• tdk bu sözü şöyle tanımlamış:

    "1 . bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ.
    2 . biyoloji organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon.
    3 . jeoloji iki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme, korelasyon.
    4 . felsefe iki veya daha fazla değişken arasındaki bağıntı.
    5 . felsefe görelik.
    6 . matematik iki veya daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık veya eşitlik:
    "bir dairenin "r" yarı çapı ile alanı arasında şöyle bir bağıntı vardır: s=r²." "
    ( http://www.tdk.org.tr/…79f75456518ca&kelime=bağıntı)

    ortaokuldaki matematik hocamın, iki sayfalık bir uğraşı sonunda x = x seklinde çözdüldüğü zannedilen denklem hakkında yorumunu hatırlatan ("bu matematik degil, siyaset") 4 sayılı tanımdaki çarpıklık bir yana (bari şuna " iki veya daha fazla değişken arasındaki iliski" deyin) bağıntı, tdk'ya kalırsa, hem "relation" hem de "correlation"unun türkçe karşılığı oluyor. günlük hayatlarında bu kelime ile hem "relation" hem de "correlation"dan söz etmek isteyenlere kolaylıklar diliyor, "biz bu kadar karşılık üretiyoruz ama herkes illâ da yabancı kelime kullanmakta israr ediyor" diyen tdk'ya da "kendi düsen ağlamaz" deyimimizi hatırlatmak istiyorum.

    (bkz: korelasyon /#11305942)
  • hani diyor ya marla singer: " anaokulundan beri böyle sevişmemiştim" bu kadar çarpıcı değişkenler kullanmaya gerek var mı bilmiyorum hayatı tadımlamak için. lakin iki küçük belli belirsiz nokta arasındaki kesik çizgiler, pekala med-cezirli bağıntılar kurabilir:

    yarımlığın aydırmaz bütünlüğü, uzaklara usulca kayan çin feneri olmalı çocuksu rotalarda. iç içe kapanan halkaların izmaritlere benzeyen buruşukluğu ve kullanılmışlığı "şey"le saydam bağlar kurmaya yarar. billur konfetilerle camı cama eklemleyen görünmezlik, illüzyon olmasa bile tatlı ve inandırıcı akrabalık.

    neresinden tutarsan o denklemi, öte yakasında duran farklı benzerini tutuklayan yarımlıktır bağıntı.
  • meb müfredatindan cikartilmis diye duydum. bağıntınin tanımı vermeden nasil fonksiyonu tanımlayacaklar bilemiyorum doğrusu
  • kopuntu kelimesinin zıttı, diaspora kelimesinin türkçe karşılığı.
  • "berkeley ile hume "soyut ideler"e karşı çıkışlarının bu çürütülmesini kavrayamadılar, çünkü karşıtları gibi onlar da tümel olarak sadece nitelikleri düşünüyorlar, bağıntıları hiç görmüyorlardı." bertrand russel - felsefe sorunları

    "her a priori bilginin konusu yalnızca tümeller arasındaki bağıntılardır." bertrand russel - felsefe sorunları
  • matematikte bağıntı; a ve b boştan farklı herhangi iki küme olmak üzere axb kümesinin her alt kümesine a'dan b'ye ikili bağıntı veya bağıntı denir.

    bu tanıma göre; "beta altküme axb ancak ve ancak beta, a'dan b'ye bir bağıntıdır." denir.

    bağıntının özelliklerinden söz edebilmek için bağıntının aynı küme üzerinde tanımlı olması gerekir. yani; bağıntı ancak a kümesinden a kümesine tanımlı olursa özelliklerinden bahsedilebilir. bağıntının özellikleri yansıma, simetri özelliği, ters simetri özelliği ve geçişme özelliğidir.
  • ıntı ekiyle türetilen bütün sözcükler eylemlerden türetilmiş ama bunda ada getirilmiş. yanlış türetilmiş bir sözcüktür. doğrusu (bkz: bağlantı) ha bağlantı ile arasında anlam farkı var derseniz bu yanlışın da yanlışı olur. hem yanlış türet hem de doğrusunu türetip ikisine de farklı anlamlar ver. türkçeyi bozmak olur bu.
  • bir bağıntıdan söz edebilmek için birlikte anılan, birbiriyle ilişkisi olan en az iki şey gereklidir. çünkü bağıntı, bu şeyleri belli bir biçimde düzene sokan bir ilişki olarak tanımlanır. ingilizce’de karşılığı relation, almanca’da ise beziehung’dur.

    bağıntı, mantığın temel kategorileri arasında sayılmıştır. bilinç, iki düşünce, nesne veya olay arasında bağ kurarak anlamlandırır. bağıntılar, özsel (içsel) ve arızi (dışsal) bağıntılar diye ikiye ayrılır. şeyler arasındaki bağıntı, onların var oluşunu, kategorizasyonunu ve anlamını doğrudan etkilemiyorsa bu bağıntı türü arızi (dışsal) bağıntıdır. aksi bir durum söz konusuyla yani şeyler arasındaki bağıntı onların doğasını doğrudan etkiliyorsa bu tür bağıntı özsel (içsel) bağıntıdır. bir örnekle açıklayalım. ‘platon’un bağıntılarından birisi de antik çağ’da yaşamış olmasıdır. burada antik çağ olmasaydı platon’dan bahsedemezdik; o nedenle bu iki şey arasındaki bağıntı özsel (içsel) bir bağıntı oluyor. platon ile akademi’nin kurucusu olması arasındaki bağıntı da akademi olmasa da platon’un var oluşunu ve kategorizasyonunu doğrudan etkilemeyeceği için arızi (dışsal) bağıntı oluyor.
  • baginti kelimesi, baglanti, iliski gibi manalar icerir, fonksiyonla karistiranlar cikar.
  • sirali ikililerden oluşan küme.
hesabın var mı? giriş yap