ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
depresyon
-
ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)
sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?
işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?
bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.
emekliye çok zam yapıldı 2015'te zam olmayacak
-
ben de mesela parasız kaldığım zaman geçici süreliğine sigarayı bırakıyorum. geçen ay çok içtin rita, bu ay sana sigara yok, diyorum. fakat burada sebep de etken de edilgen de benim.
şu mantıksız olurdu mesela ama değil mi: sigara içiyorum, parasız kalmışım, bu arada bir de çocuğum var. sigarayı bırakmıyorum da çocuğuma "geçen ay çok yedin, bu ay sana yemek yok." diyorum.
kendine saray yapıp vatandaşının boğazından kısan devlete çok afedersiniz kafam bile girmesin, çıksın gitsin.
ekleme: başlık başa kalmış.
açan yanlış hatırlamıyorsam sevojan'dı ve uçuruldu.
ve yine yanlış hatırlamıyorsam mehmet şimşek maliye bakanı kimliğiyle söylemişti.
sahibinden'de satılan üzerinden tank geçmiş araba
-
keyfe keder iki boyutludur.
2017 ygs'yi kaçıran çocuklar
-
sınavdan önce 09:45'te kapıların kapanacağı söylenmiş mi ? söylenmiş. arada kalan 15 dakika içerisinde sınavla ilgili bilgilendirme ve kitapçığa işaretleme işlemleri yapılacak. bu arada öğrenciler doldurmaları gereken yerleri öğretmenlerin direktifleriyle dolduracak. bu süre bunun için var. sen 09:47'de geleni içeri alırsın. 09:50'de gelen onu aldın beni de al der. 09:55'te gelen 5 dakika önce gelen girdi ben de gireceğim der. sınav başladıktan sonra 0.1 puanın bile hayati önem taşıdığı bir durumda geç kalmış bir öğrencinin kitapçık doldururken sürekli öğretmene soru sorup konsantrasyonunuzu dağıtması da hiç hoş olmaz. sınav nasıl başlarsa öyle gider. içerideki 29 öğrencinin geç kalan 1 öğrenci yüzünden bir paragraf sorusunu tekrar okuması 30 saniye kayıp demek. tabii ki ellerinde olmayan sebeplerden dolayı geç kalmışlar ama bence bu durumda yapacak bi'şey yok.
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
(bkz: fareli köyün cavaliers)
bir erkeğin bilmesi gereken özlü sözler
-
"herkese pas veren gitsin barcelona'da oynasın, bizim duygularımızla oynamasın."
güngören, bağcılar civarında kaldırmadığınız kız kalmaz.
meksikada ordu ve kartelin karşı karşıya gelmesi
-
devletin içinde satılmışlar olmasa hiçbir kartel hiçbir devletle baş edemez
patronun asgari ücretin 300 tl sini geri istemesi
-
yazacak bir şey bulamıyorsan yazma arkadaşım, "bir şey yazamıyorum" diye entry mi olur amk?
2 lahmacun + ayranın 56 tl olması
-
birkac sene once bodrum'da bazi beach clublarda lahmacun ayran'in 50 tl olmasi hayretle tartisiliyordu.
ak parti ve recep tayyip erdogan size buyuk bir hizmet yapti. siz bodrum'a maca kizi'na gidemiyorsunuz diye oranin fiyatlarini size getirdi.
20 ağaç için ülkeyi 27 milyar dolar zarara sokmak
-
zamanın başbakanının yanlış ve saldırgan politikalarının sonucudur.
umuda yolculuk
-
1990 yılında en iyi yabancı film oscar'ını kazanmış. isviçre'ye mülteci olarak gitmeye çalışan türklerin hikayesi. isviçre-türkiye-ingiltere-fransa ortak yapımı. bugünlerde izleyip günümüz mültecilerinin daha bin beter durumda olduğunu göz önüne almak gerekir.