• her gün okuldan çıkışta atari salonuna giderdim. annem ve babam çalışıyorlar, evde de babaannem olurdu. yaşım 9 falan ama boyum ufak olduğu için anaokulu çocuğu gibi görünüyorum. her neyse, bir gün yine okul çıkışı atariye gittim. 2 jeton aldım oyun oynuyorum, atariyi polis basmış. herkes bir anda yok oldu. ben ve 3-5 tane lise talebesi, bir de atari salonu sahibi kaldık. herkesin kimliğine baktı falan, ben olayı anladım ama kaçamadığım için kontra yapmaya karar verdim o an. cesarete bak.

    polis geldi "yaşın kaç" senin diye sordu. ben de soruya, "babamın haberi var, kendisi gönderdi" diye cevap verdim. hiç alttan almıyorum, tersliyorum polisleri. bir yandan da oyun oynuyorum. "bırak bakalım sen şu oyunu, babanla konuşalım, bize de söylesin izin verdiğini, nerede baban" dedi. ulan babam duysa beni hoplatır, başladım ağlamaya. o kadar karizma ve kontra planlarım suya düştü tabii. babam yok dedim, çalışıyor, bir daha gelmeyeceğim, söz veriyorum, bırakın gideyim yalvarırım modundayım, dil döküyorum. neyse ki benim kadar agresif değillerdi. gel seni evine bırakalım, hem de ailenle konuşalım falan dediler.

    gittik eve, babaannem aşağı indi, konuşuyorlar. babaannem "haberimiz var, ben verdim jeton parasını da oyun oynasın diye" dedi. o an tekrar yükseldim ben tabii, koltuklarım kabardı. uzaklara falan dalıyorum, alttan bir rüzgar esintisi "yaa gördünüz mü, ben size demiştim" havasındayım. işte polis anlattı, siz izin de verseniz yasal değil, göndermeyin falan filan. gittiler sonra.

    babaannem beni mapustan kurtardı resmen. babaannemle de hiç anlaşamazdık normalde, o yüzden eve gitmek istemezdim zaten ama o gün beni kanuna teslim etmediği için çok sevinmiştim. bu kanunsuzluk bizi birbirimize kenetledi. daha sonra evin bodrumunda meth üretmeye başladık. şu an yozgat, çankırı, çorum karteliyiz. nereden nereye işte.

    yok lan, akşam babama ispiyonladı hain. temiz bir papara yemiştim. ama babam ertesi gün elinde sega mega drive ile geldi. o saatten sonra mahallenin en forslu çocuğuydum. sene 94 lan, sega diyorum oğlum, boru değil!
  • bodrum katı atari salonlarının rutubetli kokusunu bilen nesildir.
  • hayatın akışını değiştiren dönemlerden bir tanesidir.
    diğeri ise (bkz: kredili sistem)'dir.

    ikisi de insanın hayatına yön vermiştir.
  • akşamları ekmek almaya gidiyorum deyip saatlerce makine başında oyun oynarken bir anda babamın elini ensemde hissettiğim mekanlardı benim için :)
  • çatılardan söktüğümüz (biz gülle derdik) aliminyum ,eğilebilir bükülebilir ham maddeyi 2 jetonun arasına koyup ,demir döver gibi biraz üzerinde çalışınca akabinde aynı şekli almak suretiyle dörde bölünüp 4 jeton elde edilirdi. sac çatılar mahallemizdeki rüzgarlarda fırlayınca rüzgar şiddetli sanılırdı, mesele rüzgar değildi, punisher idi.
    evet jeton kutuları açılınca içindeki envai çeşit malzemeyi biz atardık ve biz ki o adam söverken halil abi hayırdır ya diyen brütüsdük . fakirdik amk napalım
  • ver geçeyim jetonun yanmasın repliğini bilen nesildir.bizim orda da geneleve gitmekle eş değer bir günahtı atariye gitmek.
  • dayak yeme konusunda yalnız olmadığımı öğrenmeme sebep olmuş nesildir.

    aferin lan tüm dayak yiyenlere! ödün vermemişsiniz karakterinizden, zevklerinizden. eminin hayatta başarılıdır şu an dayağı yiyenler.

    4 kollu ninja turtles oynayanınız var mıdır acep? ne güzel oyundu be o! para bitince atarilerin camını silip kredi aldığımızda hep bunu oynardık. jeton kapağını açıp, ordaki tele dokunarak kredi verdiğinde görevli, o gelen ses dünyadaki en güzel şeylerden biri gibi gelirdi o zamanlar.

    çocukken mutlu olmak ne kadar kolaymış.
  • uzun bakır telin ucunu v şeklinde yamultup atari salonu sahibinden gizli gizli jeton atılan yere sokup çıkarıp kredi yarattığımız günleri hatırladım.

    tabi bu işlem hem büyük bir gizlilik hem de taktik gerektirirdi. çünkü o teli sokup kredi yaratırken dikkatli olmak lazımdı. yoksa 15-20 krediler olduğunda adam gelip görürse "sen kim köpek 20 tane jeton atacaksın lan fakir piç, hile yapmışsın" diyip seni kovabilirdi. ki bilen bilir favori atari salonundan uzaklaştırma almak bir çocuk için dehşet bir deneyimdir. o yüzden basit değildi o kredi olayı. heyecanını şuan bile hissediyorum.
  • doktor, voleybolcu bir kız vs. dövüş oyunu vardı hatırlayan var mıdır aranızda?
    yıllardır arıyorum lâkin bulamıyorum, pek oyun oynamayan bir insan olarak super mario'dan sonra en sevdiğim oyundu:(

    edit: tennitennitennenniterene sağ olsun beni yeniden çocukluğumla buluşturdu, oyun rival schools'muş.
hesabın var mı? giriş yap