ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gerdek gecesi diyalogları
-
- sevgilim aylardır bu anı bekliyordum
+ ah bende sevgilim.. ama sana söylemem gereken bi şi var..
- yaw boş ver şimdi gel şööle kolları...
+ yaw muhittin bi dinle anlatıyorum bak..
- eee? ne ?
+ muhittin... bak.. ben daha küçükken.. eeee... tecavüze uğradım..
- uhmm... şey.. hmm... ya neyse hayatım.. üzüldüm tabi.. ama... sen kendini şimdi iy hissediyosan... yani.. çokta önemli değil...
(5-10 saniye sessizlik)
- hmm.. akraba filanmıy dı ?
+ yok ya.. bizim mahallede bi bakkal vardı... böyle renkli şekerle , çukulatalar felan satardı.. bi gün sokakta oynarken bana.. ' sedat bi aşşağıya depoya gelsene sen' dedi...
- sedat kim lan ?
+ yaw muhittin bi dinle anlatıyorum bak..
(bkz: bi dur bi sus bi dinle)
ingiltere'nin avrupa birliği'nden çıkması
-
- medenilesen ciksin, kasiyo.
sokakların kömür koktuğu yıllar
-
2014'lü yıllardır. her allahın günü oha bu ne sis diyorum pencereden kafamı uzatmamla olayın sis olmadığını anlamam bir oluyor.
bir tek ben mi doğalgazla ısınıyorum oğlum memlekette?
düğün istemeyen ve parayı umursamayan güzel kız
-
benim bu.
sadece güzel değilim işte amk. bir de erkeğim. düşündüm de para da önemli. tamam beyler ben değilmişim, dağılabilirim.
kırık kalpler müzesi
-
eski iliskilerden geriye kalmis parcaların sergilendigi bir yermis efendim burasi. vaktiyle cok degerli olan bir takim kiyafetler, mektuplar, bir suru ivir zivir, hatta bir motorsiklet bile bulunuyormus. kalbi kirik insanlar icin bir terapi merkezi olarak goruyolarmis burayi.
kurucularina burdan seslenmek istiyorum; iyi güzel, butun bu esyalari kavun karpuz sergisi gibi dizmissiniz de...peki ya o icimizde kalan, hayalkirikliklari noolucak? onlar nasil gosterilecek insanlara? onu da gectim, verilmek istenen mesaj ne ki burda? aman bir daha asik olmayin,cok feci olursunuz sonra mi? keske iki don bir corap gormekle cozulebilseydi bu ask mevzusu..
gelin bari benim gazoz kapaklarimi da alin, bensiz kirik kalpler muzesi mi olurmus?
1928'de kağıthane'de içen dayılar
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
bitmiş şampuan içine su dolduran anne
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
erkan can'la dandik bi pastanede sigara içtim.
adamla sadece fotoğraf çekilelim istedim.
"gel şurada bi yerde çay içelim" dedi.
kral adam.
istegelsin ped saklama rezaleti
-
kötü niyet yok. hassasiyet var. zihniyetleri sorgulanabilir ama hitap ettikleri toplum düşünülünce yadırganamaz. içinde yaşadığımız yapıda % 10 böyle gönderilmesini eleştirir ama % 90 bundan memnuniyet duyar. bu durum malesef böyle. onlar da çoğunluğa hitap edecek. mecbur. o beklenen eşik bize halen çok uzak. ben olsam gönderiyi yapan ben de öyle koyardım.
hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
-
ne çok gülmüşümdür
keskin pençeleri olmadığı için
kendini iyi zanneden zayıflara.
nietzsche
insan doğasını ortaya koyan en güzel sözlerden birisidir.
galatasaray'ın tarihten silinmesi
-
akp - mhp koalisyonu isteyen mal beyanı.
onurlu rakibimiz fenerbahçe filan ahahaha :d
(bkz: devlet sen misin?)
edit: ve başlık başa.
yaran fıkralar
-
büyük bir sirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün new york üzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya düsürür ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara icen bir adam görür ve alcalir:
"pardon. ben neredeyim acaba?" diye sorar.
"yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icindesin" der adam.
yönetici sinirlenir:
"sen mühendissin degil mi?" diye sorar.
"evet." der adam. "nereden bildin?"
"cünkü basim belada ve sana bir soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
"sen de yöneticisin degil mi?"
"evet sen nereden bildin?"
"cünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icinde kaybolmussun, pusulan yok, berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."
babayı baba yapan şey
-
annenin gönül rahatlığıyla bebeği/çocuğu ona bırakıp gidebilir olmasıdır.
ben 8.5 aylık bebeğimizi bırakıp bir iş için 1 haftalığına şehir dışına gitmiştim.
bir arkadaşım kızı 9 yaşındayken kanser sonucu bu dünyaya gözlerini yumup öte aleme gitti.
1 haftalığına ya da bir ömürlüğüne çocuğu babasına emanet edip giderken, gönlünün teli bile titremeyecek kadar güveniyorsa adama;
yani annenin içi rahatsa o kadar,
o adam baba gibi babadır bence
anneye yavrusu hakkında "bensiz ne yapar" duygusunu hissettirmeyecek kadar babalığının altını doldurabilmiş tüm adamlara selam olsun.