• murat belge'nin gezip gördüğü yerleri birçok sıradan gezi kitabında olduğu gibi sadece kafeleri ve kiliseleriyle değil, kent(ler)in tarihi ve kültürel yapısı, hatta ailesinin kökleri ile ilgili anekdotlarla birlikte anlattığı nefis kitap. bu kitap sayesinde tarih bilgisi bu kadar yoğun bir edebiyatçıdan dünyanın değişik yerleri hakkında fikir sahibi olmak, hatta yazarın sıcak üslubu sayesinde oraları görmüş kadar olmak gerçekten keyif verici.
  • bakmakla gormenin farkli seyler oldunu hissedebileceginiz, yola cikmadan once satir satir okunmasi tavsiye edilecek bir kitap.
  • murat belge'nin, "bu kitabın büyük kısmı gezi anılarımı içeriyor fakat kitabın içinde, 'kitaplardan öğrenilmiş şeyler' daha çoktur, muhakkak!" diye tanımladığı üç ciltten oluşan bir gezelim-öğrenelim kitabıdır. ağırlıklı olarak abd, orta avrupa, balkanlar ve iskandinavya'ya dair notlar yer almaktadır.

    murat belge şehirleri, ülkeleri anlatırken, kitabı bitirdikten sonra da zihnimizde 'iz bırakacak' olan bilgiler serpiştiriyor satır aralarına... örneğin kitapta, abd metropollerindeki birarada yaşama kültüründen bahsedilirken ilginç bir detaya işaret ediliyor.

    şöyle ki; "abd yasalarına göre, bir adamın, diyelim bir ev satın alabilmesi için, o mülkte komşu olanların yarıdan fazlasının rızasını alması gerekiyor. normal durumlarda bu bir formalite; ama evi alacak kişi zenciyse, olay formalite olmaktan çıkıyor. sözkonusu mülke komşu olan bir beyaz "hayır" dediği anda, zenci olan evi alamıyor. bu yüzden zenciler yıllarca yalnız olarak gettolarda yaşadılar."

    şimdi bunu okuyunca kağıt üstünde demokrasinin, çokkültürlülüğün, düşünce özgürlüğünün, insan haklarının, hayvan haklarının en büyük savunucularından olan abd'nin, her zaman işleri nasıl kılıfına uydurmak gerekiyorsa o şekilde bir yol bulduğunu, adamların hazırladığı yasalardan haberdar olunca daha net görebiliyoruz.

    aslında güzel taktik; yasa, hem yaşayacağın yerdeki muhtemel komşuların yarısının rızasını almış olman gerekiyor diyerek çok üçkağıtçı bir demokrasi dersi veriyor hem de gizliden gizliye, zencilerle beraber aynı ortamda bulunmak istemeyen bir beyaza, bu imkanı devlet olarak sağlayacağını söylüyor! yavşaklığın alası olarak sayacağınız bir şeyi, makul görülen kişisel bir hak haline getirmeyi abd kadar ustaca yapan başka bir devlet yoktur heralde...
  • 3. cildine denk geldim, karıştırdım sayfaları. içindekiler bölümünde gördüm ki beyrut'u yazmış ben de yeni gördüm oraları açtım hemen neler yazılmış diye. gördüğüm cümleelr özet olarak şöyle: "x'e gidecektik ama yağmur mu ne yağıyordu hatırlayamadım, gitmedik galiba" "bir otel mi ne vardı, y onun biraz ilerisinde olmalı"... üç sayfada böyle on beş cümle görünce kapattım hemen. gitmiş görmüş kadar oldum bu keyifli dil sayesinde.
  • murat belge seyahatnamesinin ilk kitabi. dogu avrupa agirlikli oldugu soyleniyor. bu kitaba sigdiramadiklarini diger iki cilde saklamis yazar..
  • bulunamayan şeyler..
    (bkz: kent)
    (bkz: kavafis)
  • gezdigi gordugu kentler kadar, murat belge'nin kendi tarihi hakkında da bilgi edinmemizi saglayan, bir okuyusta bitirilesi gezi kitabi.
  • murat belge'nin dört cilde ulaşan son derece ilginç eseri. yazar, bu serisinde gezdiği ülkelere dair önemli bilgi ve gözlemlere yer veriyor.

    https://www.kitapyurdu.com/… kentler başka denizler
  • bir murat belge seyahatnamesi. yaklaşık 500'er sayfalık dört ciltten oluşuyor.

    1943 doğumlu belge; ilk yurtdışına çıkışı olan 1961 senesinden itibaren adım attığı her ülkeyi ve her kenti dört ciltlik bir seyahatnamede toplamış. yurtdışı seyahatlerine hem akademik etkinlikleri hem de helsinki yurttaşlar derneği vesile olmuş.

    serinin dördüncü cildini henüz okumadım. o yüzden yazdıklarım ilk üç cildi bağlamakta. öncelikle murat belge, ülkenin 21. yüzyıl politik ortamı hatırlandığında akılda olumlu izler bırakan birisi değil. bu olumsuz ön yargı nedeniyle de kendisinin ürettiği her yapıta karşı olumsuz bir his beslenebilir. ama insanların politik tutumlarıyla genel entelektüel kapasitesini, rafine zevklerini ve görgüsünü de ayırmak gerekir diye düşünüyorum. bu gözle eserleri okuyunca şu kararı verdim: bundan sonraki yurt dışı seyahatlerimde eğer eserdeki bir kente yolum düşerse ilgili kitabı da mutlaka yanımda taşıyacağım

    bir ülke yahut bir kentin sosyo kültürel ve tarihi gelişimi hakkındaki bilgiler genelde parçalı bir görünüme sahiptir. bu eserlerde ise belge, bu bilgileri toplamış, gezdiği her kentin meydanına ve sokağına yedirmiş. üstüne genel tarih bilgisini ve o kentin magazinel tarihini de koyarak dört dörtlük bir panorama ortaya koymuş.

    kitabı okurken avrupa odaklı kısımlarda ilk çağlardan bugüne kesintisiz bir tarihsel serüvene tanık oluyorsunuz. diğer kıta bölümlerinde keşifler çağından bugüne izler sürüyorsunuz. bu tarihsel süreç kentin her binasını, meydanını, limanını anlamlandırıyor. yemek kültüründen başlıyor, müzelerde sayfalarca resim ve heykel izliyorsunuz. yazar, sanata dair bilgilerini de, kamusal yaşam kültürüne dair izlenimlerini de yorum olarak esere katıyor. kıyaslamalar ile kültürler arası geçiş yaparken, dinlerin dünya tarihini nasıl şekillendirdiğine de tanık oluyorsunuz.

    üstünden zaman geçtiği için serinin beşeri içerikleri eskimiş olabilir, politik beklenti ifade eden kısımlarının miadı dolmuş olabilir. ama diğer kısımları her daim güncel. örneğin eseri okuyarak budapeşte'de gezdiğinizde sıradan bir macardan daha fazla orayı tanıyor olursunuz.

    onun dışında belge'nin sivil toplumculuk özelinde ab ile ve diğer vakıflarla nasıl ilişkiler kurduğunun da izini sürüyorsunuz. sonuçta bunca seyahatin bir yerden karşılanması gerekiyor.

    tarihin ve coğrafyanın harmanlandığı bu eserleri okurken epey keyif aldım ve ufkum açıldı diyebilirim.
hesabın var mı? giriş yap