• 1973 yapimi,basrolunde turkan soray i gordugumuz,inanilmaz rahatsiz edici film.
    cocugu hastalanan anne parasiz ve pulsuzdur.cocugun sagligi icin yapilmasi gereken ameliyat cok pahalidir.
    zengin bir adam kaza gecirir,soray ona cocugunun ameliyatini krasilamasi bedeli olarak organ verir.herif tabiiki sahtekardir.
    sinirlarimizda cekilmis en sinir bozucu,en acikli,en feci hissettiren filmlerden biri.
  • türkan şoray'ın yönetmenliğini yaptığı dört filmden ikincisidir, 1973 yapımıdır.
    diğerleri :
    dönüş (1972)
    bodrum hakimi ( 1976 )
    yılanı öldürseler ( 1981 )

    filmdeki hasta çocuğu oynayan ise selim kaya .
    kötü adamımız ise nihat ziyalan .
  • insanların abes bir şekilde sandığı gibi allah ne dünyada ne de ahirette kullarına azap etmez.

    yaşadığımız tüm acılar, çektiğimiz tüm çileler kendi yanlış itikadımızın, yanlış ve bozuk zanlarımızın ürünüdürler. yani aslında biz kendi kendimize azap eder ve kendi kendimizi ateşe atarız.

    eğer yanlış itikatlarımızdan kurtulubilirsek aynı anda çektiğimiz azaptan da kurtuluruz. itikat dediğimiz olgu bilinçaltına kadar inmiş kabullenimlerdir. bilinçaltımız nasıl yapılanmışsa evrene o türden bir yayın yapar ve evren de ona aynı şekilde dönüş yapar.

    diğer yandan evrensel düzenin kurucusu, kodlayıcısı ve işleticisi allah olduğu için iyisiyle kötüsüyle her şey ona atfedilir. hayır ve şer ondandır denilir. ancak iki yaklaşım arasında büyük fark vardır.

    eğer sen mahlukata merhametsiz olursan, evren de sana son derece merhametsiz davranacak.

    eğer sen insanlara ihanet edersen, sana da ihanet edilecek.

    eğer sen insanların malını haksız yere ele geçirirsen, senin malın mülkün de bir şekilde heba olacak ve hırsla sahiplendiğin malını kaybedince içine bir ateş düşecek.

    evrensel düzeni ve onun işletmenini görmez inkar edersen, asi, baği, eşkiya olacaksın. bir kanser hücresi damgası yiyeceksin. düzen seni yok edecek, etkisiz hale getirecek, zindanlara tıkacak şekilde harekete geçecek.

    gerisini de sizin tahayyül gücünüzüe havale ediyorum...
  • "ebu musa radıyallahu anh anlatıyor:

    resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    allah teâla hazretleri, şu ayetle(enfal 33) ümmetim için iki eman indirdi:

    1. ben aralarında olduğum müddetçe allah onlara (umumi bir) azab vermeyecektir.

    2. onlar istiğfarda bulundukları müddetçe, allah onlara azab vermeyecektir.

    ben aralarından ayrılınca, (allah'ın azabını önleyecek ikinci eman olan) istiğfarı kıyamete kadar aralarında bırakıyorum." (tirmizi)
  • türkan şoray'ın ikinci yönetmenlik denemesidir.
    görece başarılı bir filmdir.
    bu filmde yaşar şener, bildiğimiz sıradan pili kalp pili niyetine türkan şoray'a kakalamıştır.
  • türkan şoray'ın yönetmenlik denemelerinin asıl amacı hakkında bize ipucu veren filmdir. diğer yönetmenliğini yaptığı filmler gibi* içimizi acıtan , rahatsız eden ve ağlama hissi uyandıran filmlerdendir. uzun zaman sonra afişine baktığımızda bile bunu hissettirir, o sırtındaki çocuğuyla..
    (bkz: http://www.mkutup.gov.tr/sinema/93)
  • enteresan bir kelimedir bu azap. aynı anda hem acı, keder, elem, sıkıntı demek iken, hem de tat, lezzet, bir nevi haz demektir. bir de beşerin gönlünde aşk ateşi peydah olmuş, sevgilinin emsalsiz sinesinin duruluğu zihninin dilemmalı labirentlerinden bir lahza olsa çıkmamışsa... hah işte o vakit zaten öğrenirsin neymiş bu azap, nasıl çekilir, adamı ne hale kormuş.
  • azap, saçlarıma ak,
    yüzüme çizgi serdi,
    ruhumu, çırıl çıplak,
    soyup çarmıha gerdi.

    bağrım, çizgi çizgi kan;
    beni seyretti hayran.
    bir kadın oldu o ân,
    kendini bana verdi...

    -necip fazıl kısakürek -
  • filmin yönetmenliğini de türkan şoray yapmıştır.
  • başrolünde türkan şoray’ın oynadığı aynı zamanda yönettiği 1973 yapımı türk filmi. çocukluğumun en büyük travması.
    seneler sonra bugün cesaret edip tekrardan izlediğimde bu filmi anlatacak tek kelimenin ‘azap’ olabileceğini düşündüm. aynı zamanda sabahattin ali’nin değirmen kitabındaki ‘dudu kadın’ı aklıma getirmiştir.
    anadolu kadınının yüceliği aynı zamanda çaresizliği öyle güzel işlenmiş ki. belki de yüreğime bu kadar işlemesi babaannemin anlattığı kendi yaşam hikayesinden kaynaklıdır.
hesabın var mı? giriş yap