hesabın var mı? giriş yap

  • burada millet vergiye tepki gösteriyor. adamın cevabı “otomobil alana müstahak”. anana müstahak gerizekalı herif seni. fransızların 250 yıl önce yaptığını, şimdi bırak yapmayı altyapısını bile oluşturamıyoruz. işte bu gibi sığırlar yüzünden. yarın bir gün gıdaya %10000 vergi konsa “gıda alan adama müstahak” der bu gerizekalılar.

    edit: sanki bu ülkede kullanmadığın/almadığın bir şeyin vergisi düşüyormuş gibi bilmiş bilmiş yazıyolar bi de. sen önce hiç kullanmadığın köprünün, tünelin parasını öde.

  • hakan gercekten duzgun yetistirilmis bi cocuk. esine olan sevgisini cok rahatlikla gosteriyor ya da duygulandiginda rahatlikla aglayabiliyor kim ne der diye dusunmeden. o ada kosullarinda turabi ve bozok'a ragmen olmasi gerekenden daha efendi davraniyor. sevmeyebilirsiniz bu normal ama adam cok duzgun bi adam.

  • kuyumcuda bekleyen güvenlik görevlisi kadar kıymetli bir sorumluluğu vardır maddi olarak normal. çoğunda alarm var ama pipet sokup gizli gizli bir kaç fırt çekip kaçan bile olabilir. öyle kıymetli. öyle pahalı.

  • civa birikintisi yüzünden balık yemiyorum. 45 günde ağır antibiyotikler ve hormonlar ile yetiştirilen tavuklarıda yemiyorum.
    sebzeler zaten ithal ve genetiği ile oynandığı için eve bile sokmuyorum. meyvelerde bilmem ne sineğinin lavraları varmış rusya falan geri göndermiş. salam ve sucuklar hep hileli. zeytin yağlarında zeytin yok. unlu ürünler bol glutenli. tatlılar bildiğiniz glikoz şurubu.
    o yüzden elime mızrak ve ok alıp vahşi doğada serengeti de avlanıyorum. size de tavsiye ederim. yalnız ok olarak tatar yayı kullanın kısa mesafede çok etkili.

  • aşağıdaki yazıda doppler etkisi ni konu ile pek de ilgisi olmayan insanlara açıklamak amaçlanmıştır. bu amacın ne derece gerçekleştirilebileceği pek bir meçhuldur.

    doppler etkisi, çıkış yolu olarak bir anlamda izafiyet teorisine benzerlik gösterir. her iki teori de basit bir prensibe dayanmaktadır.
    ses ve ışık dalgalarının belirli bir ortamda (ör: havada ya da suda ) yayılma hızları, sabittir.

    yani, yürüyen bir adamın sesi de, saatte 150 km hızla ilerleyen bir arabanın camından kafasını çıkarıp bağıran bir adamın sesi de sn. de 340m yol alır. ali'ye durduğunuz yerden ali topu at deseniz de, koşarak bağırsanız da sizden yeterince uzaktaki ali, size kıl değilse topu aynı süre geçtikten sonra size atacaktır. benzer bir şekilde elinizde tuttuğunuz fenerden çıkan ışık, 300km ile giden bir arabanın farlarından çıkan ışıktan daha yavaş, ya da hızlı değildir. her ikisi de saniyede 300 bin km yol alırlar. arabanın hızı bu rakama eklenmez. bunun sebebi, herhangi bir ortamda ilerleyen dalganın yayılma hızı, sizin kaynağı iterek ya da çekerek değiştirebileceğiniz bir değer olmamasıdır. sesin ışıktan daha yavaş ilerlemesinin sebebi, bizim yeterince itemememiz değildir. bunlar kendiliğinden olur *.

