hesabın var mı? giriş yap

  • bu film hakkında kimse teknik olaylardan bahsetmez. kimse kameranın açısından bahsetmez. hiç kimsenin umurunda değil yönetmenin sinematografisi. kimse oyuncuları performansları üzerine birbiriyle ayrı düşecek yorumda bulunmaz.

    bu film sadece etkiliyor. babasıyla hiç bir şekilde konuşmayan, konuşamayan insanları etkiliyor. yaşamak istediği aşkı görebildiği bu filmi sessizce izliyor insan sadece. ah çekiyor. zamanda yolculuk yapabilme umuduyla ah çekmiyor ama, bir gün, hiç konuşmadığımız baba denilen karakter göçüp gittikten sonra onunla anılarını bu şekilde canlandıramayacak oluşundan dolayı üzülüyor. çok az şey yapsanız bile ister istemez aklınıza yer ediyor durduk yere. bu film bunları düşündürüyor insana. nick cave dinletiyor.

  • akp gidene kadar ben bunları eleştirmem hatta desteklerim. ne zaman akp gider işte o zaman petek dinçöz foolish casanova muamelesi yapar yerin dibine sokarız*.

  • kuaför çıkışı arabaya gidene kadar abartılı makyaj, saç stili ve kıyafetleri ile, şehre inmiş uzaylılar gibi dikkat çekerler.
    eteklerini çekiştire çekiştire, topuklu ayakkabılarının izin verdiği oranda, hızlı hızlı arabaya doluşurlar.
    hayat tekrar normale döner.

  • şeyma subaşı gibi birinin kitap çıkarmasından daha kötü bir şey varsa bu kitaba para verip satın alacak insanların olmasıdır.
    edit: önyargılı olduğumu ifade eden bir çok mesaj aldım, tolstoy da zengindi zengin insan yazar olamaz diye bir kaide mi var diye soran yazarlarımız da oldu tüm bu mesajlardan sonra belirtmek istedim ki şeyma subaşı’nın kitabını satın almaktan daha kötüsü onu canhıraş savunmak.

  • furkan trolü fiyakalı toz konmamış elbiseleri ile gezerken göremediği chp’li mvlerinden deniz yavuzyılmaz başında baretiyle arama çalışması yapıyordu. boş adamdır bu furkan önemseye değmez “aaağğbbbeeeiiii”

    edit: #148939658 sen niye kudurdun len ööörrrrrdek?

  • kendisi (sanıyorum) bir röportajında (bkz: kemal sunal) ile dostluğunu şöyle anlatır;

    "kemal benim çok çok eski arkadaşım. neredeyse 50 yıl. 50 yıl olmasa bile, nereden baksan bir 45 yıl var geride. o yıllarda başladı dostluğumuz kemal'le...

    çok güzel şeyler paylaştık; her şeyden önemlisi de parasızlığı paylaştık. en parasız günlerimizde, ben aksaray'da oturuyordum, kemal ise zeyrek'te. taksim'den çoğu zaman birlikte yürürdük. karlı günlerde, köprünün açılmasını beklemeden, 'pencereden kar geliyor, aman annem gurbet bana zor geliyor' türküsünü söyleyerek beni eve bırakırdı kemal.

    bir gece elimden anahtarı alıp, dış kapıyı açmaya çalıştı ki; kapıya sokar sokmaz kırıldı, elinde kaldı anahtar. anahtar kırılınca bana dönüp aynen şöyle dedi 'kerpetenin var mı?' dedim ki 'kemal, ben genç bir bayanım, tamirci değilim, kerpeten ne arar bende!' son çare uyandırdık evdekileri, gelip kapıyı açmak zorunda kaldılar...

    parasız yıllarımızda birlikte çok turne yaptık. iki oyun arası soframızı kurardık bir iskemle üzerine; taze ekmek ve ton balığı yerdik birlikte...

    o günlere, o parasızlığa, o günkü aklımızla dönmeyi çok isterdim. kemal keşke şimdi de aramızda olsaydı ve biz yine o yıllara dönebilseydik."

    debe editi olsun bu.

  • 500 diyanet personeli için alanya'da 5 yıldızlı alan xafira deluxe resort hoteli'ni 5 günlüğüne kapatmışlar.

    https://twitter.com/…k33/status/1465695467598057475

    ekonomik çöküşün ortasında vergilerimizle şu anda açık büfe keyfi yapıyorlar. oradan dönüp millete porsiyonlarınızı küçültün, israftan kaçının, 2 kilo yerine 2 adet domates alın diyecekler yüzsüzce.