• bir tanesi benim oğlum. netekim ilkokulda neyim bol bol aşılanan bir nesilden geldiğimiz için sağ kolumuzda eşşek kadar bir iz var.

    o değil de üşenmedim okudum bu diğer çocuğun hikayesini. akp ile lisede tanışmış bir kalemden çıkmış olmasına rağmen. ve gülümsedim sonra kendi kendime. ben 80'lerde çocuktum. darbeyi gördüm, sonrasında gelen iktidarları da. olacakları hep tahmin ettim, elimden geldiğince dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. sonra vazgeçtim. çünkü ahmaksınız.

    atatürk padişah olabilecekken egemenliği millete bırakmış bir adam benim gözümde. çağının şartlarında yapması gereken neyse onu yapmış bir adam. diğeri ise egemenliği milletten geri almaya çalışan bir adam. geri kalan hiç bir şeyi kıyaslamaya gerek bile yok. amaç ortada.
  • babasına "allah mı daha büyük atatürk mü" diye soran çocukların varlığı düşünüldüğü zaman daha farklı birleşkelerle zenginleştirilip sorular sıralayacak çocuk muhtemelen. istikbalden bahsediyorsak böyle tabikide. "o kişi halkın lideri, kahraman a.atakürt öcalan yavrum" cevabı alacaktır. gözler dolacak, tüyler diken diken olacak yine muhtemelen. şöyle anlatılacak sonra; "atakürt'ümüz bahama adalarına yerleşip, bermuda şortunu giyip ve sedir şapkasını takıp keyfince hayatını yaşamak varken t.c ülkesinde zindanlarda yatmayı göze almış ve sonunda bize özgürlüğümüzü vermiş yavrum. şu an baban kimdi biliyorsan bu atakürt'ün sayesinde" maalesef dünyanın kanunu böyle, acı ama gerçek. braveheart filminin açılışında bir cümle geçer. "tarihi kazananlar yazar" alın size böyle bir tarih, kutsayın durun.

    sonra başka birileri çıkar, alimleri asmasaydı şöyle olmazdı, istiklal mahkemelerini kurmasaydı dünya yuvarlak mı olurdu tartışılırdı vs. der. sanki orta doğu denen bölgenin emperyalistlerin kuklalarının dizgininde olduğunu bilmiyor muşuz gibi. bir de islam ve hakikat o bölgelerle referans edilir ki bu ayrı bir ahmaklık, ayrı bir lanet. babasının kolundaki işaret ne diye soran çocuk, büyüdüğünde şunlar dökülecek ağzından. "atakürt köyleri yaktırdı, bebeklere kadar kurşuna dizdirdi, ama vardı onunda bir sebebi. bak öyle olmasaydı bizler gökyüzü trafiğinde değil hala raylı sistemlerde yolculuk yapıyor olurduk, iyi ki de yapmış kahraman atakürt'ümüz."
  • 1.5 milyarlık islam dünyasını kendine bağlayabilen çocuktur. ancak halifenin birinci dünya savaşında yaptığı cihad ilanından sonra kaç milletin yardıma koştuğu da ortadadır.
  • atatürk'ün rize ve of u 'şapka takmıyorlar' diye denizden bombalattığını iddia edebilen bir zeka'nın, devamını okumadığım entryisinde muhtemelen aşağıladığı çocuktur.
  • "halifelik bizde olsaydı bugün 1,5 milyarlık islam coğrafyası bize bağlı olacaktı" kısmına kadar okuduğum şey.

    genelde belki anlarım diye böyle saçmalatmacaları sonuna kadar okurum da bunu düşünen adamın yazısını niye okuyayım?

    seni ingilize satan araplar mı sana bağlı olacaktı? diye de sorarım.

    adamlar şaka maka hala arap boku yiyorlar. yazık hocam, ne diyeyim ki?
  • aklıma gündüz vassaf'ın liderler ve kahramanlar hakkındaki laflarını getiren çocuktur;

    --------------------------------

    "kahramanlar öylesine totaliterdir ki, bir kez yaratıldıktan sonra, öldükten sonra bile sorun olmaya
    devam ederler. totaliter bir toplum, kahramanını belirli bir döneme özgü kosullar içinde yaratır ve
    tanır. liderlerin değismesi, geçmisteki bazı kahramanların terk edilmesine yol açar.
    ...
    ...
    ...

