hesabın var mı? giriş yap

  • klasik baba filan değildir. klasik babanın gömleğinin ya da tişörtünün cebinde her daim bir paket maltepe bulunur, elleri de sigara kokardı. nerede klasik amk bu jagler kokan babalar anlamıyorum. ben babamın bir defa diş fırçaladığını gördüm ömrümde, onda da 9 ay sonra kardeşim oldu amk.

  • (bkz: #155451204)

    ben satıcıya bütün detayları sordum ev alırken. duvarı, camları, tesisatı, temeli...sordum ama adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayacağımı bilerek sordum. bir umut belki bir şey bildiğimi sanır da beni kazıklamaz diye. anlattılar da anlattılar, doğal olarak ben hiçbir şey anlamadım. debe entrisindeki teknik terimleri anlamadığım gibi.
    hayır, araştırsan da öğrenemiyorsun. bir internet sitesinde başka bir şey diyor, diğer sitede başka bir şey. standardı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.

    alıcıyı kazıklamak o kadar kolay ki. bir müteahhit, inşaatında yazarın dediklerini yapmadığı halde ben sorduğumda yapmış gibi anlatsa ben gerçekten yapıp yapmadığını nereden bileceğim? "arada argon gazlı double cam" kullandım dese, falanca izolasyon malzemesi kullandım dese bunu doğrulamak için yapabileceğim hiçbir şey yok ki. projeyi alıp baksam ondan da anlamayacağım.

    satıcı ahlaklı olacak, satıcı. alıcı bilemez. keşke cümlenin burasına bir virgül atıp "bilmesi de gerekmez" de diyebilsem. ama bu ülkede bunu diyemiyorum. kazıklanmamak için her bok hakkında bir miktar bilgimizin olması şart gibi bir şey.

    en basitinden, lastikçiye gidiyorum; "fren balataları bitmiş, teker oluk derinliği bilmem kaç olmuş, değişmesi lazım" diyor. ben şimdi balataların gerçekten bitip bitmediğini nereden bileceğim? tekerlerin değişim zamanın gelip gelmediğini nasıl anlayacağım? lastikçiye giden herkes tekerler, balatalar, jantlar hakkında araştırma yaparak mı gitmeli?

    yazar güzel demiş ama, ahlaksız bir müteahhidin bir alıcıyı kandırması kadar kolay bir şey yok. buna engel olması gereken de devlet.
    devlet, alıcı her halt hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmasın diye var. standart belirleyecek, denetleyecek, uymayanlara ağır cezalar getirecek. toplumun azımsanmayacak bir kısmının ahlaki ve vicdani yetmezlik yaşadığı bir yerde en ufak detaylara bile standart getirecek. "yalıtımı şu malzemeyle yapacaksın, şu kadar kat izolasyon yapacaksın, boyanın şu özellikleri olacak, temel şöyle olmak zorunda... her aşamasını gelip denetleyeceğim" diyecek.

    devlet bunları demediği için de alıcılar müteahhitlerin insafına kalıyor işte. benimki boş istek biliyorum. bırak evi, daha araba piyasası kara borsacıların elinde. arabaların ikinci elinin, sıfır fiyatını geçtiği ülkede kurduğum hayallere bak benim de.

  • taraflardan biri diğerini rapor vermeye, her an ne yaptığı hakkında kendisini bilgilendirmeye zorluyorsa zorlanan taraf için bir süre sonra kabak tadı vermeye başlayacak ilişkidir. ortada sevgi hala varsa ve alışkanlık oluştuysa ve bu sebeple ilişki devam ediyorsa bir süre sonra rapor veren kişi artık basit yalanlar söylemeye başlayabilir. diğer tarafın bu basit yalanları yakalamasıysa travma etkisi oluşturabilir. rapor isteyen taraf karşı tarafın kendisine yeteri kadar değer vermediğini, kendisini önemsemediğini ve hatta aldattığını bile düşünebilir. tüm bu etkiler iki taraf için de zamanla büyük yıpranmalar yaratır ve sonuç olarak da ayrılığı doğurabilir.

    bir de kendi rapor veren insan vardır. karşısındaki istemese dahi onun içi rahat olsun diye her an ne yaptığını söyleme ihtiyacı hisseder. eğer karşı taraf da bu kadar düşünceliyse bu davranışların kendisinde yarattığı etki olumlu olur. fakat karşı taraf az biraz hödükse kendisini bir bok sanmaya doğru yol alabilir. hatta zamanla kendisini iki bok da sanabilir. karşısındakini cepte görür, ona göre davranır. cicim aylarındaki saygı ve sevgiyi kaybeder. çünkü karşısındaki zaten ona çok değer veriyordur, bırakamaz. bu kategoride olan insanlar da kendileri gibi düşünceli, naif, ince insanlarla karşılaşmadıkça üzülmeye mahkumdurlar* .