ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
trafikte tartıştığı kişiye arabayla çarpmak
-
halbuki arabayı durdurup dayak yemeliydi.
torpille işe girmek hoş değil ama kazanç helaldir
-
islamla taşşak geçen siyasal islamcıların bir başka iddiasıdır...
he amk he aynen
başkasının hakkını yemek hoş değilmiş
hoş değil dediği şey, kuran'da affı olmayan tek günah
bak dinlerini bile büküyorlar sırf akepe'ye laf gitmesin diye
ekleme: altta gene gelmiş biri affedilmeyen tek günah hak yemek değil diyor.
kuran oku olm kuran oku, allahın diyor ki bana kul hakkı ile gelme, hak yediğinden isteyeceksin yani affetmiyor kendisi.
olm inandığınız dini bile bilmiyorsunuz ya gerçekten komedi bir de aklamaya çalışmış bu hak yemeyi, olm siz müslüman mısınız gerçekten?
adam diyanete değil bana laf ediyor uydurulmuş diye. komedi yemin ediyorum komedi, akepe allah'dan büyük bunlar için yeter ki laf gelmesin padişahlarına
oytun erbaş
-
birileri yapar diye bekledim ama çıkmayınca hazır karantinadayız televizyonda yaptığı hataları ve kıvırmalarının bir kısmını video olarak ayarlayayım dedim, bu süreçte tek falsosu türk geni değildir tahmin edileceği üzere:
köpek riskli vs köpek risksiz bağışıklık kazandırır (fazla sallayınca çelişebiliyor insan tabii)
her dediği yanlış çıkan adam (virüs yukarı çıkar)
oytun ve maske (hepa bile korumaz)
nisanın sonunda biter bu iş, en büyük pikini yaptı zaten, en tepede
oytun ve tuzlu su (ben iyi geliyor demiyom)
oytun hoca ile virüsler hakkında sallıyoruz (sözlüde sorsanız kalmıştık eheh)
sallamakta hızını alamayıp kendisiyle çelişmek (türk çayı bu sefer)
oytun - genetik faktörler (anca 10-20 vak'a olur)
tuzlu suyun tuz kullanmaması kişiler için zararlı olmayacağını savunuşu
abartıyorlar komedi bu (ft. canan karatay, yavuz dizdar)
gen baba gen
var olan araştırmaları bilmeyip direkt yok diye hükmederken
daha bir sürü çıkar ama tadında bırakalım:)
40 kuruş yüzünden işten atılmak
-
okumayın
batının ahlaksızlığını aldık
-
doğru kelamdır. zira iyi ahlakını alabilseydik;
*hızlı tren kazasından sonra birilerinin istifa etmesi gerekirdi,
*seçmene "lan", "ananı da al git" diyenlerin özür dilemesi gerekirdi,
*sırf bakanın oğlunun ithal ettiği ürünlere vergi indirimi geldiğinde medya çarşaf çarşaf yazar, bakan da istifa ederdi,
*başbakan'ın oğlu "gemicik" alamazdı,
*başbakanın damadının genel müdür olduğu şirket devlet ihalesine girmeye cesaret edemezdi
(8 yıl sonra edit: bu damat enerji bakanı oldu*)
(12 yıl sonra edit: maalesef damat şu an hazine ve maliye bakanı(!). tünelin ucu bombok bir yere çıktı. inşallah başka editlerde görüşmeyiz. )
(13 yıl sonra eyvah eyvah editi: adam instagramdan istifa edip ortadan kayboldu. çok ilginç şeyler oluyor. )
.
.
.
bakıyorum da oldukça ahlaklı(!)ymışız.
(bkz: şükür yarabbi)
aşk 101
-
dizide çalan şarkılar
1. bölüm
aman yavaş aheste - barış manço
başladım yürümeye - mavi sakal
how they fall - sophie fetokakis
sevmek istiyorum - erkut taçkın
çok istiyorum - yavuz çetin
sen ve ben - mehmet güreli
should ı stay or should ı go - the clash
2. bölüm
istanbul - duman
should ı stay or should ı go - the clash
başladım yürümeye - mavi sakal
comatose - soul sacrifice
onursuz olmasın aşk - levent yüksel
sosyete - tampon
candy castles - tampon
hortum - tampon
dolapdere - tampon
mavi pembe - tampon
3. bölüm
maalesef - mansur ark
daha mutlu olamam - mor ve ötesi
başladım yürümeye - mavi sakal
the march - arcadian child
bir sana bir de bana - baba zula
4. bölüm
acının ilacı - adamlar
you give love a bad name - bon jovi
sözlerimi geri alamam - bulutsuzluk özlemi
sevda emzirdim - siya siyabend & karagüneş
hayatı yaşa - duman
senden benden bizden - athena
5. bölüm
torn - natalie imbruglia
sirens - tom odell
wild world - mr. big
things i love - chris mathieu & matthew tod naylor & jonathan
6. bölüm
bu aşk fazla sana - şebnem ferah
gülmek için yaratılmış - ferdi özbeğen
bir sevmek bin defa ölmek demekmiş - 3 hürel
hayatı yaşa - duman
where is my mind - pixies
ay karanlık - cem karaca
la donna e mobile - rigoletto verdi
hicaz roman
hatırla sevgili
7 . bölüm
la foule - edith piaf
take me out - franz ferdinand
pus - sufle
afili yalnızlık - emre aydın
feeling good - nina simone
adsız - cem karaca
bugün - şebnem ferah
sözlerimi geri alamam - bulutsuzluk özlemi
8. bölüm
ode to my family - the cranberries
porz goret - yann tiersen
kafama göre - athena
we are young - the mayries
bu arada netflix, spotify da olan mevcut şarkıları listelemiş
https://open.spotify.com/…mpniqnsj656o7x6gykpw&nd=1
ilginç kablosuz ağ isimleri
-
(bkz: halkgunu)
ev arkadaşım arada sırada şifreyi kaldırıp ağ ismini bu şekilde değiştirirdi. pambık gibi bir kalbi vardır vesselam.
