• uykumun kaçmasından dolayı farkettiğim muhteşem eser.
  • türkiyede "size nasıl geliyorsa" adıyla bilinen william shakespeare'in komedilerinden biridir. 1600'lerin ilk yıllarında yazıldığı varsayılmaktadır. paul czinner ve laurence olivier tarafından 1936'da filme çekilen oyunun farklı film uyarlamaları bulunmaktadır. yazarın ünlü repliği "dünya bir sahnedir ve biz de oyuncuları" bu oyunda geçmektedir.

    "yapmadık demek yapmayacağız demek değildir" de eserin ünlü repliklerindendir.
  • kampüste hayat var projesi kapsamında engelli çocuklarla sahnelenen , derlemesini yaptığım oyun. sahnede shakespeare oyunu yoktu "sekspiy" oyunu vardı. öyle tatlı sempatik gurur verici bir şey çıktı yani ortaya. bu oyunu çocuklar oynayınca çok farklı bir güzelliği oluyormuş gerçekten. bir de tiyatro kariyerimin ilk shakespeare uyarlaması olduğundan artık benim için çok değere bindi doğal olarak. ee tabi zaten yapmadık dediysek hiç yapmayacağız anlamına da gelmiyor ki sözlük.
  • --- spoiler ---

    "bütün dünya bir sahnedir
    ve kadın erkek ancak birer oyuncu
    sırası gelen girer sırası gelen çıkar
    nice roller oynar ömür boyu"

    --- spoiler ---
  • ingilizce özgün adı: as you like ıt olan türkçe'ye (bkz: size nasıl geliyorsa), (bkz: nasıl hoşunuza giderse), (bkz: beğendiğiniz gibi) olarak farklı şekillerde çevrilmiş olan (bkz: william shakespeare)'in komedilerinden biridir. 1600'lerin ilk yıllarında yazıldığı varsayılmaktadır. (bkz: paul czinner) ve (bkz: laurence olivier) tarafından 1936'da filme çekilen oyunun farklı film uyarlamaları bulunmaktadır. yazarın ünlü repliği "dünya bir sahnedir ve bizler de oyuncuları" bu oyunda geçmektedir.

    karakterler:
    yaşlı dük - dük frederick'in ağabeyi ve makamının hak sahibi. arden ormanında sürgündedir.
    dük frederick - yaşlı dük'ün kardeşi, abisinin makamına el koyar.
    oliver - sör roland de boys'un büyük oğlu ve varisi.
    james de boys - sör roland de boys'un ortanca oğlu. sadece oyunun sonunda sahneye çıkar.
    orlando - sör roland de boys'un en küçük oğlu.
    rosalind - yaşlı dük'ün kızı, "ganymede" adıyla erkek kılığına girer.
    celia - dük frederick'in kızı, "aliena" adlı bir kızın kılığına girer.
    touchstone - saray soytarısı. audrey'e aşık olur.
    amiens - bir lord.
    jaques - melankolik ve melodramatik bir lord.
    sör oliver martext - kırsalın papaz yardımcısı.
    corin ve silvius - çobanlar; silvius phoebe'ye aşık olur.
    william - kırsal halktan biri.
    hymen - evlilik tanrısı.
    le beau - dük frederick'in yanındaki lordlardan biri.
    charles - sarayın güreşçisi.
    adam - sir roland de boys'un eski bir hizmetkarı.
    dennis - oliver'in bir hizmetkarı.
    phoebe - çoban, ganymede'e aşık olur.
    audrey - kırsaldan bir kadın.

