hesabın var mı? giriş yap

  • çarşamba günü sol köprücük kemiğime platin takılırken yaşadığım şey. narkozu verdikten sonra gittiğimi hissettim, sonra bir anda doktorların konuşmalarını ve vücuduma dokunmalarını hissetmeye başladım. kolumu kaldırdılar ve temizlemek amacı ile bir şey sürdüler, o sırada 'sürdükleri şey soğuk, soğuğu hissediyorum umarım acı hissetmem' diye dusundum. doktor kırık kemiğime dışarıdan dokunduğunda ise acı da geldi ve o anda her şeyi hissedeceğimi anladım. kolumu bacağımı kımıldatmaya çalıştım ama nafile, hiç bir şey yapamıyorum. sonra doktorum kalem istedi, kalem ile omzumun kesilecek yerini işaretlediler, kalemin soğukluğunu da hissettim. sonra cıızz diye bir ses ve acı, derim kesilirken her anını hissettim, tek dusundugum 'su anda yapabilecek bir şey yok dayanacaksın' idi. zaten acıyor olmasına rağmen ne ses çıkarmak ne de acıdan kaçmak mümkün değil. sonra kemiğimi törpülemeleri, yerine oturtmaları, doktorların 'bu hasta da ne şanssızmış' (ameliyatı biraz fazla bekledim ve takılacak platin biraz büyük geldi) dediklerini duydum. diğer doktor 'hocam elimizle bükelim biraz plakayı' dedi. bir süre sonra 'tamam hocam ben böyle tutayım' sozunu duydum, sonra matkap sesleri, kemiğime çakılan vidalar...

    umarım kimse yaşamaz...

  • herif adam oldurup kacmis, gunler gecmis teslim olmamis; halen empati yapin diyen okuzler var. sizin empatinizi insaniyetinizi esekler siksin.

    normalde daha agir kufrederdim ama akli selim yazayim: hadi diyelim ki olay gercekten kaza, cocuk da ne yapacagini bilemeden korktu kacti; saklanmaya devam etmesi nedir? ailesinin saklamaya devam etmesi nedir?

  • kız arkadaşım beni öptükten sonra yanağımı siliyorum mesela, boşuna silme çıkmayan ruj kullanıyorum diyor.

    ben de 'boşuna kendini hırpalama, çıkmayan ruj bu hayatta çıkmaz yanağından o kaldı artık ömür boyu' diye anlıyorum. içimden ne kadar bencil ve ukala diye kızıyorum.

    meğer dudağından çıkıp da yanağıma geçmiyormuş. yeni öğrendim.

  • ben şimdi şu alevilik kısmına takıldım açıkçası. olm siz operatörle görüşme yaparken, mevzuyu nasıl oluyor da aleviliğe getirebiliyorsunuz? hayır, biz mi yanlış yapıyoruz bir yerde amk?

    -bu arada aleviyim ben kıps;)

    bizim memleket hakikaten garip bir yer.

  • var mısın yok musun izlerken "lan niye hep en alttaki 500.000'ler önce açılıyo, bi gün de aradaki bi 500.000'in açıldığını görmedim, vay canına lan" diye şaşırmak. saniyelik lan ama, alo saniyelik olm, olur öyle yani bence.

    edit: guijarra uyardı 500.000ler en alttan diil en üstten başlıyomuş açılmaya. ne desem bilemedim. çok komplike bi yarışma heralde bana göre.