    özetle, hareket eden bir ses kaynağından çıkan ses, her yönde aynı hızla yayılır. ancak hareketin yönüne göre ses dalgalarının hızı değişmese de, formu değişir. kaynağın hareket ettiği yönde ,ses dalgaları sıkışır (bir yayı iki ucundan bastırarak sıkıştırdığınızı düşünün) sıkışmış dalgaların frekansı ve genliği * artar. frekansı arttığı için daha ince (tiz), genliği (bkz: genlik) arttığı için daha şiddetli duyulur. ses kaynağının hareket yönünün tersine yayılan dalgalar ise sıkışmaz, yayılırlar (bir yayı iki ucundan çekerek uzattığınızı düşünün). yani, frekansı, genliği * azalır. sesin frekansı azaldığı için daha kalın (pes), genliği azaldığı için de daha zor duyulur. yukarıdaki dalga frekans sıkışma genleşme vs. bir anlam teşkil etmediği takdirde, kişi rüzgara karşı işeyen adam ile rüzgarı arkasına alarak işeyen adamı düşünmekte serbesttir.
    açıklanmaya çalışılan olaylar aşağıda harika bir örnekle özetlenmiştir.

    yakın bir arkadaşınız sizden 1 km uzaklıkta saatte 60 km hızla * size doğru gelmektedir. bu hızla giderse, kendisi tam tamına 1 dk. sonra yanınızda olacaktır. deneye başlamadan hemen hatırlatalım, 1km uzaklıktaki bir ses kaynağından çıkan ses yaklaşık 3 sn sonra tarafınızca duyulacaktır. arkadaşınız, kendisine daha önceden söylediğiniz üzere sizden tam 1 km uzaktayken arabanın kornasına basmaya başlasın. arkadaşınız kornaya bastığı andan 3 sn sonra siz korna sesini duymaya başlayacak, araç yanınıza geldiği anda arkadaşınız kornaya basmayı bırakacak,ikiniz de aynı anda korna sesinin kesildiğini duyacaksınız*. ancak arkadaşınıza sorduğunzda kendisi 60sn boyunca kornaya basmış, siz ise sadece 57sn boyunca korna sesi duymuşsunuzdur. 3sn. ye ne olmuştur?* ses dalgalarının titreşimleri, frekansı, 57 saniye içine sıkışmış, daha tiz ve daha şiddetli duyulmuştur. benzer bir şekilde arkadaşınıza yanınızdan geçerken kornaya basmasını ve sizden tam 1km. uzaklaştığında elini kornadan çekmesini söyleseniz, arkadaşınız yine 60sn boyunca kornaya bastığını söyleyecek, siz ise arkadaşınız elini kornadan çektikten 3sn sonra sesin kesildiğini anlayacak, dolayısıyla 63sn korna sesi işiteceksiniz*. merak etmeyin yine zamanda bir atlama vs, gerçekleşmemiş, sadece duyduğunuz sesin frekansı ve şiddeti düşmüştür.

    bu örnek sadece ses dalgaları için değil herhangi bir elektromanyetik dalga için de geçerlidir. radarlar belirli bir frekansta gönderdikleri dalgaların, cisimlere çarpıp yansıdıktan sonra geri gelen dalganın frekans değişimine bakarak objelerin radara yaklaşıp yaklaşmadığını ve hızlarını belirler.
    izafiyet teorisi ise ışığın hızının değişmemesine dayanır. yukarıda anlatılanlara ek olarak ışığın duran yda hareket eden gözlemciye göre hızının hep sabit olduğu var sayımı vardır. bu varsayımla örneğimize geri dönersek, aracın şoförüne göre, aracın hızı ne olursa olsun, yanından geçen bir ışığı yine ışık hızında görecektir (bkz: görecelik) (bkz: bağıl hız). ses için bu önerme geçerli değildir, ses hızını geçen bir uçağın önündeki bir plot, arkadaki motorun havada çıkardığı gürültüyü duyamaz. bu varsayımın altında, geriye değiştirelebilen tek bir değişken kalmaktadır. zaman. aynı deney, makro ölçülerde ve ışık hızına yakın süratlerde gerçekleştirildiği takdirde, aracın gittiği yönden bağımsız olarak arkadaşınız, araç içerisinde 57sn geçirmiş ve yaşamış, siz ise kendisini 60sn mal gibi beklemiş olursunuz. (bkz: ürkütücü ama gerçek). bu hadise bir çok bilim adamı ve okuyucuda aynı duyguyu uyandırmıştır (bkz: hadi len). günümüz atom saatleriyle (uydularda ve haberleşmede kullanlır saniyenin milyon x milyon da birini ölçer) yapılan deneylerde, yörüngede yüksek hızlarda dolaşan bir atom saati, yerdeki esine gore, einstein tarafından bulunmuş olan denkleme bağlı olarak geri kalmaktadır.

