peki çözüm ne? çözüm mözüm yok amk. onu nüfusun 5’te birini istanbul’a doldurmadan, denetimsiz her yeri apartman yapmadan düşünecektik.

    edit: ülke gerçeklerinden habersiz romantikler testi zorunlu yapmış, binaları mühürlemiş, milleti sokağa atmış:)) lan biz 20 daire apartman toplantısı yaptık, test yaptırmaya 9 daire ikna oldu sadece. bina çürük çıkacak da evimizden olacağız diye adamlar test yaptırmak isteyenlerin üzerine yürüdü, kavga çıktı. adamlara da ne deyim, en az isteyen müteahhit 120.000 para istiyor, oda sayısını üçten ikiye düşürüyor. adamlar emekli, aidatı veremiyor.
    şu arkadaşı tebrik ederim:
    (bkz: #115036932) tek mantıklı entryi bu arkadaş girmiş. olması gereken bu.
  • asagidaki sozler turkiye ozeti gibi olmus:

    “raporda zeminde 3. derece sıvılaşma olduğu söylendi. 'bu binayı boşaltın ve başka kurumlara konuyla ilgili başvurun' ifadesi de vardı. ben de tekrar toplantı yaptım. toplantıda birinci katta oturan öğretim görevlisi tahir beyin konu hakkında bilgisi olan arkadaşı geldi. ancak bize menfaatimiz olduğunu söyleyerek iftira atıldı. yapılan baskılar neticesinde görevi bıraktım. apartman sakinleri sıvılaşmayı kabul etmeyerek her yerde olduğunu iddia ettiler. ben de vebale girmeyeceğimi söyledim ve yöneticiliği bıraktım.”

    vatandasin zihniyeti bu olan ulkede duzgun yonetici cikar mi? armut dibine duser.
  • yasaya göre çürük yani riskli raporu çevre ve şehircilik bakanlığından lisans almış kuruluşlar tarafından binaya gelinerek karot alınması ve test edilmesi ile elde edilir. riskli raporu ilçe belediyelerine bildirilir. ilçe belediyesi tarafından rapor ilgili tapu sicil müdürlüğüne gönderilir ve riskli yapı şerhi işlenir. bina belli bir süre içinde boşalttırılıp yıktırılır. bina sakinleri yıkmazsa belediye yıkar ve yıkım parasını apartman sakinlerinden tahsil eder. yani yasa apartman sakinlerinin keyfine bırakmamış işi.
  • burada suçlu halkla müteahhiti karşı karşıya bırakan devlettir.

    müteahhiti ayrı yamyam, kat sahibi ayrı yamyam, dükkan sahibi ayrı yamyam olduğu müddetçe hiçbir şey çözülmez. devlet böyle durumlarda hep kaçak güreşir. vergi alacağı zaman, her yerde her alanda düzenleme yapan, varlığını hissettiren devlet, konu kendine oy sıkıntısı yaratacak bıçak sırtı konular olduğunda ortadan kaybolur.

    kanun yapın ve uygulayın. bu kadar basit. ada bazında kentsel dönüşüm yapın, belediyelere yetki verin, müteahhit ya da tokinin kendisi gelsin, yıksın, adam gibi binaları siteyi diksin, herkes hakkını alsın, müteahhit de hakkını alsın. kat maliklerinin para ödemek zorunda kalacağı senaryolarda da 20 sene vadeli 0.50 0.60 dan devlet bankalarından krediyi verip elini taşın altına koy. çok cüzi ya da kira öder gibi herkes ödesin.

    20 sene oldu 17 ağustostan sonra. herkeste öyle kalın banka kredilerini ödeyecek paralar yok. emeklisi var, hayatını o eve gömmüş ve düşük gelirle yaşayan insanlar var. toki gidip batı ataşehire sıfırdan ev yapıyor. neden batı ataşehire 2 km ötedeki küçükbakkalköye girip eski binaları yıkıp yeniden yapmıyor? isteseler yapamazlar mı? bal gibi yaparlar, ama yapmıyorlar. çünkü orada rant daha az. bu kadar basit.

    edit: anlatım bozukluğu
  • bu sekilde itiraz eden komsulara bizzat sahit oldum. uskudar’da yatirim olarak aldinmis cok eski bir binada bir dairemiz vardi. bodruma inip baktigimizda kolonlardan fışkıran demirler dehset vericiydi. bina çöktü çökecek yani. belediyeye basvurduk bilirkisi geldi, inceleme yapti. amacimiz kentsel donusume basvurmakti. inceleme esnasinda evlerinden cikan komsular olay cikardi. biz istemeyiz memnunuz diyen, biz bu evi krediyle aldik bina yikilirsa ben kiraya cikamam durumum yok diyen, gidecek baska yerim yok diyen vs. bildigin olay cikardilar, itiraz ettiler. tum ev sahiplerinin imzasi olmadan basvuru mumkun degildi, yatti o basvuru. biz de evi sattik, sattigimiz kisiye bodrumdaki durumu gosterdik, kabul ederek aldi. inanilir gibi degil ama bir kac ay once yasandi bu.
  • bu noktada ev sahiplerinin çürük raporlu evlerini mantolama yaparak sattıkları da iddialar arasında. öncelikle vergi borcu olan ya da en basitinden trafik cezası olan bir otomobili bile satamazken nasıl oluyor da çürük raporu olan bir evi satabiliyorsunuz? çürük raporu olan eve aynı hızda yıkım kararı verirsin, bunu apartman sakinlerinin oy birliğine bırakmazsın. nereden tutsan elinde kalır. belediyesinden tutun da valiliğinine kadar suçludur. ayrıca evlerinin çürük olduğunu bilerek bu insanlara evlerini satan ya da kiraya veren mülk sahiplerinin vicdanlarını da merak ediyorum şu an.
  • istanbul'da kiracısı olduğum evin apartmanı için de aynı durum geçerli. apartman çürük raporlu. son 5-6 senedir ev sahipleri hala anlaşamadı, metrekare küçülmesinden ötürü illa birileri sıkıntı çıkarıp anlaşmaya varamıyorlar. metrekare bazıları için ne kadar da tatlı. ne yazık ki şartlar gereği diken üstünde yaşıyorum. son birkaç ayım kaldı, kazasız belasız atlatabilmeyi umuyorum.
hesabın var mı? giriş yap