ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sakin ol champ.. evdeyim
-
sinif farkini bundan daha guzel, zenginle fakiri bundan daha net ayiran bir tepki gormemistim simdiye kadar.
ben de "champ" ile ayni siniftayim tabii ki.
her şeyin kötü gittiği dönem
-
birkaç ay içinde özetle şunlar oldu; çok sevdiğim dedem sağ çıkma ihtimali düşük bir beyin ameliyatı geçirdi, akciğer kanseri olduğu ortaya çıktı, kemoterapi almaya başladı, annem iflas etti, cepte beş kuruş kalmadı, akşam yemeği olarak yemekhaneden ekmek çaldığım günler oldu*, evi satışa çıkardık. beş kardeşler, diğer kardeşlerinin hepsi çil yavrusu gibi dağıldı, dedeme sadece annem bakıyor ve telefonda sürekli teyzemlerden aldığı taciz telefonları yüzünden ve ödenmesi gereken kredileri yatıracak para olmadığından sinir krizi geçirir hale geldi, biz bir arkadaşımla birbirimize girdik, hop tek dersten kalırsam okulun uzayacağı stresli sınavlarım başladı, zaten hali hazırda okulu uzatmışım, bitirmeye çalışıyorum, sınavların tam ortasında bir dünya sebebin birleşmesiyle ev taşımak zorunda kaldım. tam sınavlar bitti, memlekete gittim, hastanelerde koşturuyoruz pat başka bir kötü haber.... artık son nokta gibi geldi.
derin bir nefes aldım, dolu dolu ulan dedim hayat ben senin ta amk. ne bok yemeye çalışıyorsun? birkaç gün kafam güzel gezdim. sonra sakinleştim. kalktım ayağa.
mevlana'nın bir sözü var, diyor ki; ''her şeyin üstüne gelip, seni dayanamayacak bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme; işte orası kaderinin değişeceği noktadır.''
her şey insan için. hikmetinden sual olunmaz, vardır elbet bir hayır. sıkıntılar gözüne perde olmuşken görmeyi bekleme. geçer gider. su yolunu bulur bir şekilde. pollyanna olacak son insanım ama sabah ola hayrola güzel kardeşim. bir şeyler değişip de bunlar olduysa, başka şeyler değişir neler neler koyar önüne. gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır. takma. şafak doğan güneş.
edit: dedem o yıl rahmetli oldu. teyzelerimle bir daha hiç görüşmedim. annem işlerini düzeltti, borçlarını kapattı ve emekli oldu. ben geçen yaz nihayet diplomamı aldım. şimdi az aksiyonlu, işten eve gidip gelmeli bir hayatım var. ufak tefek günlük sorunlar dışında can sıkıcı pek bir şey olmuyor. öyle işte sevgili sözlük...
albert camus
-
"insan parası warsa çalışmak zorunda kalmaz.böylece zamanı satın alır.bu kalan zamandada kendini mutlu edebilcek şeyleri yapar.yani para mutluluğu satın alır."
20 aralık 2013 muharrem ince'nin bütçe konuşması
-
bugün yine esip gürlemiştir.
"tomanız elektrikli, başbakanınız öfkeli, bakanlarınız şaibeli, toma suyunuz jeniksli, sporunuz dopingli, danışmanınız jöleli" ahahahaha :)
rte'ye çok iyi hatip diyenler, hatip görsün...
dünyanın en kısa korku hikayesi
-
"birden içeri elinde sazıyla ismail türüt girdi."
parliament ve marlboro'nun fiyatının düşmesi
-
sigara içmeyenlere kapak olan indirimlerdir .sonunda kar edeceğimizi biliyorduk ...
ned kelly
-
kendisine, annesine, kız kardeşine yapılan haksız saldırı ve suçlamalara dayanamayıp son çare bunları yapan polis kılığındaki heriflere karşı koymayı seçen avustralya'nın efsane adamı.
filmi de var, güzel bir film, çekimleri ned kelly'nin memleketi victoria'da yapılacak kadar da ayrıntıları düşünülmüş hem. lakin belirtmekte fayda var, ned kelly eşkiya falan değildir. zavallı adam hayatta olup kendisi hakkında dağa çıkmış militan benzetmelerini duysa bir de onlara karşı zırhlanırdı heralde, peh. kemikleri sızlıyordur şimdi.
ailenin komik kısa mesajları
-
dedem bana kontör yollamaya çalışırken mesajı turkcell yerine benim numarama atar:
"0537**** kontur 50"
bir şeylerin yanlış olduğunu farkeder ve 5 dakika sonra ikinci mesajı atar:
"0537*** kontur yollama 50"
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bill gates'in eşi olmak da zordur be.
- hayatım eve ne zaman geliyorsun?
- 9 dakika kaldı, 10 dakika kaldı, 22 dakika kaldı, 3 dakika kaldı..."
uno tost ekmeğindeki inanılmaz mantık hatası
-
aslında rezalet ama tarihsiz rezalet başlığı istemediğim için rezalet diye anlatmak istemedim. çünkü bunun bir defaya mahsus bir hata olmadığını, gerçek bir mantıksızlık olduğunu çeşitli tarihlerde, tam üç farklı pakette gördüm!
bu pakette, ilk ve son dilimler dahil olmak üzere 21 dilim var. 10 defa tost yaptıktan sonra ne yapacağınızı bilemediğiniz 1 dilim ekmekle kalakalıyorsunuz.
evet bunu başka bir şekilde tüketmenin yolları var, ama bunu neden ben düşüneyim? uno düşünmeli!
uno'ya ilk ve son uyarımdır. eminim ki ayrıntılara dikkat eden tek tüketici ben değilim. iyi bilsinler ki bu konuda acilen adım atmazlarsa, sonuçları kaldıramayacakları kadar ağır olacak.