hesabın var mı? giriş yap

  • fatih altaylı'nın, türkiye'yi bekleyen büyük tehlikeye karşı herkesi uyarması durumudur.

    bakın ne demiş:

    --- spoiler ---

    sıra iran'da mı?

    bundan 17 yıl önce idi.

    ak parti iktidarının ilk yılları.

    1999 yılında uluslararası bir anlaşma (ottawa) ile oluşturulmuş bir projeye türkiye de 2003 yılında imzasını attı ve 2004 yılında yürürlüğe koydu.

    sınırlardaki mayınların temizlenmesi.

    türkiye bu anlaşma kapsamında 2010 yılında sınırındaki mayınları temizleme kararı aldı.

    suriye sınırındaki mayınları.

    900 kilometrelik bir alanda mayınlar temizlenecekti.

    mayın temizleme işini ise bir israil firmasına veriyorlardı az kala.

    ülkede kıyamet koptu.

    kıyameti pek takan olmazdı da aym ihaleyi iptal etti. ve henüz daha aym kararlarına uyulduğu bir dönemdi.

    iş tsk’ya kaldı.

    türkiye suriye sınırındaki mayınlar temizlendi.

    sonrası malum.

    1 yıl sonra suriye karıştı, karıştırıldı.

    5 milyona yakın suriyeli mayınları temizlenmiş sınırdan geçerek türkiye’ye geldi.

    şimdi onlarla iç içe yaşıyoruz.

    ve bir yandan da dua ediyoruz ki, rusya destekli esad kendi ülkesi sınırları dahilindeki idlib’e girmesin ki, bir 4 milyon kaçak göçmenimiz ve 30-40 bin yeni teröristimiz olmasın diye.

    bunu niye anlattım?

    şimdi bir sınırımızda daha mayın temizleme çalışması başlatılıyor ab desteği ile.

    hayırlısı ile pek yakında iran sınırımızdaki mayınlı araziler de mayından temizlenecek.

    niye şimdi diye düşünmeden edemiyor insan.

    zamanlama manidar geliyor biraz aklı olana.

    türkiye sınırlarını temizliyor, geçilebilir hale getiriyor avrupa birliği desteği ile, avrupa birliği ise türkiye ile olan sınırlarını yüksek duvarlar ile tahkim ediyor, yetmiyor yunanistan, türkiye sınırına en yakın yere abd askerlerini yerleştiriyor.

    biz ise anayasa’nın ilk dört maddesini mi değiştirsek yoksa tanzim satış mağazaları mı açsak diye tartışıyoruz.

    anladık tarihten ders almıyoruz ama 2011’de olanlar da tarih sayılmaz be kardeşim.

    balık olsa unutmaz.

    b’si olmasa da unutmaz.

    --- spoiler ---

    kaynak burada

  • nba organizasyonlarından bugüne kadar aldığı toplam 292,198,327 dolarlık maaşla bu konuda gelmiş geçmiş tüm oyuncular içinde zirvededir. tabi bu ücret sponsorluk, reklam gibi tüm gelirlerden bağımsız, yalnızca organizasyonlardan alınan meblağdır. ayrıntılı dökümü aşağıdaki gibidir:

    (kendimi sosyal sigortalar çalışanı gibi hissediyorum)

    1992-93 / orlando magic - $3,000,000
    1993-94 / orlando magic - $3,900,000
    1994-95 / orlando magic - $4,800,000
    1995-96 / orlando magic - $5,700,000
    1996-97 / los angeles lakers - $10,714,000
    1997-98 / los angeles lakers - $12,857,143
    1998-99 / los angeles lakers - $15,000,000
    1999-00 / los angeles lakers - $17,142,858
    2000-01 / los angeles lakers - $19,285,715
    2001-02 / los angeles lakers - $21,428,572
    2002-03 / los angeles lakers - $23,571,429
    2003-04 / los angeles lakers - $24,749,999
    2004-05 / miami heat - $27,696,430
    2005-06 / miami heat - $20,000,000
    2006-07 / miami heat - $20,000,000
    2007-08 / phoenix suns - $20,000,000
    2008-09 / phoenix suns - $21,000,000
    2009-10 / cleveland cavaliers - $20,000,000
    2010-11 / boston celtics - $1,352,181

    kobe'nin 11 haneli vatandaşlık numarasını alayım, onu da paylaşacağım. neyse...

    bunun karşılığında gösterdiği performans, kendisine şu başarıları getirmiştir:

    - 4 defa ayın çaylağı,
    - 1993'de yılın çaylağı,
    - 12 kez ayın oyuncusu,
    - 3 kez all-star'ın en değerli oyuncusu,
    - 3 kez nba finallerinin en değerli oyuncusu,
    - 2000 yılında nba'in en değerli oyuncusu ödüllerini almış;

    1993'de nba en iyi çaylaklar beşine, 3 kez en iyi savunma beşine, 14 kez nba'in en iyi beşine seçilmiş;

    15 kez all-star, 4 kez nba şampiyonu olmuştur.

    şu entry'deki veriler de buraya ek niteliği taşıyor:

    (bkz: #18625787)

  • gecen gun zincirlikuyu'da kapi onumde acilmasin diye dua ettim. kapi onumde acilmasin da sonradan yavas yavas, insan gibi bineyim, ayakta gideyim diye dua ettim, ama acildi... ben, evet ben hayatinda karincayi bile incitmemis yasar usta, hic gozumu kirpmadan butun gucumle yanimdaki kekolari iterek oturdum. yani oturmusum. o kadar hizli gelisti ki sonradan bi baktim oturuyorum.

    butun gucunuzu kullanarak yaninizdakileri ittirmek ne demek arkadas? valla isteyerek yapmadim ama kaburgalarim kiriliyordu aminim.

    gunde iki defa, cogunlukla yogun saatlerde kullaniyorum bunu. yemin ederim insanliktan ciktim iki senede.

  • ahahahaha immun sistem diye bi şey vardır arkadaşlar ama siz anlamazsın haa. immun bu yaa öyle kolay mı. mesela bağışklık sistemi deseydim hemen bilirdiniz ama şimdi bilemezsiniz, neden, immun dedim çünkü!

  • her sene aynı hikaye amk.

    tüm doğu illerinin geçmiş sınavları incelenmeli ama elbette öyle bir şey yapılmayacak. yine çoban ahmetler, köylü ayşeler romantik birer başarı hikayesi olarak gazetelerde manşet olacaklar. okuyanlar da "bak görüyo musun onca imkansızlıklara rağmen..." geyiği çevirecek.

    sıkıldım valla ülkeden.

  • bu maganda barzolara bunları yapma cesaretini verenler utansın. ulan şu iki kızcağızdan birinin silahı olaydı da herifin ağzına sokup ağlatsaydı keşke. ama olacak olan en fazla ifadesi alınır sonra serbest bırakılır. illa eşin dostun olacak bir yerlerde yoksa adalet tecelli etmez.

  • 5 yaşındaki trabzonlu bir çocuğun dolmuşta annesine dediği gibidir belki de hayat;

    ''hem vuruysin hem ağlama diysin''...