    --- spoiler ---

    dük frederick ağabeyinin makamını ele geçirir ve onu sürer. her ne kadar ilk başlarda abisinin kızı rosalind'in, kendi kızı celia ile birlikte kalmasına izin verse de, bir süre sonra güvensizliğinden dolayı onu da sürer. celia ise kuzeninden ayrılmak istemediği için onunla birlikte ayrılır. yolda korunabilmek için kılık değiştiren rosalind ve celia'nın amaçları rosalind'in babasını bulmaktır. yolda bir çiftlik satın alır ve buraya yerleşirler. ayrıca orlando'nun hikayesi de rosalind'in hikayesine paralel olarak gelişir. babası öldükten sonra bütün varlığı ve makamı en büyük erkek çocuk olan oliver'a kalır. oliver ise elinden geldiği kadar kardeşi orlando'yu arka planda tutar ve ona hiçbir olanak sağlamaz. artık dayanamayan orlando kendini kanıtlamak için dük frederick'in yenilmez güreşçisi charles'ı alaşağı eder. böylece güreşi izlemekte olan rosalind ve celia'yı etkiler. rosalind ve orlando birbirlerine aşık olurlar. dük frederick orlando'nun babasını sevmediğinden onu dükalığından kovar. abisi oliver'in da canına kastettiği orlando, ona destek olan adam ile birlikte yola çıkar. iki aşığın yolu arden ormanında kesişecektir, fakat rosalind erkek kılığındadır. bir süre bu durumu saklayan rosalind oyunun sonunda araya, artık değişmiş olan oliver'ın da girmesiyle, kendi kimliğiyle ortaya çıkar ve aşıklar birleşir. bu arada oliver da celia'ya aşık olmuştur. rosalind'in babasıyla da karşılaşmasıyla her şey yoluna girer. çünkü bir rahipten çok etkilenen dük frederick her şeyini kovduğu ağabeyine bırakıp manastıra kapanır. bunlara ek olarak ufak paralel hikayelerin de bulunduğu oyun toplu bir mutlu sonla biter. yani herkes "nasıl diliyorsa öyle" sonlanır. yalnız, özellikle oliver ile dük frederick'teki değişimlerin geçiştirilmiş olması oyunu bir bakıma shakespeare'in diğer oyunları arasında zayıf kalmasına neden olmuştur.

    --- spoiler ---

    türkçeye çeviriler:
    beğendiğiniz gibi. çev. orhan burian. ankara: maarif vekâleti, 1943.
    nasıl hoşunuza giderse. çev. halide edib adıvar ve vahit turhan. istanbul: istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi yayınları, 1943.
    size nasıl geliyorsa. çev. bülent bozkurt. istanbul: remzi kitabevi, 1996
  • (bkz: as you wish) varken mi?
  • türkçe ismi; "nasıl hoşunuza giderse" olarak çevrilmiş shakespeare oyunudur.

    bu kitapta erkek kılığına giren kadın kahramanlar, onlara aşık olan kadınlar, aşk ve aşkın nedensizliği eğlenceli bir şekilde kaleme alınmıştır.

    "bütün dünya bir sahnedir,

    kadın, erkek bütün insanlar da oyuncular.

    her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır."

    - rosalınd
    şimdi bana şunu söyleyin, ona sahip olduktan sonra ne kadar sürer?
    - orlando
    sonsuza kadar ve bir gün daha.

    --- spoiler ---

    - rosalind
    pekala kuzin bundan sonra neşeleneceğim, oyalanacak bir şeyler bulacağım. aşık olmaya ne dersin?

    - rosalind
    yalnızca üstüme başıma yapışsa silkeleyip atardım onları. ama bu dikenler benim yüreğimde.

    - celıa
    öhö, dedin mi çıkarlar.

    - rosalınd
    yüreğimde gizlenmiş kadınsı bir korku olsa da,
    dışarıda şöyle kasılarak savaş tanrısı gibi gezdik mi
    tamamdır;
    birçok ödlek erkeğin de yaptığı bu zaten;
    yürekli, yiğit biriymiş gibi görünmek yani.

    --- spoiler ---

    kitaptan alıntılar için; tık tık.
  • "ben de düzenbazlığım üzerine yemin ederim ki, olsaydım olmuş olurdum. ama bakın, eğer siz, sizde olmayan bir şey üzerine ye min ederseniz, yalan yere yemin etmiş olmazsınız. ışte bu şöval ye de aynı öyle; şerefi üzerine yemin etmişti, ama hayatında hiç şerefi olmadı ki! zaten olsaydı bile, o çöreklerle hardalı görme den çok önce boş vermişti şerefe filan."
  • okuduğum tüm shakespeare eserleri içinden en sevdiğimdir. hayatımın farklı farklı dönemlerinde tekrar tekrar okuduğum bir kitap. kitabın arka kapağına ilk okuduktan sonra olan hislerimi yazmıştım. liseli ben ve şimdiki benin kitabı okuduktan sonraki hisleri ne kadar da farklı.
  • shakespeare oyunlarını izlemektense okumayı tercih ediyorum her seferinde.
    diyaloglar o kadar hızlı geçiyor ki izlerken, anlamları yakalayamıyorum. okurken idrak ediyorum sadece.

    bu oyunu da öyle. algılamam için okumam gerekenlerden.
    kimse değinmemiş, kardeşler arası mücadele ile başlıyor. küçük kardeşin gözünden yazılmış oyun.
    shakespeare'i nasıl eğlenceli bulduklarını anlayamıyorum. hep yaralayıcı konulara sert atışlar yapmış gibi geliyor bana. iyi ki tiyatro salonunda karşılaşmadım bu oyunla. seyircilerin o gülmeleriyle uğraşmak zihnimi yorup, öfkelenmeme yol açıyor.
hesabın var mı? giriş yap