hesabın var mı? giriş yap

  • türk ordusunda asker olan atilla hülagü,her daim yenlikçi fikirleri olan, bu fikirleriyle çığır açacak atılımlar yapmayı hedefleyen bir askerdi.kendisinden yüzlerce yıl önce yaşayan leonardo da vinci'nin su üzerinde yürüyen insan çizimlerinin bir benzerini, suda yürümeyi sağlayacak ayakkabıları tasarladı.

    atilla hülagü eşiyle birlikte 2 yıl boyunca boğazı yürüyerek geçme fikri konusunda titizlikte çalıştı.öyle sadece suyun yüzeyinde durabilecek iki parça yeterli değildi, fizik kanunlarına sırtını yaslaması gerekiyordu. bu yüzden de üç fizik kanununu göz önüne alarak bir taslak ortaya çıkardı. ve ortaya çıkan projede ihtiyaçları sadece şunlardı: ,90 metrekare teneke, 50 gram lehim, iki el içi boyutunda bez parçası, 3 metre lastik, 1 metrekare alüminyum plaka.

    bu işi kotarabileceği bir esnafa gider ve istediği ayakkabıyı tarif eder.ayakkabı istediği gibi olur, 150 santimetre uzunluğunda ufak çaplı bir su ayakkabısıdır bu. bu ayakkabıda alüminyum plakaların alameti ise, yürüyüşü kolaylaştıracak bir mekanizma oluşturmalarıyla ilgili. padıl olarak adlandırılan plakalar ayak suya basınca açılıyor, kaldırınca kapanıyor.

    ayakkabısı artık hazır olan hülagü, beylerbeyi'nde astsubay hazırlama okulu'nun havuzunda pratik yapmaya başlar.ayakkabı ve pratik yapma sonrası iş en uygun rota seçimine gelir.boğazın en dar noktası olan anadolu-rumeli hisarı arasını belirler ve ilk denemesinde şiddetli akım yüzünden başarısız olur.

    pes etmeyen atilla hülagü,tanıkların önünde bu sefer doğru akıntıyı hesaplayarak yola çıkar ve 4 bin 452 adım ve 56 dakika sonra küçüksu'ya ulaşır.

    atilla hülagü boğazı geçtikten sonra hedefini cebelitarık boğazı olarak belirler,fakat ömrü bunu gerçekleştirmeye yetmez.1982 yılında aramızdan ayrılır.

  • zamanında sahiplerinin gezi'de eylem yapan muhalif gençlere "it, köpek" diyebildiği kızılkayalar, dünya'nın en iyi ıslak hamburgerini bedava bile dağıtsa almayacağım için beni ilgilendirmeyen fiyattır.

    bunların hepsi kardeş, amca çocuğu servet gider memiş gelir.

  • bu gösteriye (bkz: ardha) deniyor. katar kültürü ile yetişmiş neredeyse her erkek birey birer kılıç sahibi olduğundan ve bunlar dededen toruna kadar geçebildiğinden, kılıç gösterileri onlar için inanılmaz önemli.

    bu sebeple ardha gösterisini dini bayramlarda, ulusal kutlamalarda kısacası ota boka bir sebep göstererek yapmaktalar.

    dünya kupası ile bunun ne alakası var diyebilirsiniz ama bu dans ile bi nevi kültürlerini dünyaya tanıtmaya çalışmışlar. tabi ki de bi boka benzememiş.

  • metrobüs kullandığı için tebrik edilesi insandır. tek başına bir arabayla trafikte yer kaplamamayı tercih ediyor. ha telefon değiştirme konusunda falan vurun kahpeye.

  • sen de buna inandin, ha bir de makaleyi okumadan yalan bir baslik actin.
    odemesi diye bir olay yok. mahkeme oyle bir karar vermis olabilir, fakat temyize gidilecek. zaten amerika'da bu kadar yuksek meblali tazminat davalari class action degil ise uygulanmaz. temyize gidilir, 1-2 milyona duser o, konu kapanir.

  • bakın tekrar ediyorum. ülkenin bir numaralı sorunu budur)!!! link

    "kaçaklar tekneyle gelmeye başladı! mersin erdemli kızkalesi sahiline tekneyle gelen onlarca kaçak şehre böyle giriş yaptı."

    ülke elden gidiyor. iktidar eliyle; foncu sivil toplum örgütü ve gazetecilerin, cılız tepkisiyle muhalefetin eliyle savaşlarla elde ettiğimiz bu topraklar kaybediliyor. ülkenin demografik yapısı değiştirilerek istikrarsızlaştırılıyor ve bu sayede kurtuluş savaşının da intikamı alınmış oluyor.

    yarın bir gün azınlığa düştüğümüzde, asayiş tamamen elimizden gittiğinde anlayacaksınız ama iş işten geçmiş olacak!

    sessiz işgal bu! işgal ediliyoruz. topsuz tüfeksiz.