ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
26.06.1982 sabah saat 11'de doğmuş efsane nesil
vivre sa vie
-
bu filmin konusu aktris olmak için ailesini ve işini bırakan bir kadının kendini fuhuş batağında bulmasıdır demek çok haksızlık olur. artık kendi hayatını yaşamak isteyen, hayalleri uğruna fedakarlıklar yapan idealist bir kadının kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken nasıl da düştüğünü anlatmaktadır demek daha doğru.
filmdeki kurgu, müzik, montaj ve mizansen arasındaki uyum büyüleyicidir. ama bence en önemlisi cinematographydir. kameranın hemen hemen her hareketi bir anlam taşımaktadır. mesela filmin neredeyse hiçbir karesinde nana başka bir karakterle tam ve net olarak beraber görünmez. çünkü film nana'nın dünyasını anlatır. 7. bölümün sonunda raul ve nana aynı karede net olarak göründüklerinde bunun anlamı raul'un nana'nın dünyasına girdiği ve onu değiştireceğidir. bunun gibi pek çok örnek verilebilir.
hasankeyf yeni yüzüyle misafirlerini bekliyor
-
hasankeyf yeni yüzüyle misafirlerini mi bekliyor!!??
ya insan şu haberi yaparken biraz utanır be!
ne yüzsüz, ne arsız, ne ar damarı çatlamış insanlarsınız...
güzelim hasankeyfi yok ettiniz bir de yeni yüzü mü diyorsunuz?
şeytansınız şeytan!
10 nisan 2019 berat albayrak açıklaması
-
iş başvurusu yapsa direkt reddedilecek bir adamın ekonomi bakanı olarak yapacağı açıklamadır.
annenin ilkokul mezunu cahil bir insan olması
-
annesi ilkokul mezunu olan bir yazar olarak söylüyorum ki, imkanları olmadığından zamanında okuyamadığı için 3 çocuğunu da üniversitelerde okutmuş ömrümden ömür versem hakkını ödeyemeyeceğim kişidir.
anneliğin diplomayla yapılmadığını bilmeyenlerin beyanıdır.
ankara semtlerinin ingilizce karşılıkları
-
etimesgut = error while processing request
95. oscar ödül töreni
-
kazananları belli olan tören. everything everywhere all at once 7; bence yılın en iyisi all quiet on the western front 4 ödül alırken , the banshees of ınisherin, tár ve elvis ise törenden eli boş döndü. törenin kırmızı halı fotografları için şuraya ve buraya göz atabilirsiniz.
> film everything everywhere all at once | daniel kwan, daniel scheinert, jonathan wang
> yönetmen daniel kwan & daniel scheinert | everything everywhere all at once
> erkek oyuncu brendan fraser | the whale
> kadın oyuncu michelle yeoh | everything everywhere all at once
> yardımcı erkek oyuncu ke huy quan | everything everywhere all at once
> yardımcı kadın oyuncu jamie lee curtis | everything everywhere all at once
> özgün senaryo everything everywhere all at once | daniel kwan, daniel scheinert
> uyarlama senaryo women talking | sarah polley
> kurgu everything everywhere all at once | paul rogers
> görüntü yönetimi all quiet on the western front | james friend
> prodüksiyon tasarımı all quiet on the western front | christian m. goldbeck, ernestine hipper
> kostüm tasarımı black panther wakanda forever | ruth carter
> özgün müzik all quiet on the western front | volker bertelmann
> özgün şarkı “naatu naatu”, rrr | m.m. keeravaani, chandrabose
> makyaj & saç tasarımı the whale | adrien morot, judy chin, annemarie bradley
> ses top gun maverick | mark weingarten, james h. mather, al nelson, chris burdon, mark taylor
> görsel efekt avatar the way of water | joe letteri, richard baneham, eric saindon, daniel barrett
> uluslararası film all quiet on the western front
> animasyon guillermo del toro’s pinocchio
> belgesel navalny
> kısa film an ırish goodbye | tom berkeley, ross white
> kısa animasyon the boy the mole the fox and the horse | charlie mackesy, matthew freud
> kısa belgesel the elephant whisperers | kartiki gonsalves, guneet monga
*
*
survivor all-star
-
allah'tan başka kimseden korkmayan turabi ve hilmicem acun'dan korktukları kadar allah'tan korksalar biraz adam olurlardı. gitsinler allah aşkına...
