hesabın var mı? giriş yap

  • mebpersoneli.com.tr adlı süpersonik siteden bir haber başlığı. gezi eylemlerine katılan bir kızın ropörtajını içeriyor güya. şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum, baya komik.

    ibretlik haber

    "gezi parkına başından beri destek veren sevgi isimli 18 yaşındaki genç kızın anlattıkları akıllara durgunluk veriyor... kasımpaşa'da oturan sevgi evin tek çocuğu... taksim'de çiçekçilerin olduğu bölgede başından geçenleri talha akyürek'e anlatmış sevgi...

    kendi ağzından dinleyelim

    "abi bu olaylar bizim için bir eğlenceydi, kendimize heyecaln, aksiyon arıyorduk. ne devrimi, ne parkı, ne başbakanı, biz işin heyecan kısmındaydık. ne bileyim öyle tomaların su sıkması, gaz geliyor diye arkadaşların bağırması, taş atmak falan bize acayip heyecan veriyordu. oradakilerin çoğu zaten liseli çocuklardı, üniversitelilerde çoktu. hem niye katılmayayım ki, para veriyorlar, bira ve içki sınırsız, yemekte veriyorlar, her gece çadırımıza erkekler geliyordu ama almıyorduk, abi geceleri zina fuhuşın haddi hesabı yoktu, kim kime belli değildi geceleri, e hal böyleyken nasıl katılmayalım. şimdi akıllandım artık gitmiyorum."

    ahahah çok iyi ya..

  • kardeşle oyunu bitirip sıkıntıdan ne yapacağımızı şaşırdığımız bir anda helikopterle ordan oraya gezerken bir gökdelenin üzerinde keşfettiğimiz getalife yazısı. get a life, çok fazla oyun oynayanlar için söylenen bir sözdür ve git kendine bir yaşam kur manasına gelmektedir. akabinde playstation kapatılır gidilir insanlığa faydalı şeyler yapılır. *

  • yaratıcı yıkım sürecinin katalizörü haline gelmiş yapay zeka tabanlı uygulama.

    şu an midjourney ile beraber şayet iş böyle giderse eski itibarını kaybedecek meslekler;

    - ressamlar; zaten modern dönemde çok büyük sorunlar yaşayan sanatçıların üstüne beton dökme etkisi yaratmaya başladı.

    - grafik tasarım - logo tasarım erbabı zanaatkarlar, piyasaya iş yapanla; artık logo tasarımı o kadar kolay bir hale gelmiş durumdaki, yaygınlaştığı anda kepenk kapatırlar.

    - romanlara ve kitaplara resim ve illüstrasyon yapanlar; bir çocuk kitabı yazan bir yazar, çizimlerini pekala midjourney ile yapabilir zaten yapılıyor.

    - stok fotoğrafçıları; genelde stok fotoğrafı çekerek bundan para kazanan fotoğrafçılar için durum parlak gözükmüyor. istediğiniz konu ve konsept ile alakalı bir fotoğraf yaptırabilirsiniz.

    ( aklıma geldikçe güncellerim.)

    gelecekte ise riske girme ihtimali bulunanlar;

    - heykeltraşlar; özellikle sipariş üzerine çalışanlar için çok büyük bir risk barındırıyor. yarın buradan çıkan bir çıktı, 3 boyutlu yazıcı ile birleştirililebilir.

    - moda fotoğrafçıları ve elbise tasarımcıları; onlar içinde çok büyük riskler barındırıyor. elbette öncelikle bu meslek grubu midjourney'i kendi para kazanma aracı olarak kolaylıkla kullanabilir ancak daha sonrasında tekstil şirketleri "fazla bütçe" ayırmamaya ve şirket bünyesinde küçük çalışan bir ekibe vermeye başlayabilir.

    velhasıl enteresan bir sürecin başındayız ama süreç çok hızlı ilerliyor. tabii benim içinse bir hayalin içinde yaşamak gibi. çizim yeteneğim olmadığı ve iyi çizim yapamadığım için öykündüğüm ressamların eserlerini kendime göre yorumlayarak ve farklı stiller ekleyerek çizdirebiliyorum, bir konu ile alakalı bir resim veya fotoğraf karesi yaratabiliyorum. kendi arzu ettiğim nesneleri oluşturabiliyorum. bütün bunlar benim için muazzam bir deneyim oluyor. bunun bir tık ötesini hayal ederken, kendi kendime keyifleniyorum. hakikaten gelecek, geldi diyebiliyorum ve bu gelecek beklediğimden hızlı, iyi bir şekilde geldi. midjourney benim çocukluk hayalimdi. keşke ben tarif etsem ve tuvale istediğim şeyler çizilse derdim, bu gerçekleşmiş durumda, ötesi yok.

  • gıcık olunan karşı dairenin çıkardığı çöpü eve almak. kapıcı çöpleri alıp gittikten sonra çöpü karşı dairenin önüne geri koymak. karşı daire sahibine "ulan neden benim çöpümü almadı bu kapıcı" dedirtmek.

  • yalamaktan ağzı yamulmuş adam başkasına pislik demesi.

    yargılanacaksın sen de ahmet. ağlayacaksın adliye koridorlarında.

  • apple ürünleri delisi bir insan değilim. uzaktan uzağa takip edip bir de nasıl steve jobs olunur diye boktan bir kitap okumuşluğum var.

    yurtdışında yaşayan bir arkadaşım vasıtasıyla ilk defa iphone serisinden bu modele sahip oldum.

    iyi telefondur, kötü telefondur, antendir bilmemnedir 1000 lerce kez aynı şeyler yazıldı çizildi.

    benim söylemek istediğim şey dün gözlerimin önünde 91 yaşındaki okuması yazması olmayan babaannemin bu telefonu kullanabilmesi oldu. sadece 1 kez gösterdikten sonra, telefonu aldı tuş kilitini açtı fotoğraflara girdi ve sırasıyla fotoğrafları çevirerek baktı.

    yani onu bunu bilmem de apple bu ürünle human computer interaction olayının dibine vurmuş arkadaş.

    ayrıca fotoğrafları çevirirken her fotoğrafta sayfa çevirir gibi parmağını yalaması çok tatlıydı =)