  • ömür boyu hapis cezası almasına sebep olan silk road ile ilgili çok kısa bir özet oluşturmak istiyorum.

    ross ulbricht'in aklına tor network arkasına gizlenmiş bir sanal pazar kurmak geliyor ve stackoverflowda sunucumu tor network'e nasıl bağlarım gibi sorular soruyor. bu önemli zira aramızda bu adamı büyük deha sananlar var ve hatta bitcoin'i icad eden satoshi nakamoto olduğunu iddia edecek kadar ileri gidiyorlar. satoshi nakamoto gibi birine bu hakaretin edilmesine izin veremem.

    her neyse, ross siteyi hazırlarken bir yandan da magic mashroom depolamaya başlıyor ki siteyi açtığında satacak bir şeyleri olsun, ilk müşterileri çeksin. anlayacağınız kendisi bizzat uyuşturucu satıyor - ki ben uyuşturucular konusunda liberal politikaları desteklesem de sonuçta bu günün dünyasında bu faliyet ağır suç teşkil ediyor, haliyle ross'un masum site yöneticisi olması söz konusu değil. hem bilerek ve isteyerek uyuşturucu ticareti platformu oluşturuyor hem de uyuşturucu satıyor.

    bu noktaya kadar benim açımdan etik bir sorun yok, uyuşturucuların risklerini yasaklarla değil insanları bilinçlendirerek ortadan kaldırılması gerektiğini ve devletin insanların bedenlerine ne yaptığı konusunda söz sahibi olmaması gerektiğini savunuyorum.

    asıl sorun, bu platform yasal mekanizmalar dışında çalıştığı için bir anlaşmazlık çıktığında bunun nasıl çözüleceği noktasında başlıyor.

    2 fbi ajanı ross'u dolandırmaya karar veriyor.
    bir tanesi diyor ki ortağım bana kazık attı, malı alıp kaçtı ve malı almış olduğum çeteye 700,000$ borcum var, kendimin ve çocuklarımın hayatı için endişeleniyorum ve eğer bu parayı bana vermezsen çalışmış olduğum 5000 müşterinin bilgilerini polise vereceğim, koruma karşılığında polise bildiğim her şeyi anlatacağım. böyle bir şey sitenin ticari itibarını beş paralık eder, milyonlarca dolarlık gelir kaybına sebep olur.

    bunun üzerine "liberteryen" ross ne yapıyor dersiniz? kendisini diğer adamın borçlu olduğu çetenin lideri olarak tanıtan polisle iletişime geçiyor ve adamın öldürülmesini istiyor, 150,000$ a anlaşıyor. bu yetmiyor, bir de silk road'ta dolandırıcılık yapan daha 4 kişinin de toplu olarak öldürülmesi için daha 600,000$ para ödüyor.

    tabi ki polisler kimseyi öldürmüyor, sadece ross'un parasını alıyorlar ve öldürdük diye sahte cinayet fotoğrafları gösteriyorlar.
    yalnız bunun bir önemi yok, bu polisler de zaten yargılanıp ceza alıyorlar.

    önemli olan şey şu: sözde liberteryen deney yapan ross ulbicht kendisine karşı işlenen bir suç ile karşılaşınca birden bire adalete ihtiyaç duyuyor ancak yaptığı iş yasadışı olunca adaleti kendisi sağlaması gerekiyor. kendisi risk altında değil, bu aşamada kimliği gizli zaten, risk altında olan şey kurduğu yüksek gelirli iş ve ross bu ticareti korumak için gözünü kırpmadan cinayet emirleri yağdırmaya başlıyor. biriktirdiği 100 milyon $'a yakın parayla kayıplara karışabilir ancak bunu yapmaktansa şirketine risk oluşturan kişilerin katledilmesini tercih ediyor.

    çeşitli komplike yasal sebeplerle bu cinayete teşebbüslerden yargılanmıyor ama muhtemelen bu tutumu yargılandığı suçlar için en yüksek cezayı almasında etkili olmuştur.

    açıkçası bu şerefsizin zamanında yakalanmış olması büyük şans. adam ticaretini korumak için her türlü işi yapacak noktaya gelmiş, tam kingpin olmuş.

  • iniş sırasında pilot "sayın yolcularımız iniş takımları açılmıyor pamuk eller cebe ehe mehe" desin, hostes kızlarımız da para toplasın.