• ailesinden ayrı, anne babası ayrı olup annesiyle yasayan, ya da babasını kaybetmis insanların soylemesi muhtemel sozdur babamı özledim. babadır bu, yeri anneyle de doldurulmaz, abiyle de, sevgiliyle de, arkadas dostla da. özlemiyorum, aramıyorum diyenin bile icinde bir burukluk kadar olsun kalır izi. arkadası okuldan babasının alması kıskanıldığında, bayramda ya da bir televizyon dizisinde akla gelir yoklugu, yumruk olur oturur insanın bogazina...
  • 2017 mayısında hastanede refakatçiliğini yaptığım bir gün "pişmanlıklarım var" demişti. üniversite öğrencisiyken evlendirmişler, "annen hasta, eve bir gelin lazım" demişler. babam evlendikten bir kaç ay sonra babamın küçüğü amcamı da evlendirip eve bir gelin daha getirmişler. "kariyerim çok daha farklı olabilirdi, ankara'da kalıp daha iyi işler yapabilir, daha iyi yerlere gelebilirdim. evde bekleyen karım ve çocuğum olduğu için dönmek zorunda kaldım" dedi. evet, babam üniversitede okurken doğmuşum ben. "madem kardeşimi evlendirecektiniz, beni neden evlendirdiniz?" diyememiş, dese de bir şey değişmezmiş ya.

    o gün anladım babamın üniversite tercihlerimize, meslek ve iş seçimimize, arkadaşlarımıza, evlilik kararlarımıza neden hiç karışmadığını. biz kendi hayatımızla ilgili kararlarımızı kendimiz alalım diyeymiş meğer. zaman zaman yanlış kararlar verdiğimizde dertlenirmiş de belli etmezmiş meğer. nadiren tavsiyeler verirdi babam, yap veya yapma demezdi, çok da konuşmazdı zaten.

    "anne ve babamın en sevdikleri çocuklarıydım ben" dedi. öyle ki büyük amcam saatini kaybettiğinde babamınkine el koyarmış, seni seviyorlar yenisini alırlar diye. parası bittiğinde babamın harçlığını alırmış elinden, sana yine verirler nasılsa dermiş.
    "buna rağmen bir kez olsun sarılıp öpmediler beni, biliyor musun? ben size sevgimi yeterince gösteremedim oğlum, ama siz beni geçtiniz, çocuklarınız da sizi geçecek" dedi.

    whatsapp'tan yazardım babama arada "seni çok seviyoruz" derdim, görüştüğümüzde koklayarak öperdim, "seni seviyorum babacım" derdim. renk vermezdi hiç, ama o gün anladım ben bunun onun için ne çok şey ifade ettiğini.

    çok erken gittin be babam. söz vermiştin hani, torununun düğününde oynayacaktın daha?
  • tanım: arayıp bulduğum başlıktır.

    ekşi sözlükte hiç başlık açmadım. açmayı da düşünmedim. özel bir sebebi yok. genelde acaba var mıdır diye sol frame de görmek dışında aradığım her başlığı da buldum.

    babamı özledim. sozluk açıktı. ellerim bir anda buraya yazdı. babamı özledim. çıktı başlık. beni cevapsız bırakmadı. çünkü babamı özlediğimde cevapsızım ben. babamı özlediğimde telefon ederdim, kalkar giderdim yanına, gider uyandırırdım sabah biraz daha erken mesela. şimdi şuursuzca bulduğum ilk "arama kutusuna" yazdım. değişik oldu. her şeyi googlelamak dünyevi acılarda bu duruma kadar evrildi belki de.

    böyle özleniyor baba ya da en azından bana böyle oluyor. hayat devam ederken, birden "aaa ben babamı özledim" diyor kalbim/ruhum/aklım. hep de öyle acıklı olmuyor. dur aklıma düştü bir arayayım tadında gibi. o ilk saniye çok fantastik bir şekilde ulaşılamaz olduğu gerçeği olmuyor bünyede. sevinçle özlediğin bile oluyor ama sadece o saniye içinde. sonra gidemeyince elin telefona, ayakların ona, kolların boynuna, sesin kulaklarına.. kalıyorsun böyle yaralı, yitik, yalnız, eksik. hep eksik.