özgüveni olmayan gelinin sunduğu sevr antlaşması
-
size bir şey söyliyim mi? muhtemelen erkek tarafı bu şartları kabul etmiştir. o kadın bunları yazacak cesareti erkek tarafından almıştır.
tüm michael'ların efsane olması
-
yine de efsane olsun olmasın bütün michael'ler bir araya gelse arif'in o şutunu çıkaramazlar.
dolmuş hikayeleri
-
sahil yolundan bostanci istikametinde gitmekte olan solmusa yasli bir bayan biner.bayan tam bir eski istanbul hanimefendisidir.gerek giyimi, gerek oturusu, gerek konusmasindaki kibarlik ile cevresindekilerin saygi ve ilgisini ceker.teyzemiz gitmek istedigi yer icin parayi uzatir:
-pardon beyfendi.rahatsiz ediyorum ama suradan bir suadiye uzatirsaniz cok memnun olurum.
-tabi hanfendi, ne rahatsizligi.
para sofore uzatilir ve yolculuk devam eder.yasli ve kibar teyzemizin kibarligi, sik giyimi ve guler yuzu diger yolcularin icini isitmistir adeta.
suadiye'ye gelindiginde teyzemiz inmek ister ve bunu sofore yine o kibarligi ile bildirir:
-pardon sofor bey.mumkunse musait bir yerde indirir misiniz?
sofor saga yanasir ve kapiyi acar fakat arac hala yavasca hareket halindedir.teyzemiz yasli olmasi nedeniyle inemez ve dolmusun tamamen durmasini bekler.fakat sofor acelesi varmiscasina yavasca ilerlemekte ve bayanin inmesini beklemektedir.dolmusun bir turlu tamamen durmamasina kizan kibar teyzemiz sofore seslenir:
-ulan pezevenk parasutle mi inicez!
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
kardes yeni alınan * cep telefonunun bokunu cıkarmaktadır.
dogal olarak ne arayanı ne soranı vardır o da paso oyun oynamaktadır sabah aksam demeden.
73 - yeter artık bırak su telefonu ne anlıyorsun? gec bilgisayarda oyna cok istiyorsan
kardes - sarjı bitsin diye oynuyorum ben
73 - niye ki??
kardes - tekrar doldurucam
73 - ......
neşet ertaş
-
bundan sekiz on yıl kadar önce, yanlış hatırlamıyorsam beyaz şova konuk olmuştu. telefonla bağlananlar, stüdyodakiler inanılmaz bir sevgi ve saygı göstermişti ustaya. sanki onu ne kadar sevdiklerinin farkına varmışlardı bir anda. almanya'dan arayanlar, amerika'dan arayanlar, telefonda ağlayanlar. gecikmiş bir borç ödemesi gibiydi. gece boyunca türküler söyledi bir yandan. telefona her bağlanan, "usta, şöyle bir türkü vardı, o da senindi değil mi?" deyip türküyü istiyordu. her seferinde de daha bir mahçup oluyordu usta. sanki herkesin sevdiği o türküleri yazmış olmak ayıpmış gibi, eziliyor, kısık sesle yanıt veriyordu. arada stüdyodakiler de benzer cümleler kuruyordu. "şu da mı senindi? onu da bi söylesen?" falan. sonra telefona biri daha bağlandı. dedi ki "usta yaa, falanca diye bi türkü vardı, o da mı senindi?" usta'nın cevabı şöyle oldu: "başka sahap çıhan yohsa benim diyelim."
hani "sahap çıkan" olsa ses etmeyecek. böyle de mülkiyetten, dünya malından, egodan, kibirden muaf bir adam. güzel adam.