ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gerçekten hoşlanılan kişiye karşı mesafeli durmak
-
bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;
kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- yemek esnasında daha yemeğin tadına bakmadan, yemeğe tuz katıyorsun, bu önyargılı olduğunu gösterir.
- hayır, bu tarz ortak yemek mekanlarında az tuzlu yiyebilecek insanlar düşünülüp, yemekler genelde çok az tuzlu veya tuzsuz yapılır, bense kendime göre daha tuzlu yediğimden içine hemen tuz atarım, bu da benim geçmiş tecrübelerimden iyi ders çıkardığımı gösterir.
ölmüş babayı geri getirmenin yolları
-
rüyalar güzel buluşma alanları olabiliyor bazen. ben de babamı çok özlüyorum 30 ağustos’ta iki sene oldu. en son 3 gün önce eski evimizin banyosunda yüz yıkama sesi duydum. bakayım dedim bir baktım babam.
güldü bana… baba sen öldün ama dedim. evet öldüm biliyorum dedi. ağlaştık ve birbirimize sarıldık. hatta doya doya sarıldık. sonra eşim uyandırdı ağlarken rüyamda…
beynimiz bize çeşitli sınırsız oyunlar sergiliyor. öyle de olsa güzeldi.. çünkü başka yolu yok maalesef…
debe editi: birkaç gündür girmemiştim ve mesaj kutumu dolduranlardan anladığım kadarıyla debeye girdiğimi fark ettim. buradan tüm mesaj atan arkadaşlara hisselerimi paylaştıkları için çok teşekkür ediyorum.
temel reis
-
elzie crisler segar 1919'da cizim dersleri alir. karikatur cizmeye baslar. memleketi chester, illinois'de mississippi kiyisinda karsilastigi ilginc kisileri cizgilerine tasir.
bunlar icinde, frank fiegel (nam-i diger "rocky" -kayalik-) dikkatleri cabucak cezbeder.
polonya asilli bu barmenin gelismis on kollari, tek gozu, dissiz cenesi, pipo icmesi, kendinden cok iri adamlari kavgalarda alt etmesi onu kasabasinda meshur etmistir bile. kasabanin bebeleri de "kayalik"i cok sever. "kayalik", bebelerin sakalarina katlanir. kuvvetiyle, piposuyla onlarin kahramani olur.
segar'in cizgilerinde denizci popeye (ing. patlak goz, turkce tercumelerde temel reis) olarak adlandirilan bu karakter cok sevilir. unu kasabayi, eyaleti, hatta ulke sinirlarini asar.
bir ufak ayrim ise, kayalik'in kavgadan once guc vermesi icin ispanak yerine viskiyi tercih etmesiymis. eh, o kadar kusur temel reis'te de olur ^_^
segar'in cizgilerinde ayrica kasaba bakkali dora paskel de uzun ince saclariyla (safinaz olarak) yer bulur. kasabadaki tiyatronun sahibi j. william schuchert ise hamburgerlere olan oburca istahiyla (wimpy) resmedilir.
tabii simdi hic biri yasamiyor. o renklerin, kavgalarin, kahkahalarin karikaturlerdeki suretleri kalmis bize.
uyarlanan kaynak: https://www.wearethemighty.com/…item=1#rebelltitem1
einstein şair miydi filozof mu
-
okul bahçesinde bir gün geziyordum
hoca çağırdı "albert buraya gel"
"buyrun hocam"
dedi "çıkar kalem"
cebimden plütonyum-239 çıkardım
dedi "çıkar defter"
formul kağıtlarını çıkardım
dedi "çıkar harita"
işte güzelim orada senin
benim vücudumda bıraktığın
üç beş tane foton yarası varya
işte onları çıkardım
hoca dedi "bunlar ney"
hocam üç beş foton yarası
sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
ela gözlü sevdiğimin hatırası
sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.
7 aralık 2021 tuvalet kağıdı zamları
-
akit gazetesinin tanesi 1,5 tl.
32'li alınca 48 liraya geliyor, devir tasarruf devri.
sohayko derneği'nin hedef gösterdiği adam
-
kadınlar adamı bildiğin taciz etmişler. adam belli ki yürüyüşe çıkmış. köpeklerden dolayı "yürüyemiyoruz yolda" diyor. bu kadınlar ise gidip adamı taciz ediyor.
bir de utanmadan adama hem tekme atıp hem de karşılığını görünce hedef göstermişler. adam keşke kaçmak yerine üçünü de kovalasaydı. adamın kadınları daha beter yapmasını istedim yalan yok.
edit: ben de "nereden hatırlıyorum bu derneği" diye düşünüyordum. ismi aşina gelmişti. sonra hatırladım. gaziantep'te köpeklerin saldırıp yaraladığı kızın ailesine dava açan dernek bu. bu derece ruh hastaları işte.
(bkz: pitbull'un yaraladığı kızın ailesine dava açmak)
edit 2 : olayın öncesini gösteren video yayınlanmış.
(bkz: seferihisar'daki köpek kavgasının içyüzü)
özcan deniz'in i feel good performansı
-
(bkz: özcan bey napıyorsunuz)