ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
personal jesus
-
(bkz: personelden isa abi)
ateizm
-
yahu şu konu hakkında yazmak istemiyorum ama insanı gerçekten zorluyorsunuz arkadaş.
yıllardır aynı klişe geyiklerden bıkmadınız. "liseli özentisi", "büyüyünce geçer", "kız düşürmek için ateist olmak"... uzar gider böyle. ateist dediğiniz adamların %99'u zaten bunu ulu orta paylaşmıyor, paylaşamıyor. nedenini merak ediyorsanız bir ara "modaya uyup" ateist taklidi yapın, anlarsınız. kız mı düşüyor yoksa kafanıza taş mı düşüyor.
duyulan en ilginç isim
-
(bkz: nesrin)
annemin iki arkadaşı var ikisinin de adı nesrin. ama biri erkek ve bu nesrinler evliler efendim.
26 mayıs 2023 malatya esnafı basın açıklaması
-
hemen bakıyoruz 2023 malatya seçim sonuçlarına;
mv seçimi cumhur ittfakı: yüzde 68.
c.başkanlığı seçimi erdoğan: yüzde 69
sizler için herşey yolundaymış malatyalılar. o yüzden öyle basın açıklaması falan anarşiklik yapmayın.
t: ezanların susmayacağı, bayrakların inmeyeceği bir açıklama.
bakkal diyalogları
-
10 yıl önce filan, mahallenin bakkalının genç oğlu, mahalledeki havalı bir kızdan platonik olarak hoşlanmaktadır. ve beleş gazoz için bakkal önünde duran bizlere dert yanmaya başlar.
- olm ben o kıza artık hiç yüz vermiycem!
- niye lan ne yaptı kız sana?
- geçen gün zengin bi herif, arabasıyla eve bıraktı bunu!
- yapma yaaa! ee?
- öyle işte. ben de artık yüz vermiycem. ama dur bak! yarın bi gün gelir buraya, pastırmayı çok seviyo o.. pastırma var mı diyecek bana, yok diycem! görsün bakalım. el mi yaman bey mi yaman!
kırmayan tartışmayan ilgilenen aldatmayan erkek
-
kırılarak, kavga gürültü ile, ilgisizlikle suçlanıp aldatılarak terk edilecek erkektir.
depresyon
-
ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)
sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?
işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?
bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.