    kaynakça:

    malcolm in the middle: dewey bir bölümde doppler olayını anlatmıştır.

    trt2: bir programda araba deneyi yapılmıştı. (isik hizinda olan degil, oteki)

  • başlık içinde hülya avşar ismini aratınca çıkan 10 sonuca şaşırmamak elde değil. yarın öbür gün biri daha aratır kesin. dur birkaç defa daha yazayım. hülya avşar bence de, bir de hülya avşar var yine. o kadar çoklar ki, saymakla bitmez.

    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.

    biraz daha iyiyim şimdi evet.

  • 600 bin takipçili bir influencerla geçirdiğim iki gün doğrultusunda söyleyebilirim ki bu mecralarda gösterilen o hayatlar kocaman bir yalan.

    bu uygulamayı kullanan iki türlü insan var, göstericiler ve izleyiciler. göstericiler şaşalı hayatlarını ya da "mış gibi" hayatlarını sunarlar ve diğerleri de bu hayatları izlerler. izleyenler hayranlıkla izleseler de içlerinden öfkeliler çünkü isteyip de elde edemedikleri hayatları izlemekten mutsuz olup öfke duyuyorlar. öte yandan göstericilerin hayatı gerçek değil çünkü insan yaşadığı anları kayıt altına alma çabasındayken o anı yaşamaz o anı sadece kaydetmeye çalışır.

    yaşadığım bir örnekle somut hale getireyim. fotoğraf ve video editörlüğü gibi konularda çok bilgisi ve tecrübesi olan eski bir arkadaşım yaşadığım bölgeye geldi, yanında 600.000 takipçisi olan bir influencer ile. iki gün boyunca onlarla zaman geçirdim. fenomen olan kişi kamera önünde mutlu, neşeli, insancanlısı bir imaj yaratırken, kamera arkasında (yani instagram paylaşımları dışında) hiç de öyle değildi; asık suratlı, mutsuz, şikayetçi bir ruh halindeydi sürekli olarak.

    bir gün beni kaldıkları otele akşam yemeğine davet ettiler. fenomen arkadaş sürekli olarak oteli ve yemeğini paylaşmakla ve fotoğraflarını editlemekle meşguldü ve kafasını tüm gece boyunca telefonundan neredeyse hiç kaldırmadı. kafasını telefonundan kaldırdığı vakitlerde de asık suratlıydı ve memnuniyetsizdi. gece boyunca sohbete pek katılmadı. bu arada garsona da pek iyi davranmadı. otel personeli bize otelin misafiri gibi de davranmadı, bizimle ilgilenmediler, ruhsuz ve açıkçası umursamaz bir tavır içinde ve "bir an önce gitsinler" gibi bir hava içindelerdi.

    bir başka gün bölgeyi gezdirdim. fenomen kişi özellikle güzel kayıt ve fotoğraf alabileceği yerlere gitmek istedi ve tüm gün boyunca yine sadece çekim yapmakla ve telefonuyla meşguldü. çekimlerde kendisini çekerken çok mutlu ve eğleniyormuş gibi bir yüz ifadesi takınıyor ama nadiren telefondan başını kaldırdığında yine huysuz, aksi ve mutsuz birine dönüşüyordu.

    ve düşününce bu gibi kişiler gerçekte kendi hayatlarını yaşamıyorlar, telefona sıkıştırılmış bir hayatta bir tür avatara dönüşmüşler. kocaman bir hayatı el kadar bir cihaza sığdırmışlar ve tüm hayatları o telefonun içinde olup bitiyor. bunun için yaşıyorlar ve bundan ibaret.

    yani bu hayatlar gerçek değil dostlar. yaşanılan her anın kıymeti bilinmeli ve her an hissederek ince ince yaşanmalı. gerçek olan bu.