kılıçdaroğlu adaysa anam avradım olsun oy vermem
-
“siyasetten silinsin aga. istemiyorum bu kalıpsızı ya. nefret ediyorum. bütün başımıza gelenler bu adamın yüzünden.”
diyen bir zihin 20 yıldır bu ülkeyi yönetenleri sorumlu tutmuyorsa s.kerim onun oy verme hakkını…
fransa'nın 14 afrika ülkesinden haraç alması
-
ekonomisi yerlerde surunen afrika ulkelerinden yilda 500 milyar dolar harac aliyor denmi$ fransa icin. o ulkelerden degil yilda, yuzyilda toplayamazsin o parayi. fakat okuduguna sorgulamadan zart diye inanmak insanin icini ferahlatir tabi. serin serin boyle.
dirseği geçen kısa kollu gömlek
-
olgunluğun son aşamasıdır.
karıdan kızdan vazgeçmektir ki karı kız ondan çoktaaan vazgeçmiştir bile.
o gömleği giyen biri çirkeflik yapar, kavga çıkarır, aykırı hareketler yapar, telefonunu kemerine takmazsa gömlek kendi kendini imha eder.
depresyon kırıcı olarak anne
-
insan zaman zaman varoluşsal bunaltılar yaşayabilen bi' varlık. varoluşsal bunaltılar yaşıyor, o hâlde var.
entelektüel insan darlandığı zaman kaygısal devinimlerin izdüşümsel yansıması başlığına 85 paragraf entry girer, "rastlantısal varoluşu bilincim kabul etmiyor" deyip konu üzerine makale falan okur, gider kendine yeni fularlar alır. peki ben ne yaparım? buzdolabını açıp aval aval bakarım, yarım limona üzülürüm, böyle varoluşsal bunaltılar yaşamama şaşırır, nihilisttim* lan ben niye varolmanın bunalımını yaşıyorum ki, yoksa kendimi tanımıyor muyum diye daha da bunalıma girerim, halıda yatarım, tavanı izlerim. izlerdim daha doğrusu.
bekârlık sultanlıktır, yalnız yaşamak imparatorluktur temalı yaşamıma annem bayram ziyaretine geldi. içim daraldıkça evin içinde dolaşıyorum. "evin içinde niye manyak gibi dolaşıyorsun?" diyor. halıda falan oturuyorum, "yavrum mis gibi koltuk var kalksana yerden." diyor. en sonunda dışarı çıkıp hava almaya karar verdim. hava dışarıdan bedavaya alınabilen katma değerli bi'şey. ezkaza dışarıdan bi'şey lazım mı diyecek oldum ve evden elime tutuşturulan ince bi' dostoyevski romanı uzunluğundaki alışveriş listesiyle çıktım. yazarı annem. yakında tüm kitapçılarda rafları süsleyecek. neyse. benim varoluşsal bunaltılarım sonucu eve yeşil sebze girdi yıllar sonra. benim varoluşsal bunaltım en azından bi' işe yarıyor.
şu sahte paraları anlamak için kullanılan mor ışığı üzerime tutsalar üzerimde 55 puntoyla "benim ne işim var bu hayatta" yazar vaziyette sokaklarda boş boş dolaşmak istiyordum. evin bayram kalabalığından uzaklaşır biraz da sokakların kalabalığına üzülürüm diye umuyordum. sonra da kendimi "aman en azından sokaktaki insanlar çevirip kaç para kazanıyorsun, ne zaman evleneceksin, ev almıyor musun ev al kendine bi' tane" diye insanı darlamıyorlar diye avutmayı düşünüyordum. ama cebimde sokaktaki varlığımın izin kâğıdı olan alışveriş listesi vardı, direkt markete gittim.
markette ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek isteyen bi' adamın sebep olduğu ufak çaplı krizin ortasına düştüm. adam hansel ve gretel'deki gibi yürüdüğü yollara kırıntılar bıraka bıraka gezmiş tüm marketi. yolunu kaybetmekten korktuysa demek. bi' de alamancı bi' aile vardı. türkçe bildiği hâlde konuşmayan bi' kadın yüzünden kasada sıra oldu. kasiyerin gözlerinde magmayı gördüm. bayram günü bu beyinsizlerle uğraşan market personeline bakınca hayattaki varlığımı sorgulayışım biraz olsun azaldı. sonrasında kasiyerin 25,90 lütfen lafına kafasını gömdüğü telefondan kaldırıp cevap vermesi 15 dakika süren bi' ergen yüzünden insanlığa olan inancım tazelendi. gelecek kuşaklar da en az bizim kadar mal oluyor, çok fazla kuşak çatışması yaşamayacağız diye sevindim.
eve dönerken aldığım orduluk erzaklarla dolu poşetler parmaklarımdaki kan dolaşımını kesti, kangren olma tehlikesiyle hızlı hızlı yürürken varoluşumun sancısı tamamen geçti. teşekkürler anne. iyi ki varsın.
evlilik dışı çocuk doğuran kızına kanat geren baba
-
henüz baba olmamış, evlat sevgisi görmemiş insanlara dert olan baba. büyük konuşmamak lazım gencler, trolluk yaparken dahi.