ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
metroda gördüğü her şeye aforizma yazan adam
-
maalesef benim arkadaşımdır ve facebook haber kaynağından soğumama neden olmuştur. arkadaşlarımdan çıkarmadım ama takip etmeyerek kurtuldum bu işkenceden. bunlar ne lan ?
http://i.imgur.com/neb05ue.jpg?1
http://i.imgur.com/8vrgwsg.jpg?1
http://i.imgur.com/qnkeare.jpg?1
http://i.imgur.com/a2rfrh1.jpg?1
http://i.imgur.com/gpesxwn.jpg?1
http://i.imgur.com/8r0bnjx.jpg?1
debe editi : madem ki başlık debeye girmiş , o zaman metro harici aforizmaları da ekleyelim teşekkür niyetine. uçan kamyona özellikle dikkat ama , uçan kamyonu nerden buldun be mübarek , nasıl bi kafa aforizma yazdırdı uçan kamyona ?
uçan kamyon
milli piyango bileti
ağaç
solmuş çiçekler
kurumuş dallar
ilber ortaylı'nın ilginç evlilik yorumu
-
adam diyor ki bizim toplumumuzda erkekler "özel hayat" kavramını suistimal ederler, karılarını evde bırakır giderler, aldatırlar. evde bırakılan, kendini oyalayacak işi gücü, aklını meşgul edecek bir fikri, meşgalesi olmayan kadınlar da dırdır ederler, adamı bezdirirler. ve hem kadınlara hem erkeklere genel bir eleştiri getiriyor ve diyor ki "türkler yalnız kalmayı, meditasyon yapmayı, tefekkürünü geliştirmeyi bilmez, dedikodu yapar, boş boş işlerle uğraşır." yani adam özetle diyor ki bu ülkenin insanları mıçmıç ilişkiler ve evlilikler yaşar, kendi iç dünyaları sığ olduğu için birbirinin tepesine biner, dedikodu eder, kadını da erkeği de yalnız kalmayı, kendini geliştirmeyi, birey olmayı bilmez, birbirine saygı duymaz, dolayısıyla bunların yapacağı evlilikten de bir halt olmaz, sadece zaman kaybıdır.
ben burada ne kadın düşmanlığı, ne evlilik karşıtlığı görebildim. eleştirinin gittiği yer belli, ve o eleştirilenler de muhtemelen bu videoyu izleyip, ana mesajı anlamayıp "ilber hoca da evlilik boş iş diyo yea" şeklinde konuşacaklar orda burda.
yaran fıkralar
-
üç arkadas tren istasyonuna gitmisler. içlerinden biri giseye
yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman oldugunu
sormus.
- bir saat on bes dakika... arkadaslarına dönmüs:
- daha çok var, hadi gidip su karsıkı kafede çay içelim... oradan
buradan derken laf lafı açmis... birden
tren düdügüyle kendilerine gelmisler.
kosarak disari firlamislar ama, nafile... tren kaçmis..
sormuslar:
- sonraki tren ne zaman?
- bir buçuk saat sonra... yine dönmüsler kafeye. yine çay, yine laf
ve derken yine düdük sesi...
kosmuslar ama bu defa da treni kaçirmislar.
bir saat sonra bir tren daha varmis. dönmüsler kafeye...
ama bu kez uyanik duruyorlar.
trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya baslamislar.
içlerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor
yetismis...
üçüncü ise geride kalmis ve yetisememis...
bir süre dövündükten sonra baslamis katila katila gülmeye.
durumu gören istasyon memuru dayanamayip sormus:
- hem treni kaçirdin hem gülüyorsun!
- nasil gülmeyeyim!... onlar beni ugurlamaya gelmisti...
cüneyt özdemir'e itibar suikastı yapılması
-
birini öldürebilmek için, öldüreceğin kişinin yaşıyor olması gerekir.
birine itibar suikastı yapabilmek için, ilgili kişinin itibarlı olması.
fiş toplayan efsane nesil
-
hesabını kitabını exceller ile değil manuel ve gerçek harcamalarla tutan, giderlerini kredi kartı dökümlerinden öğrenmeyen tutumlu nesildir. asker titizliğiyle o fişlerden deterjanları filan silerdik, o gri zarfın arkasına fiş kodu, firma adı, tarih ve tutar bilgilerini girerdik. hoop, herşey gözünün önünde.. ne harcadın, hangi ay en çok ne ödedin, elinde ne kadar paran kalmış hiç excel e gerek yok harita gibi ortada. para harcama kültürümüz değişti, çoğunlukla kimse cüzdanının nabzını ölçemiyor. ne eli sıkı ne de müsrif olmadan, kararında bir harcama politikası benimseyebilen pek az insan gözüme ilişiyor. kendim de zaman zaman dahil oluyorum buna.. yaşamayı, yürüyen bir kredi kartına dönüşmek olarak algılayan bir halimiz var. hayırlısı.
şimdi insanların süpermarket kasasında aceleyle cüzdanına sokuşturduğu kağıt parçasından ibaret o fişler.. bir zamanlar ekonomi pusulası gibiydiler vesselam.
megafonla adam azarlayan trafik polisi
-
caddebostan - bostanci sahilyolunun lodos sebebiyle sagdaki uc seridinin gole donusmesi sonucu trafik soldan tek serit akmaya calismakta. surucusu cok darlanmis olacak ki bir sahin sag seritten suyu yardira yardira ilerlemekte. bu esnada yurdum trafik polisinin anonsu insanlari kopartir :
"sahin! sahin! soldan git! bogulacaksin.."