    babamı özledim.
  • babamı özlemedim. çocukluğumdaki babamı özledim. 10 yaşına kadar babam olan adamı. babam en çok beni severdi. ben en çok babamı severdim. annem ablamcı, ablam annemciydi. işten döneceği saate yakın kapının önüne iner kaldırım taşında oturur heyecan içinde beklerdim. sokağın sonunda gözüktüğü gibi koşmaya başlar kucağına atlardım. önce sarılırdık sonra baba 1 lira versene derdim oda kırmazdı pek beni verirdi. cips alır eve yanına dönerdim. bacağına yüz üstü uzanıp baba sırtımı kaşısana derdim elini gezdirirdi sırtımda çok severdim bunu hemde baya çok. ya kucağında otururdum yada dizine başımı koyardım. hiç unutmam 9 yaşında bile ben istedim diye beni ayağında sallamıştı. cumartesi akşamları kavak yelleri dizisi başlardı çocukluğumuzun favori dizisi tabi ki annem zararlı diye abur cubur almamıza izin vermezdi. ama babam beni kucağına alır bakkala götürür her istediğimi alırdı. bana yok demekten hiç hoşlanmazdı. pazar günleri sahile götürürdü bizi yeşil bir arabamız vardı. ben hep babamın arkasındaki koltukta otururdum. kayalıklardan hep biraz korkmuşumdur. babam elimden tutardı. kayalıklarda yürürdük öylece. aylardan aralık benim canım çok feci bir şekilde mangal çekmişti. ve inanabiliyor musunuz o soğukta biz arabayla ormana gittik. annem ve babam mangalı yaptılar dışarıda ablam ve ben arabanın içinde bekledik ve yedik. yazları sürekli denize giderdik. sudan hiç korkmazdım. babam boyumun aştığı yerlere götürürdü beni. sırtından atlardım, taklalar atardım. birde şey vardı en sevdiğim olay babamla biz hep el ele yürürdük ama elimiz şekilden şekile girerdi sürekli oyun olsun diye şekil değiştirirdik. daha çok fazla güzel anım vardı ama unuttum çoğunu. zaten hatırlamama da gerek kalmadı. şimdiyse sadece bir boşluk ifade ediyor benim için. ne bir kinim kaldı ne sevgim. sadece öfkeliyim biraz. herşeye olduğum gibi ona da öfkeliyim.
  • 1,5 sene oldu.

    hala inanamıyorum.

    sanki her zaman oturduğu yerde oturuyor. di bana bir çay yapar mısın diyor. arada viski hazırlıyorum, fındık üzüm veriyorum yanına. koltuğun hep bir tarafına oturuyor. kış bahçesinde hep aynı koltuğa oturup tarlalara bakıyor. sonra bi de benzerlerini yapıyor, belki de o yüzden hiç gitmesin istedim.

    işe giderken hep aynı yerden bana bakıp el sallıyor gibi geliyor. küçük el işaretleriyle bana yol gösteriyor, oraya park et, 2 dk bekle gibi.

    o sakin, huzurlu, sevap enerjisi yüksek halini çok özlüyorum. seni tanıyan herkes de hala inanamadıklarını söylüyor. çok özledim babam. yanımdasın biliyorum, ruhuma, zihnime üfler misin bişiler, lütfen babam.
  • dün bir bildirim geldi, xxx ile arkadaş olmak ister misiniz diye.

    babam...

    oysa babam 2022'yi hiç yaşayamadı.

    ağlattın be babam, nurlarda uyu, sıkıca sarıldım hayaline.
  • 2,5 sene olacak sen gideli.

    bazen hiç babam olmamış gibi hissediyorum. bazen her zaman oturduğun koltukta oturuyorsun gibi hissediyorum.

    seninle konuşuyorum. arabada hep arka koltukta oturup beni izliyorsun diye düşünüyorum. çok konuşmayı sevmem biliyorsun. öyle uzun uzun bişi anlatmıyorum. sen nasılsa anlarsın diyorum.

    bahçedeki otlar sararınca aman babam gibi bol bol sulayayım diyorum. sonra bakıyorum bahçede hayalini görüyorum.

    2-3 parça en sevdiğin kıyafetleri sakladı annem. bazen gidip gizlice sarılıyorum.

    sevap enerjisini sen bana verdin babam. herkese yardım ediyorum ama öyle göstere göstere değil. belki hiç farkına bile varmıyorlar, gizli bir el gibiyim hayatlarında.

    hayat beni yoruyor zaman zaman. gel otur yanıma dediğini hayal ediyorum o zamanlar.

    çaresiz hissettiğimde sana sesleniyorum. baba bişi yapsana diyorum ve yapıyorsun biliyorum.

    çok özledim seni.
  • babamla ilişkimiz baba oğul gibi olmadı hiç. usta- çırak , patron- işçi arasında ki samimiyet kadar samimiyet hissettim hep. hiç bir zaman yüzde yüz bir güven duymadım babamdır arkamda olur diye. kendisini de bir kaç aydır görmüyor ortalama haftada bit telefonda konuşuyorum. ben de özledim.
hesabın var mı? giriş yap