hesabın var mı? giriş yap

  • -abla ya sen şimdi çalışıyosun ya, bana her ay 100 tl falan yollasana be hacı. üniversiteyi kazanmadan para biriktirmiş olurum işte.
    +ablacım ay sonuna kira, fatura derken benim kendime param kalmıyo ki.. ayrıca 2 maaş içerdeyim, yatırmadı şerefsizler napsak ki.
    - abla benim birikmiş var kenarda her ay 100 tl yollayayım istiyosan sana?
    + :((

  • bakınız yaşını başını almış, kariyer sahibi adamım. açtım izliyorum... zira şu an memlekette gördüğüm en normal şey pınarbeyli köyündeki durağanlık olsa gerek.

    ekonomisi, politikası, magazini, tacizi, tecavüzü, şiddeti derken memleket olarak lağım çukurundaymışçasına bir hayat yaşıyoruz.

    sanırım muhterem bir arkadaşımız biraz trollemek, biraz da köyündeki bu inovatif hareketi bizlerle paylaşmak adına hepimizi bir nebze gülmeye davet etmiş.
    kendisine saygı duyuyor ve iştirak ediyorum...

  • kiz arkada$i tillie ziegler'i baltayla dograyarak öldürmek sucundan carptirildigi ölüm cezasi, 6 agustos 1890 tarihinde auburn hapishanesinde yerine getirilmi$tir..

    sabah 6.32'de hücresinden cikarilan ve hapishanenin bodrum katindaki infaz odasina getirilen william kemmler sandalyeye kendisi oturmu$, görevliler tarafindan sandalyenin elektrik ileten aksamlari, ellerine, bacaklarina ve kafasina baglanmi$tir.

    kaynaklara göre hapishane müdürü charles durston "good bye william" dedikten sonra edwin davis 2000 voltluk akimi verecek olan $alteri indirmi$; tekrar kaldirmak icin 17 saniye beklemi$tir..

    akim kesildikten sonra dr. spitzka ve dr. southwick tarafindan yapilan kontrolde william kemmler'in nefes aldigi farkedilmi$, akimin tekrar verilmesi gerektigi ortaya cikmi$tir.. fakat daha ilk denemesinde olan ve eksik taraflari bulunan sandalye, bu kadar kisa sürede ikinci akimi verecek $ekilde tasarlanmami$ durumdaymi$.. sandalyenin tekrar akim verecek duruma gelmesi beklenirken kemmler iyice canlanmi$, elini kolunu oynatir durumda, acilar icinde bagirmaktaymi$..

    elektrik aksami 2000 voltu verebilecek duruma geldiginde, $alter tekrar indirilmi$, bu sefer 90 saniye boyunca kesilmemi$tir.. infazin bitiminde kemmler'in vücudundan dumanlar ciktigi ve infaz odasinin yanik et koktugu gözlemcilerin hatiralarinda kendine önemli bi yer bulmu$..

    bu nedenlerle, aslinda william kemmler elektrikli sandalye test pilotudur ve sandalyede yakilarak cezasi infaz edilen ilk mahkumdur..

    (10 küsür sene önce bitirdigim devlet lisesi ingilizcesiyle cevirdigim olay hakkinda "balta degil lan o ingiliz anahtari, hapisanede degil lunaparkta olmu$ olay ibi$" diyen olursa saygi duyarim ama kin beslemeden de duramam haberiniz olsun)

  • babam sorumsuz bir adam olduğundan, hayatı boyunca hiçbir işte dikiş tutturamadı. biraz da şanssız adamdı, neye elini atsa kuruttu durdu. bu yüzden asla maddi olarak düzlüğe çıkamadık. çok şükür hiçbir şeyimiz eksik olmadı ama yarınımızdan da hep endişe ettik.
    şanssız adamdı dedim ya, üniversiteyi kazandığım sene iyice dibe vurdu.

    üniversite eğitimimi dedem (babamın babası) sayesinde bitirdim desem, sanırım babama haksızlık etmiş olmam. üstelik bunu o da kabul eder. aklına geldikçe ''sen yat kalk dedene dua et'' diye hatırlatır durur.

    mavi önlük, beyaz yaka ile okula adım attığım ilk günden, lise son sınıfa kadar her sabah ayakkabımın içine harçlık bırakan dedem; üniversite hayatım boyunca da her ay emekli maaşını benim hesabıma aktardı. bu fedakarlığa rağmen 2 sene okulu uzattım, of! bile demedi. mekanı cennet olsun.

    diğer dedemle pek içli dışlı olamadım mesafeler yüzünden. ben tatillerde köye gitmeyi sevmezdim, o da gariban adam; ancak 2-3 yılda bir gelirdi. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgesinden ayrılmam.

    teyzem anlattı, duyunca mahvoldum. ölmeden 2 hafta önce ''yazık'' demiş.
    - yazık bize, hiçbirşey yapamadık çocuğa. uzak ilde bir başına yavrucak. ne bir kez yanına gidebildim, ne üç kuruş parayı denkleyip yollayabildim, kızmıştır bana.

    bir öğle vakti köy kahvesinde kalbine yenik düştüğü gün, gömleğinin cebinden adımın soyadımın yazdığı küçük bir kağıt çıkmış.
    adım, soyadım ve hesap numaram.
    duyunca mahvoldum..

    nurlar içinde yat güzel dedem.

    ve yeteri kadar öpemediğim için o pamuk ellerini, kızma bana. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgenden ayrılmam.

  • bazen anadolu'nun dip köşesindeki yada istanbulda ender kalan bir bakkala girdiğimde burnuma gelen o değişik koku... çocukken gittiğim bakkal amcanın dükkanındaki kokuyla aynı gelebiliyor bazen tarifi yok. plastik top kokusu da etkilidir mesela...