    kahramana birtakım eylemler izafe ettiğimiz, sonra da seyirci koltuğuna geçip oturduğumuz gerçeği,
    bu kahramanlar alasağı edildiğinde ya da öldüğünde açık seçik ortaya çıkar. kahramanın yiğitliklerine
    nasıl uyum sağlamıssak, onun düsüsüne de aynı sekilde uyum sağlarız. kahraman güçlüyken onu
    destekleriz, zayıf olduğunda da onu terk ederiz. kahramanın yükselisi ya da düsüsünün yaptıklarıyla
    hiçbir ilgisi yoktur. her iki durum da, bizim onu görme biçimimizle ilintilidir.

    milyonlarca insan tarafından yüceltilen bir kahraman bir gecede aynı milyonlar tarafından terk
    edilebilir.
    ...
    ...
    ...

    kahramanlar her seyin daha iyiye gideceği kandırmacasına dayanarak, halka mesajlar vermekte
    kullanılırlar. böylece, yeni vergiler konmasından tutun da savasa girmeye kadar pek çok meselede,
    halka seslenirken hep en büyük kahramanın imajı kullanılır. liderler radikal politik değisiklikleri kabul
    ettirmek için kahramanlardan medet umduklarında, kahramanı biçimden biçime sokma parodisi bütün
    gülünçlüğüyle ortaya çıkar.
    ...
    ...
    ...

    çağrı'ları ne olursa olsun, kahramanlar kaçınılmaz olarak ve ister istemez, totalitarizmin güçlerine
    hizmet ederler.
    baskı güçlerine karsı çıkan bir kahraman, kahraman hüviyetinden ötürü, bizatihi bir baskı aracıdır.
    ...
    ...
    ...

    totaliter yönetim için, çocuğun zihnini bir kahraman aracılığıyla “ele geçirmek” ya da “rehin almak” son
    derece önemlidir. çocuk, belirli bir değerler sistemini ve ideolojiyi, kahramanlar aracılığıyla sorgusuz
    sualsiz kabullenir, kendine mal eder. yetiskinler olarak da, çoğunlukla çocukluğumuzdaki bağlılıklarımızı
    sürdürürüz.
    ...
    ...
    ...

    kahramanlar insanın görüsünü sınırlar. askeri üniforma gibidir kahramanlar. gençler (bazen yaslılar
    da) onlar gibi olmaya çalısırlar. onlara öykünürler. hepimiz, kahramanların okuduğu bütün kitapları
    okuruz. kahramanlarımızın giyindiği gibi giyinir, onlar gibi konusmaya özeniriz. onlar içiyorsa içeriz,
    içmiyorsa içmeyiz. kahramanlar, insanın tüm özgürlüğünü elinden alırlar. nasıl yasayacağımızı bize
    dayatırlar. tüm kahramanlar totaliterdir. sonsuz yaratıcılık potansiyelimizi hadım ederler. özgür bir
    insanın kahramanları olamaz, çünkü kahraman statükoyu simgeler. taklit edilmesi gereken bir modeli
    simgeler. kahraman yaratma özlemi, hepimizin içindeki totaliter eğilimi, güçlü bir kisiye gönüllü olarak
    boyun eğme ihtiyacını gösterir. kahramana duyduğumuz gereksinim, kendi içimizdeki güvensizlikten
    doğar. ister muhalefette, ister iktidarda, ister balığa çıkmıs, ister iste olalım, hepimiz bir baskasından
    (saygı duyulan bir meslektasımızdan tutun da kendisi de bir tür kahraman olan tanrı'ya kadar) neyi,
    nasıl ve ne zaman yapmamız gerektiğine iliskin bir isaret bekleriz.
    amerikalı bir sosyalist lider, bir isçi kongresinde bir gün, “ben sizi sosyalizmin kapılarından içeri
    sokabilirim, ama bir baskası, sizi aynı kolaylıkla dısarı çıkarabilir,” demisti. kahramanlar, bizi
    sakatlayarak yönetirler. totaliter bir toplum, kahramansız olamaz. özgür bir toplum ise kahramanlarla
    var olamaz."

    ------------------

    yarattığımız ya da yaratmaya çalıştığımız kahramanlara/liderlere bir de bu çizgiden yaklaşalım. toplumun dayattığı figürleri bir sömürü sistemi haline dönüştürmeyelim. bir de halifeliğin osmanlı'nın elindeyken "müthiş" işe yarar bir şey olduğuna inanmak ve bunu papalık ile kıyaslamak ciddi manada bir komedidir.

    bireyleşmek ümidi ile...
hesabın var mı? giriş yap